20 Aralık 2022 Salı

KAR KÜRESİ

 Kar Küresi gibi saydam olmak nasıl, hiç öyle olduğunuzu düşündünüz mü.  Bunun zararını kaç milyon kez gördünüz peki. Yine de öyle gizli saklı olmayı başaramadığınız için kaybettiklerinizin yerine yeni birseyler koyabildiniz mi. Daha doğru soru şu aslında " Her kayıp yeni olmayacak olana olan inancınızı kaybettirdi mi?" Yani artık yeni kelimesi dahi çıktı mı lugatinizdan. Saydam olmanın verdiği bir iç rahatlığı olsa dahi çok da bir yararı olmuyor bence insan ilişkilerinde. Bunu ben tecrube ettim yıllar içinde. Tüm saydamlığımla yazıyorum örneğin ben burada. Bu blogu dikkatli ve düzenli okuyan herkes benim kalbimi , ruhumu , zaafimı, acımı herseyimi bilebiliyor o kadar saydamlık yani bırakın arkadaşlarımı tüm dünyaya açık anlatıyorum herşeyi. Buna rağmen hala sorgulanmak , hala her sözünüzün altında sizin soylediginizin dışında bir başka anlam aramalara maruz kalmak ,hala iyi niyetinizin sorgulanıyor olması bize şunu gösteriyor ki Siz Ne Kadar Saydam Olursanız Olun bakan gözler karanlık matsa görmez.  Demekki senin kalbin karşıdakinin kalbine göre renk alıyor.  O zaman o beni niye sevmiyor ,neden çabamı görmüyor, bu kadar anlatıyorum neden anlamıyor diye kendinizle savaşmanıza gerek yok.  Apaçık ortada olanı farkedemeyen demeyelim de görüş alanı kendine göre olduğu için


göremeyenlerden bilmesini, anlamasını bekleyemeyiz. Boşuna yani kendimizi kahretmeler, çırpınmalar herkes kendi idrakında okur ,görür, anlar. Anlamayana anlatmaya çalışmayın. Duymayana söylemeye.. Görmeyene görünmeye...  Hissetmeyene dokunmaya çalışmayın. Saydamlığınızın mutlaka bir karşılığı olacaktır bir gün açık bakanlar için kapalı olan için ise zaten anlamsızdır. Öylece geçip gidiyordur hayatınızdan ya da öylesine bir an bakıp geçmiştir.  Siz bir anlamda olsaydınız zaten ya da bu kadar açık olanı farkedebilseydi olurdu yanınızda...


17 Aralık 2022 Cumartesi

Bir yer bulalım

 Ne güzel beyazlamış saçlarım.


Ne güzel yaş alıyorum. Her anım mutlu mu geçti? Asla . Her bir anım ızdırap mıydı? Asla.

Çoğunlukla üzüntü ve hayal kırıklığıydı ama her sabah yeni gün yeni macera diyerek geçti.

Hep umut ettim bence seneye daha güzel olacak hersey diye. Seneler geçti.  On yıllar geçti. Madden olan her şeye sahip oldum. Her istediğimi aldım. Gözümde canlanan Her durumda yer aldım.  Bir tek geniş bir aileye ,kalabalık içinde yenen yemeklere , bayram kutlamalarına, aile seremonilerine erişemedim.  Ne kadar çok istediysem olmadı.  Cogalmak istedikçe yalnizlastım. Çok çabaladım, çok emek ettim bunun için ama olmadı. Şimdi vazgeçtim bundan şimdi de tam tersini ister oldum. Derin Ve büyük bir yalnızlık. Teklik.  Özgürlük. Bağımsız ve bağlantısız olmak. Ona da erişemiyorum.  Çok kalabalığım . Herkes Her yerde her an. Sanki sıkıştırmış beni tek başıma bir alanım yok. Her yerde herkes var. Herkes var ama kimse yok gibi. Belki de bundan on yıl sonra bu anları hasretle anacagım ama şu an tek hissettiğim baskı ve bunaltıcılık. Herkesin tanıdığı, herkesin her an her yerde karşımda olması, beni merak etmesi,nasılım, nerdeyim diye sorgulaması, insanların her şeyi sıkıyor beni. Kaybolasım var. Başka bir şehri bırakın başka bir ülkede olasım var.  O kalabalık aile olayım hevesim bitti ya artik ya da yaşımdan dolayı olamayacağımı bildiğim için bari yalnız sallanan koltugumda oturma hayalim gerçek olsun istiyorum. Belki yıllar sonra arayanım soranım olmadığında bu istegimden de vazgeçtim yazacağım. Ama su an tek istediğim arabama binip buradan gitmek . Başka türlü bir yere. Yetişmek zorunda olmadığım bir yere . Ve de hiç kimseyi tanımadığım bir yere. 

Gözlerimi kapatıp da yanımda kim olsun isterdim dediğimde ise "Hiç kimse " cevabını vermek ise ne kadar acınası diye düşünebilirsiniz belki ama bence hiç kimse olmaması biri varken ki yalnızlıktan daha tercih edilebilir ya da katlanılabilir inanın buna.


Keşke elime geçse öyle bir an. Çok değil sadece bir kaç gün. 


29 Kasım 2022 Salı

DİL-BAL BALIK

 Ben eskiden ,gençken çok sevdiğim arkadaşlarıma hep hediye olarak Balık alırdım. 

Balık bence verilebilecek birden çok anlamı olan,derin bir hediye gibi gelirdi. 

Bir kere Canlı . Hareketli . Yaşıyor.  Yani orada her hareketinde hediye aldığınız o kişi sizi animsayacak. Sonra emek istiyor yani beslemelisiniz,suyunu degiştirmelisiniz; bakmalısınız ona . Ona ettiğiniz emek aynı zamanda size o hediyeyi vermiş olan kişiye de emektir. Fakat o emek sizi de yormayacak kadar da yapılabilir bir emektir. Yani onunla oynamaniz, ihtiyaçları için çok zaman ve çaba sarf etmeniz de gerekmemektedir.  Ona sadece günde bir kez dahi olsa yem vermek için bakmanız yeterlidir. Bunun yanı sıra ona uzun uzun baktığınızda ise hediyeyi size veren kişiyle anılarınızı hatirlarsınız. Ona kızmış olsanız bile küçük bir balığın bir dönüşünde, ağzını açıp kapatmasında gülümsersiniz. Duru bir suda yalnız yalnız oradan oraya bilinçsizce olan salınımları belki de yaşamak için aynı türden olanlarla birlikte olmak zorunda olmadığınızı hatırlatır size.

Hasılı Balık diğer hediyeler gibi değildir belli bir zaman içinde kullanıp daha sonrasında sizi çekmecede bekleyecek bir takı, bir giysi ya da sürdükçe bitecek olan bir parfüm, tükenen bir yiyecek ,içecek ya da solacak bir çiçek de değildir Balık BALIKTIR.  SANA mesajları vardır.  

♡Hafizanda herseyi tutmadan da yaşayabilirsin.

♡ Küçücük bir yaşam alanı da sana yeter

♡ Günde bir kez besin alarak da hareket edebilirsin 

♡Arada sırada hava alma bölgeni temizlemelisin 

♡Yalnız da hayatta kalabilirsin

♡Sadece aynı şeyler yapılabilir 

♡Duygular o kadar da büyütmeye değmez oksijen ,besin ve güvenli yaşam alanı da gayet olası 

Yani bir Balık; Miniciktir sizinle konuşmaz ama bir süre izlerseniz onu sırf durup durduğu için bile iyi hissettirir.  Bi de konuşmak isterseniz sözünüzü kesmez:) Köpeğiniz gibi üstünüze atlayıp yalamaya çalışmaz. Orada öylece işine bakar ,yüzer kuyruğunu o yana bu yana sallar:)) Takmaz yani fanusun dışında olanı biteni . Muhteşem bir hediyedir Balık.  




Veeee bana bugün çok sevdiğim arkadaşım Balık hediye etti. Ne kadar mutlu oldum tarifi yok. Hem beni çok eskilere götürdü hem de bu hediyeyi düşünmüş bir arkadaşa sahip olduğum için sevindim. Baligim Beta'ymış biraz kızıl biraz mavi.  Yuzgeçleri çok havalı.  Bi de tombiş, Balık etli:) Ben sevdim adını da Dilbal koydum. 


Bir minicik şey insanı bu kadar nasıl mutlu ediyor . Kalbimcim kıpkırmızı atti . Yirmili yaşlarımda hissettim kendimi. Teşekkür ederim Dilaram, Diloş. 

17 Kasım 2022 Perşembe

ÜZGÜNLÜK DE BİR DUYGU

 Bugün birçok duyguyu aynı anda yaşadım;Sabahtan akşama kadar.

Sabah sevgi ,öğlen zaman geçirme iş rutini.

Öğleden sonra yalnızlık.  Akşam üstü empati ,dinlemecilik. 

Akşam çok fena bir arkadan bir şeyler dönmesi farkındalığı . Kendinle ve sevdiğini düşündüğün insanlarla yüzleşme. Aynı anda yeni bir sevilesi insanı tanıma. Bence ben çok keyifli ,renkli ve de eğlenceli bir insanım . Tanıdığınız başka kim var bir on saate bu kadar durum duygu sığdırır ki değil mi . Ha Bi de arada birkaç atar gider tartışma,  dedikodu , sitem de var yani burada ayrıntıları paylasamadigim.  Ben olsam benim gibi bir arkadaşım olsa onu hiç kaybetmek istemem çünkü ben nerede heyecan aktivasyon orada . Ama belki de beni bırakan arkadaşlarım aktivasyon sevmiyordur. Çünkü son iki yılda çok bırakıldım ama hiç bugün ki kadar uzmemisti bu durum beni. Neyseki bir duruma üzülme sürem 24 saat oluyor muhtemelen yarın bu üzüntüden eser kalmayacak . O kadar çok en sevdiklerimden gitmişim ki sanki her gidişle kan azalmış kalpten akan ve şimdilerde kan donuyor adeta atışı hızlandıracak bir devinim de olmadığı için donuşu daha da kolay oluyor sanıyorum. Vel hasıl kelam artık acının bedendeki etkisi zaten yok da ruh da gittikçe yalana alışmış gibi rolünü iyi yapıyor hiçbir şey yokmuş gibi kanını dondurmayı öğreniyor. 

Bu aralar hayat beni arkadaş ve dostluklara sınıyor. İnsan evlatları vazgeçemedikce hırsından daha çok sınavımız var. 

Her sınavı geçtiğimiz gibi tabi ki bunu


da geçeceğiz.  Bir Hocam vardı lisede sesi kulağımda "Doğru bildiğin yolda tek başına da olsan yürüyeceksin " Ben onu yapicam. 

Tanıdığım hiç kimseye ne bir haksızlık,  ne bir yalan ,ne bir aldatma ,ne bir sahtelik yapmamış biri olarak tertemiz bir vicdanla yolundayım. 

Bana eşlik etmek isteyenler için buradayım 

Yok dert olduklarım için ise sadece onların dillerinde olmaya devam edeceğim.

13 Kasım 2022 Pazar

Dur.

 Şu an üzüldüğün şeyin bir yıl sonra hiç bir önemi olmayacağını bilsen ne kadar da rahatlarsın. Neden bunu anlamamız ömrümüzün yarısına mal oluyor. İnsan canlisının gelişimi neden erkenden tamamlanmıyor. 

Aslında şunu da sorabiliriz İlle de kötü bir şeyler mi başımıza gelmeli bu da geçiyormuş yahu demek için ya da huzurun değerini anlamak için huzursuzluğun tadına mı bakmalıyız ille de.

Ben niye bu kadar soruyorum ki, neden sorguluyorum. Vücut,  ruh hep bir zırıltıya alışık ya çok korkuyorum bişey olacak diye. Bundan daha iyisi nasıl olur lafı faydalı. Mümkün olduğunca söylemeye çalışıyorum.  Fakat korkmaktan kendimi alamıyorum. 

Bence artık bunu düşünmemeli ve sadece yaşamalıyım. 


Sadece dur . Dur .  

4 Kasım 2022 Cuma

BIRAZ KIZIL BIRAZ MAVİ

 Kendimi nasıl hissediyorum biliyor musunuz...

Komadaymışım sanki ,uyutulmusum uzun bir süre işte o komadan yeniden hayata dönmüş gibi.

Her bir dakikayı ,her bir anı önce şükürle sonra da doya doya yaşıyorum.  Bir de inanamıyorum. Rüya mı acaba diyorum . Deli gibi bir işkence görüp, karanlık odalarda kalıp güneşi ilk gördüğünüz anı canlandırabilir misiniz gözünüzde. Mavi gökyüzünün görüntüsünü, iyotun kokusunu, yağmurun teninize değişini yıllardır hiç yaşamadıginizi bir düşünün ve sonra tüm bunlarla karşılaştığınızdaki sizi hayal edin İşte Öyle Bir Şey. Uyumak dahi istemiyorsunuz bu anları kaçırmamak için. 

Önceden çok sıradan olan hersey aslında ne kadar da kiymetliymiş meğer. Bir o yana bir bu yana koşasım var  meradaki koyunlar gibi hop hop:) Sokaklarda şarkı söyleyesim var en çok da . Bir de en çok ne istiyorum biliyor musunuz Güneşin Doğuşunu izlemek.  Kaç yaz ,kaç bahar ,kaç ay, kaç gün geçti acaba bilemiyorum ben yokken. Hala da dışarıda olduğumu idrak edemedim henüz sanırım zaman alacak ama çok da acelem yok çok tadına varıyorum...



Hayat kendi hayatımızın kıymetini bilmemiz için bazen bize sahip olduklarımızı kaybettirir bu olur buna alışığız fakat çok uzun sürünce çok fena törpülenip , çok aşırı değişerek cikilıyormus kayiplardan. Sonra tık ,hiç beklenmedik bir zamanda sunuluyor hediyen . Bakalım dersini almişmısın diye bir deneme mi acaba bu diye düşünüp tekrar tekrar kendine söz veriyorsun bir daha tövbe diye.

Muhtemelen benim dışımda kimsenin hiçbir şey anlamadığı bir yazı oldu bu yazı ama ben gerçekten çok anladım her bir nefesimin kıymetini. 

Bugün için bir son söz söylesim var ;

Çok Şükür Yarabbim.

26 Ekim 2022 Çarşamba

AMPULLER YANIP SÖNÜYOR

 Merhaba 

Nasılsınız acaba ,

Bir dönem bitiyor sanki . Olmaz denen oluyor ,gitmez denen gidiyor, seviyor dediğin yok, yok dediğin var. 

Son bir haftadır hayat beni çok şaşırtıyorsun. 

Oturup izle diyor bir yanım, bir yanımsa hadi kalk seçimleri değerlendir diyor. Bundan bir ay önce olması için can atarken karşıma gelen içinde ortasında durduğum durumlara öylece bakıyorum. Allahim yoksa fırsatı mi kaçıyorum ya bir daha böyle bir şey bulamazsam dediğim taaaam üç olay yaşadım beş gün içinde. Sanki hayat yani Pınar sen çok yoruldun al bak aynı anda o, bu ,şu üç farklı konuda herşey bir anda geldi. Fakat benim hiç alışık olmayan ruhum ,zihnim şaşkınlıktan öylece duruyor. Üç durumdan bugün birine cevap verdim Red olarak. Diğer ikisi için de perşembe günü diye kendime süre verdim. Yarın ola hayrola deyip uyuyacağım bugün.  



Bir de çok uzun zamandır olmayan birsey de oldu. Onu yazmayacağım. 

Ve en son bugün de beni sevdiğine inandığım güvendiğim, bir arkadaşımı kaybettiğime inandım.  Aslında beni benim o beni çok seviyor dediğim kadar sevmiyormuş . Kalbini görebildim ve bu beni derinden yaraladı. Yine mi yanıldım diye. Sonra dedim ki bir kez daha giden gider kalan kalmanın bir yolunu bulur.

Şimdi ben de bundan bir hafta sonrayı merak ediyorum kendim için çünkü ne karar vericem bilmiyorum. Bence bir memur gibi davranıp her zamanki gibi hali hazırda olanı korumanın derdine düşeceğim.  İnsan ilişkilerinde ise yaşım kaç olursa olsun kandırılmaya devam edeceğim.  Çünkü Ben Benim ve zamanla her ne kadar değiştim diye zırvalasam da hala aynıyım. 



8 Ekim 2022 Cumartesi

SEMA ABLA BANA BIRSEY YAPTI

Eğleniyorum.... Ben benim diyebiliyorum .



Bir sihirli değnek değmiş olabilir mi ?  diye düşündüğünüz oldu mu hiç kendinize .

1. 2005 2. 2018 yılında ve bu iki haftadır 3. Eylül 2022 de böyle hissediyorum.  




Ilk ikisinin nedeni farklıydı.  Karnımda kelebekler uçuşuyordu . Ben de o sıra zannediyorum ki mutluluk perisi bana gelmiş ah ne ala. Bu yıl olan ise, Bir kaç arkadaşım için  iş yoğunluğunu azalttın ondan diye yorumluyor ,ben ise bilemiyorum.  Yıllardır mutfağa girmemistim örneğin, beş yıldır oturduğum evin önünde kurulan pazara gidiyorum ilk kez, çeşit çeşit yemek yapıyorum, düzenledim her küpe kolye iç içe geçmiş takıları, bir taraftan kitap okuyorum, çok sakinim. Hiçbir şey değişmedi hayatımda somut olan. Soyut olan anlamlandirdigim bir şey de yok. Ama bir dişil enerji enjekte edilmiş gibi bana her türlü bir ev hanımı modundayim.  Önceden angarya gelen, başkaları yaparken gülüp dalga geçtiğim ne kadar iş varsa ay bir hevesle yapıyorum. Bir dantel ıslemedigim kaldı. Sanki bu gidişle oraya doğru gidicem. Her yer tertemiz olsun ,bir sürü yemek çeşidi olsun , bunun yanında o güzel olur vs. He sanmayın ki çalışmıyorum bir taraftan işde de çalışıyorum, proje yazıyorum. Bence bana ben gerekmişim amaaan bu laflara da ben de doydum .https://youtu.be/VD0kYGDq0ws



Bilmiyorum işte bana bisey olmuş.  Ne olmuşsa da iyi olmuş.  Mutluyum yani anlayacağınız.  Çok mutlu ve huzurluyum.




27 Eylül 2022 Salı

BIR NEFES BIR ARA

 Yavaş oldum. Sözümü tutuyorum. Bunu buraya yazarak tekrar ediyorum kendime ,kendimi iyi yaptığıma ikna ediyorum. 


Bir  haftadır her çalan telefonu açmıyorum . Her mesaja anında cevap yazmıyorum.  Yanımda konuşulan her soruna ben çözüm bulmak için paralamiyorum kendimi. Kendi sorumluluklarımdan da bazılarını yapmaya mecbur değilmişim meğer.  Kendi kendime ben sorumlu adletmisim kendimi meğer her işe. 

Arabayı yavaş kullanıyorum geç kalsam da birsey olmuyormuş,  hersey dört dörtlük nizamı olmayınca da ölünmüyormus . Bazı işler yarına ,öbür güne hatta haftaya da kalabilirmis.  Olduğu kadar . Bu kadar . Elimden gelen bu kadar daha fazlasını yapamıyorum diyorum.

Bir öğle arası molası.  Bir küçük ara vermek için de zaman yaratilabiliyormuş. 

Yazdığım bir yazıda bir an yaşıyorum


şimdi.  Denize bakıp kulaklıktan doksanlardan bir şarkı dinliyorum. Martıların kanatlarındaki tüyler titriyor denizin üstünde öylece durduklarinda ilk kez farkettim. Bir de balıklar ne atsam yiyor. https://youtu.be/IRQEmhs44r0



21 Eylül 2022 Çarşamba

Hello Dünya

 

Tam dört gündür aynı koltukta yatıp duruyorum:) 

Durmayı biz bilmeyince bir kuvvet bizden büyük olan " Dur Yolcu " diyor. Hayatımın belli zamanlarında bunu yaşamışlığim olmasına rağmen insan evladı her şeyi unutuyor ya işte iyi ki o ilah var da bize hatırlatıyor bizi. Bizdeki bizi, özü. O zaman duruyorsunuz mecbur .

Her neyse neden açtım yayıncılık sayfamı aslında ben de bilmiyorum açtım işte yazasım geldi iki kelam laf. 

Hayırlı işlere vesile oldum bugün bu bir , sevdiğim insanlar geldi yanıma benim için bu iki , ayağa kalkabiliyorum a bu da üç.  Böyle bir mutlu hissettim kendimi ondan açtım sayfayı. 

Bunun dışında ben durdum ama dünya dönmeye devam etti günlerdir.  Herkes aynı yollardan aynı kosusturmalara devam etti. Bu da yine ve defalarca olduğu gibi gösterdi ki ;"Sen varsan Herşey Tamam Sen Yoksan Herşey Eksik" Bunu hep yıllarca başkaları için söyledik ya işte Kendimize demeliymişiz. 

Ben diyorum:) Gerçekten diyorum . Kimse dediğime inanmasa da artık öyle. Ben inanıyorum kendime önce Can. Keyfimdeyim.  Bir de ben olmayınca hiçbir şey olmadı.  Ne havaya uçtu binalar, ne de işler aksadı, ne seller aldı yolları ne de kıyametler koptu . Hiçbir şey olmadı.  Bensiz de gayet oldu. Ben yokum gari.  Varım aslında.  Yani varım ama yokum:) Yazının beden dili yok aslında olsa şu an bundan önceki son üç cümle eğer yüz yüze söylüyor olsaydım size hayli komik gelebilirdi.  Çünkü ben yazarken gülüyorum. O üç cümleyi söyle izah etsem daha anlaşılır olabilir.  

" Ben ben için Varım . Ama dünya için olması gerektiğinden fazlası için Yokum.

Oldu.  Ben buna inanmak istiyorum.  Yarın bana hatırlatması için alarm kurup okula gidicem . 


Çok sohbet bir yazı oldu . Günlerdir konuşmadığım için şişmişim:) 

İyi Günler Dünya. 



12 Eylül 2022 Pazartesi

ŞIMDI OKULLU OLDUK

 SIFIR ALMAK 

Rusyada en yüksek not 5 iken, bir cocuk boş kağıt verse bile alabileceği en düşük not 2imis . Bu uygulamadan yeni haberdar olan birisi şaşkınlıkla Moskova Üniversitesi’nden Dr.  Theoder Medraev’e sormuş;

")Boş kağıt veren bir öğrenciye neden 0 yerine 2 veriyoruz , niye öğrencilere adil davranmıyoruz "diye .

Madraev bu  soruyu;

" Her sabah 7 de , soğuk havalarda bile kalkıp okula gelen , tüm dersleri takip eden, toplu taşıma ile sınava saatinde yetişen ve soruları cevaplayamasa bile en azından sınava giren ve başka bir hayat yaşayabilecekken okumayı seçen birine nasıl 0 verebiliriz . Biz sadece sorunun cevabını bilmiyor diye hiçbir öğrenciye  0 veremeyiz . En azından insan olduğu ve denediği için o öğrencilere de saygı göstermeliyiz " diye cevaplamış.

Düşündüm de, doğduğumuz andan beri küçüklü büyüklü ne kadar çok farklı farklı sınavlarla karşı karşıya kaldığımızı, aldığımız 0lar nedeniyle nelerden vazgeçtiğimizi ve bu vazgeçişler nedeniyle asla keşfedilmeyen potansiyellerimizi...

Düşününce paylaşmak istedim,  yıkmanın en kolay iş olduğunu, asıl zor olanın yapıcı yaklaşarak, ilmek ilmek yol almak olduğunu. Hakkınız yense bile, 0 alsanız da hayatın önünüze getirdiği sınavlarınızda bilin ki asıl hakkettiğiniz notunuzun en az 2 olduğunu. 

Bir sınavda başarısız da olsanız, deniyor olmak bile başarı değil midir? Alıntı


2022-2023 Eğitim Öğretim Yılımız Hayırlı Olsun. 

Kendini  , misyonunu bilen , hedefi kalpler yürekler olan tüm Arkadaşlarıma selamlar .

Benim için ise  öğrenci olarak 38. Öğretmen olarak 19. Yılım maceraya hazir miyiz demeden başlıyor ... Çünkü bu yıl macera yok.  Sadece normal rutin okul yili olacak bu yıl.  Söz. Sadece akademik ,sessiz sedasız gidiş gelişler o kadar. 

9 Eylül 2022 Cuma

DENGEDE MISINIZ SIZ

 Denge .

Denge .... Son yıllarda çok duyuyoruz degil mi. Spirütüel yayınlar, videolar , sunular ,sohbetler . 

"Dengede kalın" "Dengede durun" "Dengeli olun" Herseyden uzaklasalim,  işte inzivada olalım. 

Nedir Denge . Sorunsuzluk hali mi. Başım ağrımasın,  dişim çürümesin, maaşım gününde yatsın, çocuğumun en iyi okulda okusun , her istediğim hemencecik ulaşılabilir olsun ... Bu mu Denge. Hiçbir sorun çıkmasın, sen beni sev , ben seni seveyim , kuşlar uçsun ben de martılara ekmek atayim Bu mu Denge . 

Ölü olmak gibi birsey Dengede olmak bence.

Hayat devam ettiği sürece Dengede kalma hali diye bir hal yok bana göre.  Ben yıllardır kendimi hep dengesiz diye adlandirdim halbuki bence Denge aktif ve dinamik olma hali.

Gerçek hayatta dengeli olan  tüm sistemlerin hepsinin içinde dengeyi sağlamak için bir hareket olmalıdır. Bir teraziyi düşünün dengeye gelene kadar bir titreşimdedir. Anlık bir hareketle kefede olan sarsıntıyı dengelemek için hareket eder. Bilirsiniz işte durma haline gelene kadar ki süreçtir bence Denge durumu.

 Gerçek hayat gürültülüdür.  Sürekli bir hareket vardır ve siz ona uyum saglayabildiginiz sürece Dengedesiniz.  Sarkacı düşünün o halde Dengede kalabilmesi için mutlaka iki tarafta bir hareket olur ki o durma haline ulaşabilmesi için. İşte bana göre de denge hep aynı olmaktan ziyade karşılaşılan sorunları işlevselliğe çevirebilme yeteneğidir.


 

Yaşam benim beklentilerime uygun gitsin Oh ne güzel o durumda herkes dengededir.  Halbuki her zaman herseyin değiştiği dünya gezegeninde aralardaki seçenekleri degerlendirebilmek,  yeni bozucu etkilere karşı yapımı başarabilmek,  uyum sağlayabilmektedir Dengede kalmak

Tüm bu yazdıklarımı düşününce de Bence ben Dengesiz değilmişim:) Bilakis Denge bulma , dengeyi koruma konusunda uzmanmışım.

Dengeye sahip olmak için de odenmesi gereken bir bedel olmalı. Örneğin bir köprü yapacaksın o betonu dikmen için bir şekilde doğayı değiştirmelisin onun gibi düşünün.  İşte Denge yaptığın her davranışın ,söylediğin her sözün, yazdığın her bir sözün bedeline değecek olduğunu bilebilme hali.


DENGE aslında  benim eskiden düşündüğüm gibi her şeyin aynı olma hali değilmiş meğer. 

Tüm bombardımana rağmen ayakta durmayı becerebilme hali Denge . Şu an korkacak bir şey var mı? O halde önümüzdeki maçlara bakalım hali Denge.

Demek ben çok Dengeliyim.


5 Eylül 2022 Pazartesi

ÇEKİRGE ÜÇÜNCÜYÜ SIÇRADI

 

Her doğum günümün akşamı Yarın geri kalan hayatımın ilk günü, işte bundan sonra şunu yapicam ,bunu yapmayacağım bilmem ne kendime sayıklarım. Amma ve lakin hep de o yapmam dediklerimi yapar , yapacağım dediklerimi de yapmam. Bu kırk yıldır böyle olmuştur.  Çünkü istikrar ve aynı olmak benim fıtratımda yok ben artık kendini tanımış bir insan olarak bunu biliyorum. Kendimi böyle kabul edeli rahat ettim . Dövüsmüyorum kendimle. Pınar sen busun gel gitlerle dolu,  dakikası dakikasına uymayan, bugünün doğrusu senin için yarının yanlışı olabilir diye kabul edeli bir kaç yıl oldu.  Şimdi ilk cümleye dönün. Okudunuz mu. İşte her doğum günümde yazdığım, söylediğim o söz vardı ya. Hep boşmuş.  Niye ? Çünkü vallahi dün başıma öyle bir şey geldi. Bildiğiniz üçüncü kez ölümden döndüm.  İlk ikisinde küçüktüm yazmıştım daha önce ama aklımın erdiği zamanda ilk kez yaşadım böyle bir durum. 

İlk defa bayıldım ben . Hep merak ederdim ya insan nasıl yani bayılır. Nasıl yani bilinci gider.

Dün sabah ben bayılmışım. Yere düşmüşüm.  Çenem mermerin sivri yerine gelmiş.  Benim Güzel canım kızım beni yerde ceset gibi yatarken bulmuş o ayılttı.  Elimi tutup kaldırdı onu hatırlıyorum.  Sonra bana sarıldı.  Kanlar içinde olan yastık çarşafla farkettim ki çenem delinmiş. Oyuk olmuş . Sonra ölü gibi uyudum. Hastane , tahlil ,serum ,iğne vs.... Bugün idrak ettim başıma geleni . Kendime o kadar çok yuklenmisim , o kadar yormusum ki beni. Vücudum, ruhum kendini kilitlemek ben yokum demek istemiş.  

Bugün işte gerçek anlamda kendime dedim " Pınar Bugün geri kalan hayatının ilk günü " 

Dün cenen değil kafan o betona cakilsaydi , beyin kanamasi gecirseydin  ya da belki o an kalp krizi geçirdin ya tık diye kalbin dursaydı ne olurdu. Kimseye bir şey olmazdı kızımdan başka.  Sadece o ve ben gitmiş olurduk. Geri kalan herkes ,hersey devam ederdi.


O halde aklıma tek bir cümle geldi. Kendine bu kadar neden yukledin. 

Bırak. . . 

Herkesi ve herseyi bırak  

Sade ve sadece kendine bak. 

Ya yazarken bile ben inanmıyorum. 

Ama bugün gayret ettim buna rahat olmaya .

Belki yaparım bundan sonra öyle 

Çünkü bu çekirgenin üçüncü sıcrayışı oldu Pino:) 

Ye ,iç, keyfine bak.  

Hersey olduğu kadar .


2 Eylül 2022 Cuma

Yağmur Yoktu

 Bu cuma çok sıcak ve bunalticiydi uzunkuyu .

Ne bir damla yağmur ne de bir rüzgar esintisi vardı. 

Basık, kapalı, sıcak, belirsiz , zamanlı bir havaydı. 

Yani hava tertemiz değildi. 

Yer yerindeydi.

Sesler dolu bir sürü her türden ama net bir sözcük,  net bir cümle, net bir ses yok bugünden bu haftadan kalan aklımda. 

Sadece uğultular , görüntüler,  klavyeler ,gelenler ,gidenler ,arayanlar ,soranlar,dert anlatmalar.... Ama sorarsanız ne yaşandı ne duyuldu " Hiç " .

İşte böyle bir cumaydi bugün her cuma olduğu gibi bir cuma günü. Hem de öyle bir cumaydi  geçen cuma olmadığı gibi . Çünkü yağmur yoktu. Rüzgar esmedi. Duyulmadı ne bir ses ne bir hoş seda . Gürültü dolu, yüzeyde dolaşılan bir gündü işte. 


30 Ağustos 2022 Salı

KAYBOLALIM

 Hazır olan var mı okula :)

Ben değilim. 

Bir altı ay hiçbir şey yapmadan işe dair calışmayasım var.

Evden sadece canım isteyince çıkmak nasıl bir duygu acaba . Hiçbir zorunluluğunun olmama hali . Bir de hiçbir sorumluluk olmadan bir altı ay olsa ömrü hayatımda Bi kerecik. 

Örneğin bir başka ülkeye bir görev için altı ay gitmiş olsam.  Kızım büyük olmuş olsa . Geride olan her şey geride kalsa . Kimseyi tanımıyorsunuz ve kimse de sizi tanımıyor. Allahim ne güzel bir hayal. Olur mu , olsun ,bence olmalı. 


Peki o kadarını yapamıyorsak dahi bir gün ve ya onu da geçtim bir kaç saat kaybolmak da olmaz mı.  Bunu yapabiliriz . Ben yapacağım.  En kısa zamanda.  Şimdiden haber veriyorum :) Kaybolmuşsam aramayın kaybolmuşum:) 

26 Ağustos 2022 Cuma

SuSmaya Susamak

 


Susup dinlemeyeli ben bilemiyorum benim için  ne kadar zaman oldu"Dinliyormuş gibi yapmadan"

Olduğun yerdesin ama aslında değilsin 

Dinlemiyorsun duyuyorsun

Duymak ... Duyabilmek... Ses olmadan duyabilmek .

Hayat deneyimi sessizlik içindeki sesi duyurdu.

Demek bazen konuşmak içinde konuşma; sessizlik içinde ses oluyormuş. 

Hiç mi bilmiyordun demeyin evet tabiki yaşadığım zamanlar oldu bir belki de iki kez bunca yıllık ömürde ama o kadar unutmuşum , o kadar üstü tozlanmış görünmüyordu ki uzun zamandır aradığınız ama ona sahip olduğunuzu dahi unuttuğunuz yıllanmıs bir eşyanızı ansızın bulduğunuzda ne hissedersiniz işte tıpkı öyle. 

Gülümsemiyorum... Hüzün de değil.  Karışıklık da değil şu an bendeki ... Sadece Donukluk.  Mat bir donuk durma. Sadece ışık görmüş tavşan gibi bir gozbebegi aynadaki gördüğüm. 

Toprağın altında gömülü bir gazete parçasını çıkarıp da inanamıyorum bu yirmi yıl öncesine ait bir tarihin gazetesi demek gibi burusukluğu duzeltip okumaya çalışmak;bir taraftan da toprağın verdiği nemle yırtılmasın diye yavaş hareket etmek. İşte tam da böyle bir durum .

Evet tam böyle. 

Bir elifin vavı eğmesi. Vavın Sadece durması. 

Hasılı bir rüzgar sesi ,yağmur damlaları içinde yer ve zaman yok olması. 

20 Ağustos 2022 Cumartesi

Malkit

 Hiç bir şey yazmayacağım bugün 

Sadece bir şarkı paylaşacağım 

Yazi yok söz de uçarsa uçsun bir kere

https://youtu.be/qKP8oNr7Pe0




13 Ağustos 2022 Cumartesi

BU SABAH BAŞKA BİR GÜN

https://youtu.be/q40Cbv0AGJo Yeni yayın 

Yeni yayın 

Öyle yazıyor sayfaya girince . Bence çok güzel bir şey.  Biz de bunu özumseyerek her Yeni güne başlasak.

Yeni gün ... Yeni gün... diye tekrar etse içimizdeki ses.

Dünün sorununu bugüne taşımasak. Elektronik aletler öyle ayarlanmış ne güzel.  Eğer kaydet tuşuna basmazsan siliyor herseyi carpiya basınca.  Harika sistem. Bir de kaydet yaptin diyelim ertesi gün okuyorsun ne sacmalamışım ben bu ne yahu dediğiniz an çöp kutusu sembolü var sağda basiyorsunuz ona siliniyor tüm yazılan, paylaşılan Herşeyi. 

Bence gayet mantıklı. O halde biz insan evlatları neden bunu;bir makinenin oldukça kolay yaptığını beceremiyoruZ.

Neden gün, hafta, ay ,Mevsim yıl bitiyor da insan hep aynı sorulara farklı cevaplar bulacak gibi saçmalayıp duruyoruz.

Neden günlük silinmiyor merak konularımız.

Aynı şeyleri uuuuuuuuuu uuuuuu uu öyle ama böyle  diye zırvalayip duruyoruz. 

Belki de şu Bilimsel Yönetim Şeklini savunan o klasik yöntemimin savunucusu taylor( yönetimin babası) haklıydı. Belki de insanı bir makine olarak kabul etsek verim artacaktı. Neden diye sorarsanız insan da kendini öyle görse tamamen akılla ve de mantıkla duygulardan bağımsız daha mutlu olabilirdi.

Bilimsel Yönetici ne der . Sen bir mekaniksin . Çalışma arti ürün bu da getirir kâr. İnsanı bir makine olarak görür. Girdi ve çıktıları hesap eder.

Ben bundan sonra yarından itibaren öy


le olucam . Duygu ismimi yok sayıyorum. 

Ben artık artı eksi dalgasindayim bro. 

Tanıştık örneğin, kimsin haa ,benim ne kadar işime yararsın, hımmm tamam sen kal ,

Aaa sen yaramazsın işime :let go ya da Recep ivedik ağźıyla Yallah Tazzik. 

Yazi uçtu yine oradan oraya. 

Yazının özü şu arkadaşlarım, 

Duygunu yoksay-Kalbini Dinle - İşine

 yaramayanı Sil- Sabah başka bir gün inan.

Bilimsel Yönetim Kuramı savunucusu Sevgili Fredirick W. Taylor valla ben seni tutuyorum artık . Tüm o hümanist, insancıl inanç sistemimi kaybettim ben . Ben senden yanayım büyük bilim insanı.  Bence de biz bir makine gibi çalışsak ve de öyle yaşasak daha verimli oluruz 

Ah ah benim gibi duygu insanını bu denli duygusuz yapan her bir yaşanmışlıģi kaydetmez olaydı zihin

Allah rahmet eylesin seni TAYLOR . 

9 Ağustos 2022 Salı

DOĞUM GÜNÜM KARIŞIKMIŞ

 Sanıyorum bir dört yıl önce bu kadar mutsuz hissetmiştim 2017nin sonları ve 2018in ilk altı ayı azaptı benim için. Okul bahçesinde Haziran ayında bir toren anında gözlüğümün altında göz yaşlarımın aktığını hatırlıyorum.  Etik Günüydü sanırım. Öğrenciler şiir okuyordu. Bense bir kenarda siyah çerçevelerden aşağıya akan göz yaşlarımı siliyordum muhtemelen 5 Haziran 2018di. Pazartesi günüydü.  İşte tam şu an öyleyim.  Sıkışmış.  Kapkaranlık.  Kör . Bir adım sonrayı göremiyorum.  O sırada yani ben ağlarken odama gittiğimde bir mucize olmuştu

 Sonra hersey son buldu. Başka bir dönem başladı benim için. 

Şimdi ister istemez merak ediyorum acaba yine öyle olur mu

Yani çaresiz ve yokken birsey olur mu yeniden kalbe kan pompalanmasina sebep olan

Gerçekten hayat çok zor bazılarımız için bazılarımız ise rahatlıktan saçmalıyor. 

Ben sadece herseyin "Normal" olmasını diliyorum.  Sıradan, klasik ,rutin içinde...

Ben bunu diledikce olmuyor ama olsun hersey sadece olması gerektiği gibi olsun.

Sıradan bir hayat 

Sıradan saçma sohbetler 

Sıradan işler 

Sıradan alışverişler 

Sıradan minik bir aile 

Sıradan konuşmalar 

Bilmem ne.

Hayat bu kadar üzücü, kırıcı, yorucu ve zor olmamalı 

3 tane gezegenin retro yaptığı gün doğan bir saçma doğum haritasına sahip olduğum ana o güne  donebilseydim eğer bir gün daha dogmamak için direnirdim. Geriye dönmek gibi bir lüksümüz olsaydı eğer neler neler değişirdi hayatımızda kim bilir.  Bir silgi olsaydı eğer elimizde neleri silerdik 


31 Temmuz 2022 Pazar

DÜNYAYI UNUTACAK SÜREM KALMADI

 Bu blogta isyanlar ,kırgınlıklar, kızgınlıklar, bağırış çağırış duygular neler neler yazdım yıllardır ben .

Ben bıktım yazmaktan ,ben sıkıldım söylemekten...

O kadar bıktım ki cehalet ve yok olan herkesten onlar için yazacak kelime yoksunluğu içindeyim desem inanır mısınız. Çünkü onlar için bu sayfada etkisiz eleman, cahil,kör, uykuda , sağır .... o kadar herseyi yazdim bitmiyor yasanmalar . Ben madem bu insanlarla denk geliyorsam kendimle hesaplaşmam başlıyor demek ben de bir yerde cahillik içindeyim ki bunlar karşıma çıkıyor . Kendi tekamülum demek bu benim

Derinlerimde bir yerde her ne kadar inkar etsem de cahilim ve kıskanç ve de cekilmezim ki tüm bu sıfatlara sahip insanlar geliyor karşıma. 


Ben tüm bu kendini bulma ,tekam

ul ,gelişim o bu şu bitsin istiyorum artık 

Sınıfı geçip mezun olup sükut içinde sallanan koltugumda güneşin batışını bir doksanlar şarkısı dinlerken izlemek istiyorum.  Telefon çalmasın, alarm olmasın ya da yetiştilmek zorunda olunan bir yer olmasın istiyorum 

Artık bu yaşlarda insan bunu hak etmeli değil mi onca geçen yorgun yılların ödülü olarak

Çok mu çok bir istek. Benim bu yüce evrene gönderdiğim yegane istek budur yıllardır inanır mısınız. Ama eremiyorum bu hayalime.

Yanlış zaman, gezegenlerin kavuşumu bilmem ne mi bilemiyorum.  Çok şey bilmek de güzel değil ben size söyleyeyim.  Yeni ay, dolunay ,sirus  yok efendim Merkür Venüs bilmem o bu... Bir yerde yapıyoruz bir hata ama nerde bilemedik.

Tek istediğim yarını düşünmeden bir gün geçirmek hunharca ve kontrolsüzce 


Dünyayı unutmak bir yerde ...

16 Mayıs 2022 Pazartesi

SADECE YAŞLANIYORUM

 

'Kaç kurtar kendini" son yıllarda çok kullanıyorum bu cümleyi ona buna.

Biri birsey anlatınca ilk söylediğim iki sözcük 

Aman Bırak. 

Bence Bırak 

Hiç uğraşma 

Yazik enerjine 

Bırak 

Bırak 

Anlatma 

İkna etmeye uğraşma 

İşte benim hayatımın sözcükleri bunlar başkalarına önerilerim arasında. 

Kendimde ise ilişki bağlılığım demir gibidir.

Çok yüksek bir eritme ısısı olmadığı sürece kimseyi bırakmam. 

Ama o ısı seviyesine gelince de bitiş ,erimek. Bir kalıba oturmuş olan o demir şekil eriyip gidiyor .Yok oluyor tüm Herşey. Demir gibi sağlam bir maddeyi erittip sonra sogutup tekrar bağ kurmaya çalışmak zordur. İşte benimle ilişkisi sonlanan her bir insan bu zoru başarmıştır. Eritmiştir. Tekrar sogutup yeni ilişkiler kurmaya inanmak da benim başarımdır. 

Ama artık her geçen gün daha da zorlaşıyor. Tekrar tekrar sağlam bağlar kurmak. Bu nedenle bence benim artık insanlarla olan ilişkilerim bir demirden çok bir tahta gibi saglamlikta olmalı.  Daha kolay kirilabilen, daha kolay tamir edilebilen. Böylece çok efora gerek kalmaz. 

Aslına bakarsanız bunu yapmaya gayret gösteriyorum. 

Bağ kurmamaya. Kimse hakkında hiçbir şey öğrenmemeye, kendimle ilgili bir şey anlatmamaya. Yüzeyde saçma konuşmalar dışında bir paylaşım içine girmemeye.  Yüksek oranda da yapıyorum bunu. Çünkü böyle olsun istiyorum. İstediğim ne ise onu yapabilme gücümü sadece kendimde olduğunu biliyorum artık. 


Büyümeyi bitirdim şimdi sadece yaşlanıyorum. 

30 Mart 2022 Çarşamba

Sen sen ol

 41.


Bu doğum günüm yazım. 

Önceki doğum günü yazılarıma bakınca biraz umutsuz .

Öncekilerde yazmışım şunu bunu öğrendim diye. Bu doğum günümün yazısı ne olabilir sizce. Benim bu doğum günümde yazımın başlığı "Benim herseyim var" olmalı. 

41 yaşıma herseyim var olarak girdim.

Evim var ,işim var, pastam var,sevenim var, sevdiğim var. Evcil hayvanım var. Hediyem, mumum, öyle böyle dünya gezegeninde olan yüzde yetmiş arasinda olan insanoğlunun sahip olmak istediği herseyim var. Varlık, bolluk, bereket içindeyim.  Daha ne olsundu.  

Şükür.  Ben yeni yaşımı çok güzel karşıladım 

Ya karsilamasam ne olacak zaten geldi istesen de istemesen de. 

Amma ve lakin varlıklarım için şükretmeli bir doğum günü geçirdim. 

Ben benim .

Ben bir yaş daha yaş aldım.

Sade ve sadece sessizdeyim. Buradayım. 


Ağaç boyutundayım.

Dinliyorum. 


24 Mart 2022 Perşembe

KAÇAK VAR

 Sevgili Arkadaşlarım anlaşılamamak ne kadar kötü bir duygu siz bilir misiniz?

Kalabalık içinde yapayalnız kalmak .

Hiç bir Allahın kulunu görmek istemeyecek kadar sıkışıp, kaçmak isteği duydunuz mu ?

Bayılmak istiyorum. Bilinç kaybı yaşamak istiyorum. Tüm dünyadan, ağaçtan, çiçekten, çoluktan çocuktan, işten güçten herşeyden gitmek istiyorum şu anda. 

Sabah arabama binip gitmek uzaklara . Bilinmezliğe . Telefon çalmasın, kimse beni aramasın, ben kimseyi görmeyeyim. Benim bunu yapmam için daha kaç yaşıma gelmem gerekiyor. Kaç yaşında bu özgürlük elimize geçecek. Geleneksel saçma memur kafası benim de mi içime girdi artık "Ben emekli olunca " diye cümleler mi olmalı hayallerimin öznesi. 

Bu kadar sıkıcı, bu kadar aynı, bu kadar hapis fazla değil mi . Ömrümün neredeyse yirmi yılı öğretmen geri kalan yirmi yılı öğrenci olarak okulda geçmiş.  Doğan Cücelioglu soruyor ya kendine " Yaşadım mı be" diye ben de soruyorum ben hangi ara ne yaşadım. Ben hatırlamıyorum ne yaşadım. Ne kadar yaşadım

. Sayısız Zil sesi. Belki binlerce çocuk sesi. Onlarca kadın Öğretmen derdi ve dünün aynısı arasında kendini mutlu etme tesellisi...

Biri ,bir melek gelsin ve beni alıp kanatlandirip uçurup başka bir boyuta götürsün.  

Ya da bence ben yarın ilk iş olarak ne istiyorsam onu yapayım olur mu. 

Ben eğer bunu başarırsam siz de deneyin çünkü ben yapabiliyorsam siz de yaparsınız. 

13 Mart 2022 Pazar

IÇIMDEKI ÇOCUK ÖLDÜ

 Başla bitir. 

Hayat gibi.

Herşey öyle değil mi zaten.Herseyin bir başlangıcı bir bitişi yok mu.

Bu süre zarfında yaşananlar değil mi yaşam. Bize ayrılan zamanda yaşadıklarımız.  

Duygularımız yok olana kadar düşüp kalkmalarımız. Üç evreden oluşuyor bana göre hayat duygu yönünden.  İlk olarak ergenlikle birlikte duygularımızın olduğunu farkettigimiz evre. Muhtemelen yirmi sekiz yaslarina kadar süren uzun bir dönem. Bu arada her türlü duyguyu en üst düzeyde yaşıyoruz.  Aşk, mutluluk, heyecan ,üzüntü, hüzün, acı, sevinç tüm bunlar dolu dolu yaşanıyor. Otuza doğru başlıyor gerçek akıl fikir mantık . Yine duygu oluyor tabiki ama bu kez otuz beşe doğru öfke yerini alıyor. Otuzbesten itibaren ise öfke de yerini soru suale bırakıyor. Sorgulama dönemi kırka doğru bitmeye başlıyor.  Kırklı yaşlarda ise duygu diye hiçbir şey kalmıyor. Sade ve sadece akıl kalıyor elinizde . Üçüncü evre oluyor bu . Duygusuzluk evresi.

 1. Ergenlik-Duygularım En yukarida 

2. Genç yetişkinlik-Duygularim Karmakarışık 

3. Olgunluk -Duygularım Silindi .

İşte insan ömrü ruhsal gelişimi böyle. Tabiki eğer siz birinci ve ikinci evreyi zamanında ve hakkıyla yaşamadıysanız 3. Evre için altmışlarinizi beklemek durumundasınız .

Şimdi ben dönüp bakınca geriye bir şarkının bir dizesi geliyor aklıma haliyle 

"Her türlüsünü tattım acıların ,ayrılıkların "

Zannediyorum Duygularım Silindi evresindeyim.

Çünkü ben artık hiç ama hiç bir şeye karşı ne bir üzüntü, ne bir heyecan ,ne bir kızgınlık, kırgınlık,mutluluk duyamıyorum 

Donuyorum öyle olanlar karşısında. Sadece duruyorum. Gözyaşım yok zaten de ama bagiramiyorum, ofkelenemiyorum, ya da içten kahkahalar atamıyorum. 

Beni bitirdi bu fani dünya 

Sadece temel ihtiyaçlarını karşılayan bir insandan başka bisey değilim. 

Üzülmek 

Sevinmek 

Kahirlanmak 

Efkarlanmak 

Eğlenmek 

Gülmek 

Bitti bunlar .

İçimdeki çocuğu öldüren herkese ah ediyorum. 

Umarım onlar da bir gün bu hayat ne kadar da anlamsız derler.

2 Mart 2022 Çarşamba

NE OLUYOOOO

 Sevgili arkadaşlarım merhaba 

Ben öyle şeyler yaşıyorum ki bu aralar ben de benden korkuyorum.

İlahi sistem ,ilahi zamanlama , ilahi adalet mi ya da hani şu sen iyi ol iyi kal hersey sana gelecek diyen kişisel gelişim koçlarının lafları var ya yemin ederim ben yaşıyorum. Yarabbim onca yordun, o kadar üzdün şimdi bu kadar Herşey nasıl güzel geliyor Maaşallah 41 kere . Ha bu arada benim şahsımla ilgili bir durum değişikliği yok:) Bu inanılmaz akış okulla ilgili. Çalıştığım o kadar okulda yapmak istediğim Herşey şu anki okulumda hiç yorulmadan geliyor . Her ne geçiyorsa kalbimden şurayı şöyle yapayim burası böyle olsun hepsi oluyor h de hiç bütçe enerji harcamadan . Ya yazmaya üşeniyorum inanır mısınız ama kısaca şöyle izah edeyim bir okulu sıfırdan inşaa ettim desem yeridir. Hem fiziki hem ruhsal. Ruh değişti. Yer ,gök değişti. Sanki yıllarca o kadar çabaladım gerçi her gittiğim okulda ardımda dünya kadar değişmez imza attım ama bu kadar az stres ve çaba ile herseyin akması ile ilk kez karşılaşıyorum bu da bana tanrının bir lutfu diye düşünüyorum. Okuldan her giren insan hayırlı, her konuştuğum insan faydalı, her tanıştığım insan bana okula katkı sağlar mı bu kadar şanslı olmak için ne yaptık dememek gerek evet. Evet ne yaptık " Çocukları güldürdük, onları kucakladik,  mutlu ettik, sarıldık, kucakladik ,göz yaşlarını sildik, karınlarını doyurduk, sıcak tuttuk onları, kendimizden önce onları düşündük " Karma ,kader,adalet, sistem,dua siz her ne derseniz tabiki bunun karşılığını verdi. 


Az önce bir görüşme yaptım yine okulla ilgili ama gözyaşları içinde.... Çok genç yaşta hayatını kaybeden bir genç kızın adını okulumuzda kütüphanede yaşatmak üzere olan bir konuşmaydı . Hayat ... O kızın annesinin epilepsi ile ilgili bir şifa verici olduğunu öğrenmek ise benim göz yaşlarımı durduramadı. Bir kez daha dedim ki hepimiz eterik bağlarla birbirimize bağlayız ve sizin kime ve neye ihtiyacınız varsa o size gelecek buna inanın. Temiz olun ,iyi olun, oyunu kuralına göre oynayın ve tekamül edin . Size ait olan size gelecektir.  

Bence uzunkuyu ilkokulu tılsımlı bir yer 

Oradan ne kadar bize düşeni alırsak o kadar şanslıyız. Ben de boşuna orada değilim. 

23 Şubat 2022 Çarşamba

2 Gaye two gayye Çince biseyler

 İnsanlar arasında en iyisi değilim bunu ben de biliyorum.  Ama en iyi olmak için çabalıyorum. 

En iyi insan ,en iyi anne ,en iyi eş ,en iyi öğretmen, en iyi yönetici, en iyi arkadaş olmak için çabalıyorum.  En iyi evlat olmak için cabalamiyorum artık orayı biraktim çünkü artık biliyorum ki o alanda en iyi ne yaparsam yapayım ben değilim olamam da . Bu nedenle ben benim çabamın farkında olan insanlar için emek ediyorum. 

Öğrenciler, kızım, arkadaşlarım bir kaç tanesi .Ama en çok da kendim için çabalıyorum. Bu hayattan ne kadar daha çok tad alırım.  Ne kadar farkederim dünyanın dönüşünü diye...

İlk kez otuz yedi yaşımda bir okulun tüm yonetimi bana verildi. Izmirin en genç kadın Müdürü olarak adım döndü buralarda . Hem çok çalıştım hem de coook keyif aldım o Eğitim öğretim yılında okul mevcudunu üç katına çıkardım bir yılda.  Okulda hem çocuklar, hem öğretmen ve veliler harika bir yıl geçirdi. Sonraki yıl yine bu kez ilkokulda yine yıllardır yapılmayan bekleyen işleri yaptim gideceğimi bile bile imza attım o okula da. Şimdiki okulumda ise belki stratejik planda on yıla yayılan o işler var ya hani idareciler bilir üç ayda yaptım hepsini. Arkamdan şunu diyorlarmış "Çok dişli kesin arkasında birileri var" :)) Evet var diyorum:)) Çok büyük bir kuvvet var arkamda ,yanımda, sağımda, solumda... Bakanlıktan basvurumuz olmamasına rağmen bir projeye dahil olmuşuz:)Kuvvetlerim sağlamış bunu da :) 

Benim kuvvetim Benim . Ben ve benim tertemiz minnoş kalbimciğim:) Şaka bir yana çalışmayı, tumun hayrına fayda saglamak inanılmaz haz veriyor bana. Yani benim tatmin alanim FAYDA sağlamak çevreme, dünyaya, evrene fayda sağlamak bunu yaparken de eğlenmek. İşte bu yüzden de işe aç gidiyorum resmen hadi bunu da yapalım şunu da yapalım ama böyle oturcazmi kalkın diye :)

Niye yazdım bu yazıyı Ben de bilmiyorum yazdim iste öylesine. 


10 Şubat 2022 Perşembe

AYNI OLAN HERŞEYE

 Yeni bir yazı yazalım. 

Yeni bir elbise giyelim.

Yeni bir yere gidelim.

Yeni bir dizi izleyelim.

Yeni bir iş yapalım. 

Yeni bir çanta alayım. 

Yeni bir araba bakıyorum. 

Yeni bir proje olsun .

Yeni Yeni Yeni Yeni...........

Çünkü hemen tüketiyoruz. Hemen kanıksıyoruz. Tamam bu bitti hadi yenisi gelsin diyoruz. Doy mu yo ruzzzz.

Yeniyi alınca da hemencecik bıkıyoruz. Yeni bisey Yeni bir bilmem ne .

Neden peki. 

Tanıdık bildik daha iyi değil mi.

Rutin ve alışkanlık daha güzel değil mi.

Eskitmeden tüketmeden yaşamadan orayı, o kişiyi, o eşyayı hemen bir kerede bir kenara atıp yenisine bakmak biz insan türünün hangi vasfı hangi yüzü ki Allah bizi böyle yaratmış olamaz bence . Biz kendimizi bu hale getirmek için neler götürdük kimbilir bizden çünkü böyle değildik. Bu bize dayatıldı. Birileri para kazansın diye yapılan tüm o özel gün dayatmaları bir süre sonra ruhumuza işledi ve her rengini almakla başlayan alışveriş çılgınlığına her farklı ruhla deneyeyime getirdi dünya bizi. Halbuki siz siz olduğunuz için karşınıza çıkan herkes de aslında aynı. 

Falan filan .


Vallahi bence hayat bu kadar uzun sözcükler cümleler kurulacak kadar dahi farklı değil, hep aynı duygular hep aynı olaylar hep aynı durumlar . Yirmi ile kırk yaş arasında tüm yaşadıklarınızı düşünün siz de ne dediğimi anlayacaksınız. Belki de anlamayacaksınız anlayamayan kısımda olanlardansaniz altmış yaşında da anlamıyor olacaksınız siz böyle gelmiş böyle gidenlerden olarak veda edeceksiniz bu dünyaya. 

Hasılı kelam .

Yavaşlayın, daha yavaş daha aynı olun. Daha çok kullanın herseyinizi eskitin eşyalarınızı eskimeden yenisine koşmayın.  Hersey farklı olunca değil hersey hep aynı olunca güzel. Orada olduğunu bilmek kadar güzel bir şey yokmuş meğer dünyada. 

Dünya güzel Dünya İnsan canlısı ile karmakarışık olan dünyanızı sadelestirin çünkü herkes ve hersey birbirinin aynı çünkü siz aynısınız bunun idrakına varın.

28 Ocak 2022 Cuma

HEP SONRADAN....

 Herkes aynı hayatta kendini birsey sanma 

Ne kadar çok bilirsen o kadar başa bela 

Zaman herseyi çözer şu beklemek olmasa....

Ben bizi unutmam gitmek yakışmaz bana yolcuyuz hayatta sen gel otur yanıma....

Bu kadar güzel sözleri bir araya getiren birileri var bu dünyada...

Bir de bu dünyadan rastgele geçip giden insanlar var değil mi. Neden burda olduğunu bilmeyen. Sormayan. Aslında onlar daha mutlu acaba diye sorası geliyor insanın. Şu son yılların trend sozcuklerinden biri var ya hani "FARKINDALIK " eee ne oluyor farkındasında. He herseyi farkettin, bildin de noldu. Daha mı  mutlusun şimdi:)) Yok bence . Bence farketikce mutluluk oranınız azalıyor.  Daha doğrusu farkında olan insan arıyorsun etrafta ve o kadar az ki bulunca böööyle kalsa hiç gitmese sabaha kadar konuşsak diyorsunuz fakat o da sizin gibi koştuğu için vakitle ilgili sıkıntınız oluyor. İkinizde çünkü yetismelisin işe güce . Ben şu an dünyayı görmüş, yenilmiş kalkmış devam etmiş, biriktirmiş, okumuş sindirmiş, yaşamış hissetmiş kendinin bir beden değil de özden olduğunu fark etmiş biriyle sohbet etmek için neler vermezdim. Diliyorum ki gelsin. Çünkü ben oradayım. Ve buna hasretim. Çok hasretim. Uzun derin hikayelerini dinlemek istiyorum, yumuşak bir ses tonuyla anlatılan (Çünkü öyle insanların ses tonu hep yumuşak olur) konuşurken masal anlatıyor sanırsınız, hipnoz oldum sanırsınız.  Bu arada bugün de bana bunu biri dedi " Hocam lütfen siz konuşun, Çünkü sizin sesiniz tonunuz ikna ediyor herkese herseyi " İşte öyle konuşan biriyle bir haftasonu ben şimdi ihtiyacım olan.

Bunu yasamıştım bir ara. Anlat ne olursa olsun yeter ki konuş demiştim . Şimdi yine olsun

Masal olsun... Yalan olsun.... Ama olsun... Yazan ,çizen ,okuyan ... Yüzeyde olmasın da ne olursa .


SEDA GEDIK İÇİN

 Benim gibi olan kimbilir kaç kadın kaç kız vardır Turkiyede ... Anadolunun küçük bir ilçesinde doğmuş büyümeye çalışmış okumuş meslek sahibi olmuş kaderinin doğduğu ev olmadığını önce kendine sonra dünyaya ispat etmeye çalışan. 

"Ben onlar gibi olmayacağım " diyen kaç kız vardır kimbilir. Bu nedenle çok merak ediyorum ben biyografi filmlerini, kitaplarını fırsat buldukça da tercihim onları izlemek okumak oluyor. Bak o da başarmış, o da nereden nerelere gelmiş diye demek çok keyif veriyor bana. Ben kaderini kabullenen ve oturup sızlanan insanlara tahammül edemiyorum çünkü.  Hayatta sonsuz olasılık var. Her sorunun bir çözümü var. Her darlığın bir çıkışı var . Gerçekten darda hissediyor olan insan çözüm bulur. Ben buna inananlardanım. Cesaret... Özgüven... Özüne güvenmek."Kuş üstünde durduğu dalın kırılmasından korkmaz çünkü onun kanatları vardır".Biri senden önce bunu yaptıysa sende yapabilirsin diye başlamak Her bir konuya benim hayat felsefem olmuş bu nedenledir ki kendimi bor dev olarak görüyorum. Komik gelebilir belki narsistlik de diyebilirsiniz ya da ego ama ben öyle deyince kendime herseyi yapabiliyorum. Bunu yapan da senin gibi bir insansa o halde sen de yapabilirsin ve belki de daha da iyisini yapabilirsin Pino diyorum . Hadi koş. 

Aslında ben bambaşka bir şey yazmak için girdim sayfaya da şimdi düşünüyorum da o konu yazmaya değmez.  Benim Güzel zihnime de tuşlara basan parmaklarıma da yazık.  Ben yerinde sayan ,aynı senaryoyu defalarca yaşayıp da sizlanan insanlara tek kelam etme yaşımı da enerjimi de çooook geride bırakmışım. 

Ben benim gibi olan kızlara yazıyorum yazımı onlara ithaf ediyorum. 

Bunlardan bir tanesi Sedacığım bugün doğum günü. O da kaderini eliyle yazıp yaşayan aynı anda milyon işi mükemmel yürüten yüzü kendi kalbi zekası duygusu Her birseyi güzel olan zannediyorum turkiyede şu an yüzde 10u geçmeyen kadın profilinde bir kadın. Benim bir yazım var ya hani kraliçe asaletin var mı diye işte üstünde o asaleti taşıyan bir yazar ,eğitimci, doktor Seda Gedik . Başarılarına kadeh kaldıracağımız işte bu benim arkadaşım diye GURUR DUYDUGUM ender insanlardan. Şimdi bu yazıyla onun çok mutlu olmasını muhurluyorum. Oldu bile. Bu da bizim totemimiz benim de sana doğum günü hediyem olsun. İyi ki doğdun ki biz de varız dediğim birileri oldu etrafımda. 

Seda nezdinde tüm ben ve benim gibi kabuğunu,  çilesini kendi menfine cevirebilen parmağının ucuyla dünyayı yöneten kadınlara selam olsun kafası çalışan gözlerini sadece duyu organı olarak görmeyen kalbini unutmayan Her kadına gelsin bu yazı 


24 Ocak 2022 Pazartesi

HAYAAAT HAYAT

 Bugün bir kez daha eski kadınları analarımızı takdir ettim. O kadar çok çocuğu nasıl büyütmüşler inanılır gibi değil. Bir de düşünün çamaşır makinesi bulaşık makinesi yok. Sobalı evler, soğuk sular , akrabalar .....

Nasıl oluyormuş.  Bizler nasıl böyle iyi yetiştik o kadar hır gür içinde. Ne ara ders çalıştık ne ara nasıl büyüdük. Ben şimdi kendime bakıyorum bir çocukla baş edemiyorum. Bu kadar imkanlar içinde baş ederken kafam şişiyor. Hergun bir arveles ,bir diolexia içiyorum, bir sürü vitamin yutuyorum ayakta kalmak için. Kızım özel okulda okuyor, evime temizlik için yardımcı geliyor , her türlü teknolojik kolaylıkla parmağımla oynuyorum amaaaaa her gün aynı zırıltıdayım "Çok Yorgunum" Çok yorgunum kafam kaldırmıyor susun diye söylemiyorum. Ne oluyor sanki mis gibi sıcacık okulumda bilgisayardan yönetiyorum dünyaları , arabamla müziğimi bangır bangır bağırış çağırıs gidiyorum her yere oh. Doğal Gaz kapanmıyor zaten hiç ev yirmi sekiz derece cayır cayır yanıyor, köpeğin maması yok aşısı batıyor bazen çünkü insan oğlu nankör ya ,bilmez ya kıymet kızın ödevi projesi köpeğin veterineri bilmem nesi bisey kalmadı takacak bunlar dert olmaya başlıyor .

Evet çoğu zaman yorgun hissediyorum yetişemiyorum sorumluluklarıma ama düşününce geçmişi bor şükür demek gerektir diye düşünüyorum. 

Hele de o eski kadınları düşününce ayıp etme diyesi geliyor insanın kendine. Bi dur Bi mutlu ol yaşa ve geç. Bu arada ben zaten öyle yapıyorum da bunu yapmayanlar için yazıyorum.  Allah aşkına Bir yüzünüz gülsün Bi dönüp bakın sahip olduklariniza insanların ne hayat sınavları ne mücadeleleri var bir bilseniz ,bir hafta yatsanız o hastane odasında bir görseniz dünya sadece sizin küçücük evreninizden ibaret değil.  Ya da sokaklarda o görmeden yanından geçip gittiğimiz insanların akşam eve ekmek götürmek için kimlerle ne mücadele veriyor.

Hasılı kelam şükredin, şükredelim. Hayat güzel tadını çıkarın her anın, her soluğun her sesin her kokunun her dokunun.

21 Ocak 2022 Cuma

BEGONVIL BENIM OLSUN

 Be gon vil

Siz hiç bu kadar güzel bir sözcük duydunuz mu 

Ben eğer bir kızım olma ihtimalim olsaydı adını BEGONVİL koyardım. 

Begüme bazen Begonvil diyorum kızıyor benim adım Begüm diyor . Çok seviyorum BEGONVILİ. Benim çiçeğim o.

Pembenin her bir nüansı, upuzun , sarıp sarmalayan. Hem görünüşü var dopdolu hem de yoğunnnn hem de ne yoğunluk. Buradayım diyor . Varım diyor . Ben varsam yazdır, bahardır, Bodrumum diyor. Çok özledim Hem begonvilleri hem Bodrumu . 

Kanadım olsaydı eğer Lucifer gibi Ben şu anda Bodrumda mavi duru denizi bir BEGONVİLin ardından görürdüm. Tek olmak istediğim yer orası. 

Bahçede begonvil olan mavi çevresi olan beyaz bodrum evinin camından bakmak denize .

İşte burada olmak için Neler Mümkün sevgili evren onu bana ver

ZIHIN BIR YANILSAMADIR

 Birini yok saymak için ille de onun bu dünyadan gitmesini mi bekleyenlerdensin hala.

Birilerini birini hiç olmamış hiç tanımamış gibi silmek için öldü o yok bu dünyada demek çok zor değil.  Ben yapıyorum.  Ben bu işte usta oldum . 

Tıpkı cenaze gibi ilk başta kötü hissediyorum, üzülüyorum sonra yok oluyor. Kimdi o , ne yaşanmıştı neden kızmıştım bana ne yapmıştı neden ölmüştü vallahi hatırlamıyorum .

Beynimi öyle bir kodlayıp terbiye etmişim ki yemin ederim hiçbir şey hatırlamıyorum. 

Sadece hissiz oluyorum ,aklıma gelmiyor, inanılmaz bir yok sayma yaşanmamış durumu çıkıyor ortaya . En yakınım dediğim insanların bir yabancıya dönüşmesi aslında bana Allahın bir lütfu. Ben önceleri buna takardim neden herseyi unutuyorum diye. Sonra farkettim ki ben sorun yaşadığım insanla soruna neden olan olayı unutuyorum fakat o kişiye duyduğum saygı sevgi kızgınlık kırgınlık duyguları aklımda kalan son şey o da bir noktadan sonra tesirsizliğe dönüşüyor. Bu güzel bir şey yıllarca yaşadıklarını kin olarak içinde biriktiren insanoğullarını gördükçe diyorum ki ne kadar temiz bir zihne sahibim günlük reset atıyor. Zihin geçmişi önüme getirmiyor . Bilakis bana yardım ediyor unutup. Terbiyelemişim zihnimi.  O beni değil ben onu esir almışım. 

Sizin de anlatacağınız zihin oyunlarınız var mı.

Sizin zihin adam oldu mu.  Yoksa hala siz mi esirisiniz o alçak yalan dolancı zihninizin. Kalp ve zihnin anlık buluşmalarının farkına var bence . İkisi eş güdümlü olunca çünkü hayat nefis. Önce kalbini sonra zihnini dinle aynı yerdelerse devam et.

8 Ocak 2022 Cumartesi

DÜRÜST OLMALI

 Allahım iyi ki şu yazı dili , okuma yazma var.

Düşünsenize bir yazı olmasa o kadar duygu nasıl somutlaşırdı. Hissedilenler nasıl dile gelirdi. Onca şarkı olmazdı örneğin, o kadar şiir ,o kadar kitap yazılmazdı. Biz ne yapardık, bizim gibiler ne yapardı. Kendini yazarak çizerek ifade edebilenler ne yapardı. Nasıl anlatırdı derdini. Duvarlara resim yapardık belki ,bazen de orayı burayı yumruklardık hırsımızı alamayıp. Çünkü dile getirilmeyen anlatılmayan duygular ya ruhu bitirir ya da bedende hastalık olarak çıkar ortaya insan türü de zanneder ki midem ağrıyor, bağırsaklarım düğümlü... Bilse ki her birinin tek bir nedeni var dile gelmeyen incinmişlik, kırgınlık, kızgınlık; her kimse buna neden hemen gider sorar hesabını...."Sevilmemisligimden kalbim ağrıyor, hazmedegimden başıma gelenleri midem sancıyor, kadınlığımı yok saydınız diye rahim kanserindeyim, ikiye bölünmesi gereken ebeveynliği tek başıma yaptığım için göğsümdeki tümör büyüyor, omuzlarımda taşıdığım ağırlıktan kulunçlarım oluştu"..... O zaman belki gider bunu ona yapanlara hesap sorar ve oh be der. 

İletişim kadar elzem ,iletişim kadar gerekli ,önemli, olmazsa olmaz hiçbir şey yok bu hayatta .

Dile getirilmeyen hiçbir duygunun hiçbir önemi yoktur. 

Seviyorsan söyle 

Sevmiyorsan da söyle 

Dürüst ol ne hissediyorsan söyle konuş yaz

Özlüyorsan ozlemiyorsan 

Nefret ediyorsan söyle 

Neysen o ol doğruca dile getir.



6 Ocak 2022 Perşembe

Olumlu mu olacagiz ille

Yazalım.  Okuyalım.  Gülelim.  Gezelim. Mutlu olalım. 
Eskiden nasıl mutlu hissediyorduk. 
Ne yapardık biz eskiden .
Eski ne zamandı en son.
Deli gibi olmuş ve tastamam ne zaman hah dedik.
Yani serin bir yaz akşamı dalga sesini dinlediğim an mıydı. Yoksa hiçbir şey hatırlamadan sabahın ilk ışığını gördüğüm an mıydı. 
Ne zamandı... 
Ben hatırlayamıyorum.  Kim vardı o zaman yanımda. Tek miydim yoksa . 
Herkesin nasıl acaba mutluluk anları. 
Ben yarın sorucam yakınımda olanlara. " En son ne zaman ne oldu da sen çok mutlu hissettin" İnsanlar ne ile mutlu oluyor merak ediyorum çünkü. 
Ben en çok yalnızken iyi hissediyorum desem inanır mısınız. Sessizlik içinde kalmak . Hiçbir şey yapmadığım zaman ,hiçbir yere yetişmek zorunda olmadığım saatler . Kaygısız oluyorum o sırada. Sabah erken uyanmak zorunda olmamak, gece belli bir saatte uyumak zorunda olmamak, belli bir saatte bir yerlerde bulunmak zorunda olmamak işte beni en çok rahat hissettiren anlar o anlar.

1 Ocak 2022 Cumartesi

YENI YIL DİLEĞIM BELLI OLDU!

 Egeyi cok ama çok seviyorum ben .


Zeytin ağaçlarını , üzüm bağlarını.  Yeşilini, denizinin masmavisini. Muğlanın her bir yerini , Bodrumun her bir noktasını... Mandalina kokusunu , ilkbaharda açan sarı çiçeklerini. Kabakcicegi dolmasını , şevketibostanını, turpotunu , hele deniz börülcesi benim olmazsa olmazım beyazın yanında. Balığını ,zeytinyağını, mahzenlerini. "Ot toplamağa gidiyoz" diyen teyzelerini. Her zaman gülecek bişey bulan görmüş geçirmiş insanını.Görgüsüz insan yok burada. Izmirde varsa da kesin buralı değildir.... Çünkü buranın insanı saygılıdır hem kendine hem çevresine. Hayvanlara , çocuklara olan sevgilerini seviyorum.  Köylerini, kırlarını seviyorum. Renkli gözlerini, hem Avrupali hem geleneksel oluşlarını seviyorum ben bu yörenin insanının. Milli Mücadelede yer yer köy köy vatanını savunan Efelerini , Mustafa Kemal Atatürk 'e bağlılıklarını. Her yerde ,her şartta eğlenebilen ,kompleksiz, vurdumduymaz hallerini seviyorum. Çünkü tam da benim gibi Ege. Nefes alıyoruz aman denizi de görüyorum eee kalamar var midye var güneş var müziğim var daha ne olsundu diyen o her bulduğu deniz kıyısına sandalyesini atıp da ay ne güzelmiş hadi eller havaya diyen gülen keyifli insanların olduğu bir dünyada olduğu için şükreden insanlar topluluğudur ege insanı... Dünyanın en en güzel şehri olan İzmir.Minnoş, sarışın uzun boylu insanlarin olduğu ve de kibarlıktan kimsenin kimseye beş saniyeden fazla bakmadığı bir insan , hayvan ,bitki türlerini içinde barındıran yaşanılası tek yerdir İzmir. Onaltı yıldır burada yaşıyorum. Her geçen gün daha da seviyorum.  Dedikoduları bile esprili. Kınayarak ya da aşağılayarak değil. Eleştirileri bile kibarcık... Her bir toprağı görülesi güzel. 

Begümün de dediği gibi ( Çünkü o burda doğdu burada büyüyor çok şükür) " İzmirim benim Güzel Izmirim seni çok seviyorum "

Gelecekteki yaşamım için hazırlıktayım 


Begonvil, zeytin ağacı ve üzüm bağı olmalı bahçemde kesin ... Kesin bu üçünü sipariş veriyorum zamana ,iste gelsin dediler ben de istiyorum .

BEGONVIL

ZEYTİN AĞACI 

ÜZÜM BAĞLARI

Benim 2022den dileğim bu. Bu yıl tek dileğim budur.