Kar Küresi gibi saydam olmak nasıl, hiç öyle olduğunuzu düşündünüz mü. Bunun zararını kaç milyon kez gördünüz peki. Yine de öyle gizli saklı olmayı başaramadığınız için kaybettiklerinizin yerine yeni birseyler koyabildiniz mi. Daha doğru soru şu aslında " Her kayıp yeni olmayacak olana olan inancınızı kaybettirdi mi?" Yani artık yeni kelimesi dahi çıktı mı lugatinizdan. Saydam olmanın verdiği bir iç rahatlığı olsa dahi çok da bir yararı olmuyor bence insan ilişkilerinde. Bunu ben tecrube ettim yıllar içinde. Tüm saydamlığımla yazıyorum örneğin ben burada. Bu blogu dikkatli ve düzenli okuyan herkes benim kalbimi , ruhumu , zaafimı, acımı herseyimi bilebiliyor o kadar saydamlık yani bırakın arkadaşlarımı tüm dünyaya açık anlatıyorum herşeyi. Buna rağmen hala sorgulanmak , hala her sözünüzün altında sizin soylediginizin dışında bir başka anlam aramalara maruz kalmak ,hala iyi niyetinizin sorgulanıyor olması bize şunu gösteriyor ki Siz Ne Kadar Saydam Olursanız Olun bakan gözler karanlık matsa görmez. Demekki senin kalbin karşıdakinin kalbine göre renk alıyor. O zaman o beni niye sevmiyor ,neden çabamı görmüyor, bu kadar anlatıyorum neden anlamıyor diye kendinizle savaşmanıza gerek yok. Apaçık ortada olanı farkedemeyen demeyelim de görüş alanı kendine göre olduğu için
göremeyenlerden bilmesini, anlamasını bekleyemeyiz. Boşuna yani kendimizi kahretmeler, çırpınmalar herkes kendi idrakında okur ,görür, anlar. Anlamayana anlatmaya çalışmayın. Duymayana söylemeye.. Görmeyene görünmeye... Hissetmeyene dokunmaya çalışmayın. Saydamlığınızın mutlaka bir karşılığı olacaktır bir gün açık bakanlar için kapalı olan için ise zaten anlamsızdır. Öylece geçip gidiyordur hayatınızdan ya da öylesine bir an bakıp geçmiştir. Siz bir anlamda olsaydınız zaten ya da bu kadar açık olanı farkedebilseydi olurdu yanınızda...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder