Bugün bir kez daha eski kadınları analarımızı takdir ettim. O kadar çok çocuğu nasıl büyütmüşler inanılır gibi değil. Bir de düşünün çamaşır makinesi bulaşık makinesi yok. Sobalı evler, soğuk sular , akrabalar .....
Nasıl oluyormuş. Bizler nasıl böyle iyi yetiştik o kadar hır gür içinde. Ne ara ders çalıştık ne ara nasıl büyüdük. Ben şimdi kendime bakıyorum bir çocukla baş edemiyorum. Bu kadar imkanlar içinde baş ederken kafam şişiyor. Hergun bir arveles ,bir diolexia içiyorum, bir sürü vitamin yutuyorum ayakta kalmak için. Kızım özel okulda okuyor, evime temizlik için yardımcı geliyor , her türlü teknolojik kolaylıkla parmağımla oynuyorum amaaaaa her gün aynı zırıltıdayım "Çok Yorgunum" Çok yorgunum kafam kaldırmıyor susun diye söylemiyorum. Ne oluyor sanki mis gibi sıcacık okulumda bilgisayardan yönetiyorum dünyaları , arabamla müziğimi bangır bangır bağırış çağırıs gidiyorum her yere oh. Doğal Gaz kapanmıyor zaten hiç ev yirmi sekiz derece cayır cayır yanıyor, köpeğin maması yok aşısı batıyor bazen çünkü insan oğlu nankör ya ,bilmez ya kıymet kızın ödevi projesi köpeğin veterineri bilmem nesi bisey kalmadı takacak bunlar dert olmaya başlıyor .
Evet çoğu zaman yorgun hissediyorum yetişemiyorum sorumluluklarıma ama düşününce geçmişi bor şükür demek gerektir diye düşünüyorum.
Hele de o eski kadınları düşününce ayıp etme diyesi geliyor insanın kendine. Bi dur Bi mutlu ol yaşa ve geç. Bu arada ben zaten öyle yapıyorum da bunu yapmayanlar için yazıyorum. Allah aşkına Bir yüzünüz gülsün Bi dönüp bakın sahip olduklariniza insanların ne hayat sınavları ne mücadeleleri var bir bilseniz ,bir hafta yatsanız o hastane odasında bir görseniz dünya sadece sizin küçücük evreninizden ibaret değil. Ya da sokaklarda o görmeden yanından geçip gittiğimiz insanların akşam eve ekmek götürmek için kimlerle ne mücadele veriyor.
Hasılı kelam şükredin, şükredelim. Hayat güzel tadını çıkarın her anın, her soluğun her sesin her kokunun her dokunun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder