Merhaba , selam...
Arkadaşlar bilindiği üzere dün itibarıyla yeni eğitim öğretim donemimiz başladı. Öyle Bir başladı ki pir başladı. O kadar yoğun ve o kadar hareketiydi ki dün iki satır yazı dahi yazamadım. Bırakın yazı yazmayı iki gündür hiç konuşmadan durduğum Bir saat bile gecirmedim. Ve aslında bu yoğunluğu ne kadar ozledigimi farkettim. Gerçek hayatıma dönüş buydu. Yoğun ve yorucu iş. Şimdi aranızda bir ilkokulda ne iş olabilir diye soranlar vardır eminim özellikle öğretmen olmayanlar içinden. Ama öyle değil işte hicbirsey dışarıdan göründüğü gibi değil.
Öncelikle ALİ BAYIRLARda olmak benim için büyük keyifti.Çünkü burasi benim İzmir'deki ilk geldiğim okul. Buradaki insanlar benim İzmirdeki hem ilk hem de hiç kopmadigim nerdeyse on yıllık arkadaşlarım bu yüzden de özel bir yer. Ve sanki hiç gitmemisim gibi hissetmek de ayrı bir haz. Demek ki bir yerden ayrılırken nasıl ayrıldığınız , gitseniz dahi arkanizi unutmamaniz onemliymis. Gün olup devran dönüp geri gelebilirsiniz. Geri döndüğünüzde ise aman nerden geldi yerine iyi ki geldin denmesi büyük mutlulukmuş.Herkesle kaldığın yerden devam edebilmek süper.Yani ne olursaniz olun ister yönetici , ister patron, ister genel müdür eğer insan iliskileriniz iyi değilse bildiginiz o kâğıt evrak işlerinin size hiçbir faydası olmuyor ve bir şekilde görevinizi yurutemiyorsunuz ve harcaniyorsunuz.Yani koltuklar , makamlar gelip geçici baki kalan ise senin arkandan söylenecek güzel anılar ...
Neyse biz dün öğretmenlere kapilarimizi açtık bayramdan sonra da öğrencilerle tam olarak okullu oluyoruz. Üç buçuk yaşımdan beri yani otuz yıldır okula gidiyorum yani ömrüm okulda geçti diyebiliriz. Emekli olmama da yirmi dört yıl var yani daha uzun yıllar okula gidicem. Ve çok da önemli olduğunu düşünüyorum işimizin insanların en çok değer verdiği varlıkları bize emanet ediliyor ve bunu şekillendirmek eğitmek de hayattaki en önemli işlerden ilk sıralardaki.Bir insan yetiştirmek, hem akademik hem davranış olarak eğitmek... İşte bu dışarıdan göründüğü gibi kolay değil. Ailelerin bir iki saat ilgilenmedigi bir ya da iki çocuğu düşünün. Biz o çocuklardan yirmi tanesiyle bir sınıfta hergün altı saat hep dikkatlerini açık tutarak kimi zaman tiyatrocu kimi zaman şarkıcı kimi zaman dansçı olarak öğretmeye çalışıyoruz . Tabi tüm bunları yaparken de otoritenizi koruyarak sınıf yönetimini elinizde tutarak bütün enerjimizi harcıyoruz. Eve geldiğinizde kendi çocuğunuzun sadece bir anne demesine dahi tahammüllunuz kalmıyor çünkü siz o sabrinizi başkalarının çocukları için bitirmiş oluyorsunuz.Hasılı öğretmenlik zor zanaat ... Kim ne derse desin çok zor ama manevi yönden de bir o kadar doyurucu...
Yani yaz yaz bitmez bizim meslegimiz. Her ders her gün ayrı bir anı ayrı bir hikaye çünkü her çocuk kesfedilmeye hazır ayrı bir dünya...
Tum egitimci arkadaşlarım yeni eğitim öğretim yılımız hayırlı olsun. Ve degerimizin görüldüğü takdir edildigimiz bir gelecek bizi beklesin ....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder