23 Ekim 2019 Çarşamba

SEN SENSIN

Içimde yılgın rüzgarların ayak sesleri
Sende daha yeni yeni kavak yelleri.

Dün bir yerde okudum ,diyorki "Kimi 20sinde evlenir 30unda boşanır tüm hayatı boyunca yalnız kalır, kimi 30unda evlenir ömür boyu mutlu olur. Kimi 30unda  genel müdür olur kimi 60ina kadar birinin altında memur kalır, kimi 40inda zengin olur dünyayı gezer kimi 50sinde daha yaşadığı ilden dışarısını görmemiştir " Aslında okuduğum tam kelime olarak böyle değildi de benim anladığım aklımda kalan buydu. Özeti nedir bunun bazılarımızın farkındalığı, görmüş geçirmişliği bazılarımızın bizden yaşıyla büyük olmasıyla doğru orantılı değil.  Bunu söyle daha da açık hale getirirsek ;Hayat herkes için akıyor da herbirimizdeki etkisi farklı.  Yani kimin kimden neyi nasıl algıladığı bir muamma ,bu yüzden ne kimseyi "Neden anlamıyor, neden göremiyor "diye yargılamadan (ki benim eskiden en çok kullandığım cümleler) önce onun frekansının ve algı seviyesinin yerini tahmin ederek bakmak lazım herşeyine.  Böyle bakınca kolaylaşıyor hayat. Yani kızmıyorsunuz insan davranışlarına.  "Onun algısı o kadar " deyip geçiyorsunuz.  Eğer hissediyorsanız birşeylerin düzeleceğine; evet zaman ve enerjinizi harcıyorsunuz onun için.  Ama "Yok ,kapalı tamamen " diyorsanız da ,hemen oradan "Kaç ". Evet haklısın diyorsunuz karşıdakine, Bir de benim Çok kullandigim bir cümle var öyleleri için " Evet doğru söylüyorsun tabi " . Bu ne demek benim lügatımda "Seninle tartışarak, sana birşeyleri ispat etmeye çalışarak o güzel yüreğimi tuketemeyecegim ben ,sen bu yaşa kadar hiçbirşeyin farkına varamamışsın, ben kim oluyorum da sana farkettirecegim "demek . Yani "Banane " demek. Bir de ne farkettim arkadaşlar insanlarda bilmem katılır mısınız "Insanlar duymak istedikleri cevaplara odaklilar " Yani siz zaten onların duymak istemediği bir cevap verin sorularına kendileri cevapliyor soruyu ,bir de size kabul ettirmeye çalışıyor cevabı.  Şimdi biri gelip bana "Pınar ne diyorsun gideyim mi ?" Diye Bir soru sorunca "Ben ona sence ?" Diyorum . "Gitmek istiyorum "diyor. Ben de " o zaman git " diyorum . Çünkü benden istediği benim fikrim değil: O zaten gidecek benim onayımı istiyor sadece. Hayır gitme desem de gidecek. Çünkü biz sorularla sadece onay bekleriz . Cevap değil amacımız çünkü ruh zaten kendi cevaplarını bilir.

Nereden nereye geldi yazı,
Ben neredeyim Sen nerede diye soruyordum aslında başta .
Ama şimdi bu kadar şey yazdıktan sonra vazgeçtim bu sorudan . Çünkü dedik ya herkesin boyutu, frekansı, algısı farklı. Siz kendi boyutunuzda olmayan insanlara kızamazsınız "Neden benim penceremden bakmiyorsun dünyaya "diye . Yani O daha orada sizin yirmili yaslarda belki olacaginiz yerde olmasina kızamazsınız 40lı yaşlarında olan birine . Bu yüzden ne yazdiklarimızla ne de kendimizle çelişmemek adına, bu yazıyı bir son sözle bitirelim;

Kimseye neden böyle diye şaşırma, O , o
Sense sensin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder