8 Ekim 2019 Salı

DENKLIK

Bir resmî gözümüzün en dibine getirdigimizde bulaniklıktan başka hiçbirşey göremeyiz.  Biraz uzaklastirdigimizda ise bir kısmını görebiliriz. Resmî gözümüzden daha çok uzaklastırdığımızda ise büyük oranda tamamını görebiliriz öyle degil mi? Hem uzaklaştırıp hem de devamlı baktığımızda ise resmin içindeki ayrıntıları fark ederiz . Fark ettikçe de o ilk görüp beğendiğimiz karşımıza alıp baktığımız resimdeki kusurları, renk zıtlıklarını, eğreti yerleşen nesneleri barındırmasını içinde, fırça darbelerindeki sekilsizlikleri görürüz iyiden iyiye. Sonra deriz ki "Ben hangi aklıma hizmet bu bayağı ve avam resmi sevip de karşıma alıp bakmışım " . Kaldırır koyarız onu görünmeyecek bir yere ,unuturuz onu orada bir süre. Sonra bir temizlik sırasında da amaaan bu burda dursa ne olur boşuna yer kaplıyor deyip, çöpün kenarına bırakırız. Zamanında ben sevmiştim bu yüzden güzeldi bu çerçeve içindeki resim ama şimdi benim için değeri bu kadar çöpte de olur diye düşünerek. Çöpün içine atmadan kenarına koyarız belki benim gibi ilk başta birilerine hoş gelir alan olur diye bırakarak,devam ederiz .

Işte böyle bazı şeylerin içinde aslında ne olduğunu görebilmek için ya gitmeniz, ya uzaklaşmanız, ya da uzaktan bakıp izlemeniz gerekir.Izlemeniz de o çok beğendiğiniz her ne ise Aslında belki de siz beğendiğiniz için öyle gördüğünüzü anlamanızı sağlayacaktır. Bir şaheser olarak görüp elinize aldığınız resmin sadece savrulan özensiz fırça darbelerinden oluştuğunu,  bir hikayeye dahi sahip olmadığını ve sizin tüm birikiminize rağmen acemi bir saçma hal ile onu almış oldugunuzu farketmenizi sağlar işte uzaklaşıp izlemek.

O halde , o gözünüzde çok büyüttüğünüz herşeyden ve herkesten biraz uzak durun bakalım;yine aynı görecek misiniz onları. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder