Çocukken duyardım büyüklerden;
''Zaman herşeyin ilacıdır.''................................Zaman nasıl ilaç olur,içilmez yutulmaz ?
''Aman biraz zaman geçsin,için soğur''............İçimiz nasıl soğuk oluyor?
''Zaman değişti,gözüne güvenmeyeceksin.''.....Kendi gözümle saatin değişmesinin ne ilgisi var?
''Herşeyin zamanı var, az sabret.''.....................Nasıl yani herşey saatli mii?
''Zaman acımasız ne var ne yoksa götürüyor.'' Herşeyimizi bu saat nasıl götürecek?
''Aaah ah biraz zaman gerek bana''....................Elini çabuk tut saat geçmeden yap işini!!!
''Artık benim zamanım geçti''.............................Demekki hepimizin bir saati var ben saat 3 olayım:))
''Biribirinize zaman verin''...............................Nasıl yani!!!!!!
Çocukken saat sandığım kelimenin büyüdükçe ne kadar da büyüdüğünü farkediyorum.
ZAMAN
Evet zaman herşeyin ilacıymış derken ne kadar da doğru söylemişler.İçilip yutulmuyormuş ama açılan yaraları sarıyormuş,kabuk bağlatıyormuş, iyileştiriyormuş. Unutturuyormuş.Çünkü zaman akıp giderken hiç boş gitmiyormuş alıp götürmeyi çok seviyormuş. İyi ki de alıyormuş , iyi ki de yok ediyormuş.
Şimdi hepimiz en üzgün en kızgın en acı bir anımızı düşünelim.O an hissetiklerimizi aynı sıcaklığıyla hissedemiyoruz değil mi.Zaman geçti içimizin yangını soğudu...İçimiz böyle soğuyormuş.
Büyüdükçe görüyorsun ki Aralıkta yapraklar yeşermiyor,Temmuzda nar yetişmiyor.Hımmmm o zaman olayların her birinin olması için farklı zamanlar gerekiyor.Zamanını beklemek gerekiyor.Üç aylık bebeğin yürüyemeyeceğini bilip nasıl sabırla bekliyorsan hayatta da öyle sabırla zamanını beklemek gerekiyormuş.
Zaman acımıyormuş sahiden.Gençliğini,sevdiklerini ,güzel duygularını, bazen umutlarını alıp götürüyormuş.Ama o kadar da gaddar değilmiş giderken sana yenilerini de getirmeyi ihmal etmezmiş.Hatta bazen kaybettirdiklerini geri verdiği bile olurmuş.Sevindirirmiş.
Zaman herkese , hepimize gerekmiş...Olmazsa olmazmış...Düşündürürmüş,sevindirirmiş,cezalandırırmış,acı çektirirmiş.Zaman hepimize lazımmış onsuz olmazmış.
Her insan da bir zamanın bir yerindeymiş meğer..... Çocukluğu sabahmış umutla başlarmış,gençlik öğleye doğruymuş öğle yemeğine koşturmakla geçermiş,öğlen orta yaşmış... En güzeli:) yemeğini yedin, çayını içtin öğleden sonra biraz dinlen ne güzel...Neeee akşam oluyor zamanım az kaldı uyumadan önce yapacaklarına yetişmeye çalışırken bir de bakmışsın uyuyakalmışsın ömür bitmiş.Zaman geçmiş,saatin dolmuş.Demekki öğleden sonra o kadar dinlenmeyip azıcık akşamı düşünmek de gerekmiş.
Zaman verilip nasıl alınıyormuş onu da öğrendik büyüyünce....Yani durmak , biraz beklemek ,yanan içinin buzlaşması için o çok sevdiğimiz zamanın geçmesini beklemek birine zaman vermek oluyormuş...Bunun faydası oluyor bence.Zaman geçince kızgınlığın da geçiyor.Bence mutlaka denenmeli.Durup beklemeyi öğrenmeli insan......
Ah be ZAMAN sen neymişsin.!!!
İYİ Kİ DE GEÇİP GİDİYORMUŞŞSUN..........Bütün bunları bilip zamanın değerini de bilmek gerekiyormuş.Çünkü gidiyormuş gitmesine de o kadar hızlı gitmiyormuş.Yaşadığımız her an her zaman çok değerli ...Bu zamanı çarçur etmeden yaşamak elimizde....Elimizden geldiği kadar avuçlarımızda...
Geçip giden ZAMANI en güzel yerinden yakalamak dileğiyle....Okuyan herkese kucak dolusu sevgiler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder