31 Temmuz 2016 Pazar

GELEN KUŞ MUSUN, GÖNDEREN ADAM MISIN???

   Zamanın birinde bir adam varmış. Bir gün evinden, eşinden , akrabalarından, işinden kısacası yaşadığı hayattan çok sıkılmış. Herşeyi geride bırakıp tek başına kimsenin onu tanımadığı bir kasabaya taşınmış ...Sakin hayatını yaşamaya başlamış ...Derken bir gün yanına bir kuş gelmiş ve ona ;
-"Sen de yalnızsın , ben de arkadaş olalım mı?"diye sormuş .
Adam kuşu azarlar gibi;
-"Ben herkesi geride bıraktım , onları bile istemedim yanımda senin gibi bir kuşla mı arkadaş olucam!!Istemem"... demiş.


30 Temmuz 2016 Cumartesi

KÜÇÜK ŞEYLER BÜYÜK MUTLULUKLAR

Kumlara atılmış bir kilim, esen yumuşak rüzgar , duyduğun dalga sesleri , gökyüzünde ise yıldızlar , kayan bir yıldız , tuttuğun dileğin. Ve dilinde mırıldadigin bir şarkı " Dünyada Ölümden Başkası Yalan " .... Ve gülmek böyle saçma sapan herşeye.....Ne kadar basit ne kadar hepimizin ulaşabileceği bir yer ve imkan ama ne kadar büyük bir keyif , ne kadar güzel bir zaman.....Huzurlu ve sessiz.....Bu küçük şeylerdeki büyük duygular hayata tutunmamizi sağlayan...Kimimiz farkında bunun , kimimizin ise gözü kör kulağı sağır sanki.... Yaşadığımız o anın ne kadar değerli olduğunu bilmeden geçip gidiyoruz birbirimizden.
 

HER SEÇİŞ BIR VAZGECIŞTIR

Neden böyle olmalı ! Eğer bir durumu seçiyorsak bir diğerinden vazgeçmeli miyiz? Sanırım öyle Evet doğru olan bu......Uyumayı seçiyorsak güneşin doğuşunu izlemekten vazgeciyoruz.Çalışmayı seçiyorsak evde keyif yapıp televizyon izlemekten vazgeçiyoruz.Çok yemek yemeyi seçiyorsan zayıflıktan vazgeçiyorsun.Ağlıyorsan gülmekten , biriyle birlikte isen yalnızlıktan, yalnızlıkta isen belki de seni mutlu edecek birinden , bekar isen evlilikten, evli isen bekarliktan vazgeçiyorsun...Vazgeçmelisin.....Bir şeyi seçerken diğerinden vazgeçemezsen iki durumun içinde de net ve kendin olamazsın.... Hepimiz tercihlerimizi, seçimlerimizi yaşıyoruz...Yani şuan içinde olduğun bu durumu sen seçtin. Ve bunu seçerken de birşeylerden vazgeçtin...Umarım hepimiz pişman olmayacagimiz , bizi iyiye götüren secimler yaparız ve vazgectiklerimiz için arkamıza dönüp o kahredici pişmanlıkları yaşamayız.


Her SEÇİŞ bir VAZGEÇIŞTIR....

29 Temmuz 2016 Cuma

GÖRDÜĞÜM GERÇEK Mİ?



''İnsanı gördüklerinden ibaret sayma,
Görmediklerinde ara.İçidir hakikatin resmi,
Dışı sadece manzara.''

Hz.Mevlana

  
      Ne güzel değil mi facebook fotoğrafları,insatgram fotoğrafları....Herkes gülüyor,herkes çok mutlu hissediyor,çok güzel yemekler yiyorlar,eğlenmiş hissediyorlar,çiftler birbirine aşık , birbiri için ölüyor,bitiyor.......Benim de öyle, geçen gün baktım her fotoğrafta gülüyorum....Hiç asık suratlı fotoğrafım yok...Dışarıdan bakıp da ''O kadar şey oldu,eşinden ayrıldı,yuvası yıkıldı, baksana hiçbişey olmamış gibi gülüyor.''gibi konuşmaları duyar gibi oluyorum bazen...Hissediyorum.Peki gerçekten öyle mi acaba hiç düşündünüz mü?Öyle miyiz ? Dışarıdan göründüğümüz gibi miyiz? DEĞİLİZ!.......
 
   

''ZAMAN'' Sen ne Büyük Bir Sözcüksün.....


Çocukken duyardım büyüklerden;

 ''Zaman herşeyin ilacıdır.''................................Zaman nasıl ilaç olur,içilmez yutulmaz ?


''Aman biraz zaman geçsin,için soğur''............İçimiz nasıl soğuk oluyor?

 ''Zaman değişti,gözüne güvenmeyeceksin.''.....Kendi gözümle saatin değişmesinin ne ilgisi var?

 ''Herşeyin zamanı var, az sabret.''.....................Nasıl yani herşey saatli mii?

 ''Zaman acımasız ne var ne yoksa götürüyor.''  Herşeyimizi bu saat nasıl götürecek?

 ''Aaah ah biraz zaman gerek bana''....................Elini çabuk tut saat geçmeden yap işini!!!

''Artık benim zamanım geçti''.............................Demekki hepimizin bir saati var ben saat 3 olayım:))

''Biribirinize zaman verin''...............................Nasıl yani!!!!!!

       Çocukken saat sandığım kelimenin büyüdükçe ne kadar da büyüdüğünü farkediyorum.
     
                                                               ZAMAN
 

27 Temmuz 2016 Çarşamba

GEÇMİŞ GEÇMİŞTE KALDI....

Geçmiş....
Geçip gitmiş ,bitmiş...İstesen de geri gelmeyecek.Değişmeyecek.Bunu biliyoruz ama yine de kendimizi alamıyoruz değil mi geçmişten.''Öyle yapsaydım,keşke bunu deseydim,keşke gitmeseydim,keşke acele etmeseydim ya da keşke elimi biraz daha hızlı tutsaydım ,keşke sıkı sıkı sarılsaydım,keşke kal deseydim,keşke onu hiç hayatıma almasaydım,  keşke daha mantıklı davransaydım,keşke bu kadar da ciddi bakmasaydım,keşke bu kadar güvenmeseydim,keşke bu kadar şüpheci olmasaydım ya da şimdiki aklım olsaydı ile başlayan cümleler.........Bütün bunları zaman zaman belki defalarca söyledim kendime.Ama ben o zaman ne şimdiki aklımdaydım ne de şimdiki bendim.Ne giden geri geldi, ne de ben onlara gidebildim.Yani GEÇMİŞİ DEĞİŞTİREMEYİZ AMA GEÇMİŞTEN BİRŞEYLER ÖĞRENEBİLİRİZ...
Geçmişten öğrendiklerim;

26 Temmuz 2016 Salı

HUZUR

Huzur
    
   Bir gün bir kral; ama halkı tarafından sevilen bir kral, huzuru en güzel resmedecek sanatçıya büyük bir ödül vereceğini ilan eder.
    
   Yarışmaya çok sayıda sanatçı katılır. Günlerce çalışırlar birbirinden güzel resimler yaparlar.
    
   Sonunda eserleri saraya teslim ederler. Tablolara bakan kral sadece ikisinden hoşlanır. Ama birinciyi seçmesi için karar vermesi gereklidir.
    

Yenilik Yeni Yeni.....

Hoşbuldum.....
Başlığım gibi yenilik bu durum benim için...Küçükken, orta okul lise yıllarımda günlük tutardım.Yazarak kendimi daha iyi ifade ettiğime inanırdım.Rahatlardım.Tabii ki ergenliğinde günlük tutan herkesin klasik  başına gelen benim de başıma gelene kadar ''Günlüğümü annem,babam,kardeşim okuduuuu!''.Bu biraz utanç verici oluyor.Sanki herkesin ortasında çıplak kalmış gibi hissediyorsun...Ve hatta dahası oldu...Sınıf arkadaşlarım bir gün çantamı karıştırıp ,okuyup,günlüğümü Türkçe öğretmenimize verdiler.O harika (!)düşünceli öğretmenim de babamı okula çağırıp ona teslim etti....O an ki acıyı bir canlandırın gözünüzde...Kimden hoşlandığım,kime nefret duyduğum,annem,babam,herkes herkes var o defterde.....Benim masum ergenlik duygularım deşifre oldu....Ardından yaşananları yazmamama gerek duymuyorum az çok tahmin edersiniz...Hiç kimse de demedi ki ''Kızım ne güzel duygularını ifade etmiş,kendince huzur bulacak bir yöntem belirlemiş ya da bu kız iyi yazı yazıyor hikaye yazdıralım,konu verelim öykü oluştursun bu yönde yönlendirelim.''Çünkü o defteri alan öğretmenim Türkçe Öğretmeniydi:(............Tüm bu deneyimlerden sonra tabiikiii günlük tutmayı bıraktım.Ama kendimi ne zaman kötü hissetsem kalem kağıttır elime aldığım....Yazmak...Sözünün kesilmeden konuşabildiğin tek yerdir kelimelerin yuvası...Yazdıklarım bu kez de eski eşimin eline geçti...O da ilişkimizde kullanacağı kozlar olarak bir bir önüme sundu:)))Vel hasıl ben yine vazgeçmedim yine yazdım ama bu kez her yazdığımı bir kez okuduktan sonra yakmaya başladım....Kesin çözüm. Kimse bulamaz.Bir süre böyle devam ettim aslında iyi geldi.İçimde ne var ne yoksa yazıyordum.Kimi zaman küfür bile ediyordum nasıl olsa kimse okumayacak. Bu bana iyi geldi...İçim boşaldı ...Bilinç altımın en diplerine indim....Hesaplaştım herkesle...Kendimle de....Temziledim......Aslında bana iyilik yapmışlardı.Yazdıklarımı nasıl olsa yakıcam diyerek rahat rahat ,sınırsızca yazmıştım.....İşte bütün bunların üzerinden birkaç ay geçti.Ve yine o dürtü yaz.Yaz..Yaz....Hani derlerya ''İçinden gelecek bazı şeyler'',benim de içimden gelen bu....Sonra dedim ki artık yazdıklarımı kim istiyorsa o okusun ...Hatta paylaşmalıyım...Blog açayım..Acaba kim okur ya da kim kendinden birşeyler bulur bilmeden.Sadece kendim için....Duygularımı yazmanın bana iyi geldiğini bildiğim için başladım.

Yani ben geldim.....Artık kim okursa okusun...Umrumda değil....Hatta çok kişi okusun isteyeceğimi bilemezdim bir zamanlar yoksa o kadar üzülmezdim:(

Şimdilik böyle sevgiyle selamlar.