18 Eylül 2024 Çarşamba

SEN NASILSIN KANKA

 O kadar yoğunum o kadar yorgunum ki burada bir alanım olduğunu dahi unutmuşum. 

Neler yapıyorsunuz nasılsınız 

Ben yazı başa sarmak istiyorum 

Hiç böyle bir yaz tatili geçirmedim desem yeridir 

Ne geldi ne gitti ne zaman tatil oldu bilmiyorum 

Hep çalıştım 

Taşındım 

Bir dünya konu bir sürü sorun bir o kadar da karmakarışık bir şeyler 

Aanam bir de baktım ki Eylül okul açılmış 

Eskiden eylülü sevmezdim yaz bitti diye hayatımda ilk defa Eylül oh rutünime başladım artık diye sevindim 

Hiç dinlenmedim , denize bile girmedim bu yaz bak o kadar vasattı rutin dışında garip bir yılların değişikliği oldu hayatımda 

Bir devir bitti diyebilirim 

Yeni bir yola girdim 

Zaman içinde yazarım burada ama kabullenmek zor oldu 

Neyse kanka siz ne yaptınız nasıl geçti yaz tatili 

23 Temmuz 2024 Salı

BENCE SEN DE ONLAR GİBİ OL


Sevgili Arkadaşım iyi geceler 

Bugün kendimle ilgili bir şey daha öğrendim. 

Ben bencilliği ve tek taraflı olan vericiliği , iyiliği , emeği kesinlikle sevmiyorum. 

Tek taraflı olan her durum her iletişim her ilişki bana adaletsiz geliyor ve ben adalet olmayan her şeye çok sinirleniyorum. 

Karşımdakinin kim olduğu önemli değil ben sadece o iyilik melekleri ben “ Fedakar insanım “ diyenlerden olamıyorum. Elbette eşit oranda olmaz hiçbir şey fakat bir tarafın beş kilogram yüklendiği yerde diğer tarafta 100 gram dahi olmamasına üzülmek yerine bende aradaki 4900 gramlık farkı tamamlamak isteği oluşuyor . İşte burada bütün olaylar patlıyor. Karşınızdaki alışmış ya hep 4900 gram almaya siz en azından yarı yarıya olsun dediğinizde size saldırıyor . Ben sana 100 gram verdim ya diye . Sizin onu tamamlamak ya da sadece mutlu olduğunuz bir kaç küçük an için ödediğiniz 4900 lük limiti de bana ver diyor .

İşte bu yüzden ki insan insandan soğuyor uzaklaşıyor ve bir süre sonra “sen o çarkta olmayacaksın diye kendini uyarmakla ;amaaan onlara bir şey olmuyor bana da olmaz kafasında buluyor .

Telefonla olan yazılarda noktalama işaretleri o kadar saçma oluyor ki yazı mı yazıyoruz savaş mı yapıyoruz ?sinir oluyoruz. 

Yazının ana teması ; BENCİLLİK KÖTÜ BİR HUY 

Ana Fikri ; TEK TARAFLI OLAN HİÇ BİR İLİŞKİ YÜRÜMEZ 

SONUÇ; KARŞILIK ALMADIĞIN HİÇBİR İLİŞKİDE KENDİNİ KULLANDIRMA 

20 Temmuz 2024 Cumartesi

GÜN OLUYOR VE DEVRAN DÖNÜYOR

 Bugün on numara bir yazı çıkar duygular deryasından 

Niye diye sorarsanız dostlar 2023 Şubat ayında o hepinizin televizyonda izlediğiniz görüntülerde olan insanlar vardı ya hani işte onlardan bazıları benim ailemdi . Evleri darmadağın olan o depremi yaşayan insanlar benim kardeşlerim annem babamdı . O sabah okula gelişim , odamdaki kalorifer peteğinin önünde yere diz çöküşüp de kimseden haber alamayışımı anlatacak bir sözcük daha bulunamadı . Zorla defalarca aradıktan sonra kardeşime ulaştım onları ikna ettim izmire gelmeye. Yaşanan iki haftalık süreci hiç yazmayacağım çünkü o zaman yazmıştım. Deprem sonrası ben kardeşim ve ailesi babamla aylarca birlikte yaşadım. O sırada yeğenimle ayrı bir bağım oldu . Depremi yaşamış dünyanın en vakur en tatlı en kibar en kadirşinas çocuğu ile o zaman tanışmış oldum. Adı Yağız . Neyse aradan çok uzun zaman geçti. Bugün tatil için buraya geldiler ve Yağız benim göz yaşlarımı yine öyle bir akıttı . 

“Yağız geçen yılı hatırlıyor musun halacım “ dedim 

“ Hala ben seninle olan her şeyi hatırlıyorum, hiç bir şeyi unutmadım “ dedi 


Seninle içeceklerimizi alırdık balkonda sohbet ederdik 

Çok sıradan gelebilir size okurken ama bence çok değerli 

İnsan insana dardayken gerekli 

Yokken var olmalı kişi

Bugün yağız beni defalarca ağlattı 

Ben bir kere daha şunu dedim 

İyi olmak rahatlatıcı ve de huzur verici bir durum 

Bu yazıyı şu anda elli cır cır böceği iki yüz karınca sayısız ne olduğu belli olmayan sinek içinde egenin bir köyünde yazıyorum 

Peki sen nerede okuyorsun sevgili dostum 

Sen bugün ne öğrendin bu hayattan sen ne için iyi ki dedin …

8 Temmuz 2024 Pazartesi

HEMHAL OLDUK

 Sevgili okuyucu ,

Her nerede ne durumda okuyorsun acaba benim yazılarımı çok merak ediyorum. O kadar çok okunuyor ki yazdıklarım ben de kendimi bunu merak etmekten alıkoyamıyorum . Kimler, hangi halde ,nasıl bir durumda, ne hissederek okuyor acaba bu yazıları.

Mutlaka bir yerlerde bir anda hemhal oluyoruz ki açıp da acaba o da aynı şeyleri yaşıyor mu diye merak ediyor ve bakıyor demek insan. Bakalım aşağıda yazdıklarımı da yaşayan var mı aranızda.

        Geçen gün bir arkadaşım bana bir video attı. Videodaki kişi oturduğu yerde oturamıyor sürekli kalkıp bir yerleri silip temizliyor . Video akarken de şöyle bir yazı yazıyor üstünde “ Durduk yere kalkıp temizlik yapan insanlara karışmayın temizlediği etrafı değil karışık olan zihnidir “ diye. Son bir yıldır bende olan bu davranış bozukluğunu farkeden arkadaşım da bana atmış bunu . Çözdüm derdini diye :) Çünkü Ben de  sürekli bir yerleri siliyorum.

      Herşeyin yerli yerinde olduğu bir yaşam elbette süreklilik arz etmemektedir ancak bazen uzun süreli rutinler insana iyi hissettiriyor. Güvende hissetmek için buna ihtiyacımız var. Ben beni bildim bileli bunun için mücadele ediyorum. Rutin bir hayat için . Arada yakaladığım zamanlar oluyor ama uzun sürmüyor.Bir ay olmuyor ki hayatımda her şeyin aynı olduğu.Her hafta farklı bir gündemle bir kaos çözmek zorunda kalıyorum.Biri bitiyor bir diğeri başlıyor sorunların.İş,aile,sağlık,ekonomik sıkıntılar bazen dönerli olarak çıkıyor karşıma  bazen de aynı anda hepsi birden geliyor.İki gün üst üste dahi birbirinin aynı olduğu zamanlarım olmuyor.Bir anda herşey karışıyor  . Neyse ki artık toplamaya o kadar alışmışım ki hiç bocalamıyorum olan biten karşısında, en azından dışım her koşula göre şekil almayı öğrenmiş içim , ruhum ise her geçen gün biraz daha dingilik için yalvarıyor adeta. Bunu şuradan  anlıyorum bir kaç yıl öncesindeki gibi sese ve kalabalıklara tahammülüm kalmadı. Nerede bir sessizlik varsa oraya ulaşmaya çalışıyorum. Ben bunu elde etmekte zorlanıyorum. Siz nasılsınız , siz de kırk yaşlarınızda böyle oldunuz mu yoksa ben hala her yerde eğleniyorum diyenlerden misiniz.


Hasılı kelam evrensel olan bir çok şeyi yaşıyoruz eminim hepimiz ve okuyup ya da izleyene kadar en büyük derdin bizde olduğunu düşünüyoruz. Aslında hepimiz bir yerlerde bir şeyler ile mücadele ediyoruz.Sorunların sadece isimleri değişiyor belki de . 

Yani şu an her ne hissediyorsan emin ol ki mutlaka bir yerlerde aynı sınavları veren bir çok insan vardır.


5 Haziran 2024 Çarşamba

YERSİZ BİR YER

 Hayat bence hiç de kısa değil. Aynı şeylerin tekrar tekrar yaşandığı upuzun bir sarmal makaraya sarılmış ip gibi dolaşıklıklar zinciri . Her seferinde düğümü açıyoruz olmadı ipi koparıyoruz .Yeniden  bağlamak için tekrar bir düğüm atmak gerekse de en azından bitti karışıklık ,tek bir küçük düğümden bir şey olmaz deyip devam ediyoruz . Sonra ne oluyor biliyor musunuz iğne ile kumaşa giren o ip düğüm yerinde tıkanıyor işte . O halde bir kere düğüm olduysa açılmıyorsa ip kesip yeniden tamir etmek için küçük de olsa düğüm atarsanız o ipten bir hayır gelmez. Ne yapmalı peki kör düğüm olan ipi kesmelisiniz , koparıp atmalısınız kör düğümleriyle . Elinizde kalan iplikle dikişe devam etmelisiniz . Ama işte ince iple detaylı ve güzel iş yapmaya çalışırken elbette yine dolaşıyor iplik. İşte hayat da böyle metrelerce uzun olan makaradaki ipliği dolaştırmadan, dolaşan yerlerini ise  kesip atmayı başararak en iyi dikişi dikmeye çalışmakla geçen uzun bir yolculuk. 

Yolun sonu ise makaradaki ip bitince geliyor . Çünkü insanoğlu düğümlerden kurtulunca zannediyor ki bir daha hiç karışmayacak o iplik . Bir hızla devam ediyor yoluna . Falan filan işte aslında tam da anlatmak istediğimi yazamadım çünkü öyle bir yerdeyim ki hem bedenen hem zihnen ; tam da nerdesin deseler yersizim derim. Uzun lafın kısası bazı insanların makaraları daha fazla düğüm olabiliyor ya tamir etmeye çalışıyor ya da kesiyoruz belki bir daha olmaz ümidiyle . 

Bugün her şey engel maalesef bu yazı bitemedi bu kadar olsun madem bu da … 

16 Mayıs 2024 Perşembe

BEGÜM


 Yeni olan şeyleri hala seviyorsanız siz hala ruhu genç olanlardansınız bence . 

Çünkü bana göre artık şunu söyleyebilirim ki ben yeni olan hiçbir şeyden haz duymuyorum çünkü benim için bildik tanıdık emin olduğum güven duyduğum her şey daha güzel. Bunun nedenini de yaş almakla ilintili diye düşünüyorum. 

Yani bana göre insan gençken herşeyin yenisini istiyor. 

Yaş ilerledikçe de yeni şeyler yerine var olanın tadını çıkarmak istiyor? Ne dersiniz?

Var olan eviniz tanıdık bir yerde aynı komşumlar aynı olan işiniz ve rutin işleriniz … Ne kadar da güzel bir hayat değil mi bu?

Benim için tüm bunlar çok değerli. 

İşte öyle bir zamandayım 

Aynı yoldan aynı saatte okula gidiyorum 

Yaklaşık aynı saatte okuldan dönüyorum 

Aynı yerden ekmek alıyorum 

Eve geçince aynı işleri yapıyorum 

Yaklaşık yirmi yıldır tam da hayalini kurduğum andayım

Tek bir hayalim kaldı olmayan o da daha zamanı gelmedi.

Begüm. Begümün kendi hayatını kurması 

Sağlıkla huzur ve mutlulukla kendine yeten bir hayatın içinde var olsun işte tek dileğim bu artık benim 


29 Mart 2024 Cuma

Canım 43 Oldum

 Aman da aman 

Nasıl da büyümüş bir insan Pınarım 

Her yıl kendine çok büyüdün diyen bir kız 

Ne zaman gerçek büyüdüm diye sorarsanız çok erken yaştı derim 

Ne gençlik bildim ben ne de çocukluk hep büyüktüm 

Ben hep olgun büyük yetişkin bir insandım 

Ama şunu diyebilirim ki size ben en çok şu an tam da tamım 



Hem böyle olgun hem de güzel genç falan filan 

Yazacak hiç de bir şey yok inanın her şeyi yazmıştım zaten daha önce 

Bence çok da derinde olmak güzel bir şey değil 

Anlık mutlu ol 

Ona buna sevin rutinine sevin otur işte 

Geç oldu ama öğrendik  bu yaşta 

12 Mart 2024 Salı

KİM NE YAPAR KENDİNE YAPAR

 Ne yapalım nasıl yapalım siz mutlu olun diye ? 

Karalar bağlayıp ah vah mı edelim ?

Aman da aman sizi gidi iftira atanlar ne güzel de ettiniz bak çok üzüldüm kahrımdan mı diyeyim ? 

Ben liseye giderken bir Matematik Öğretmenimiz vardı geçen yıl eşi Leyla Hanımı yazmıştım o da edebiyat öğretmenimizdi kulakları çınlasın . Matematik Öğretmenimiz bize derdi ki “Doğru olun Doğru bildiğiniz yolda Tek başınıza da olsa Yürüyün “  Doğru tektir . Siz de doğruysanız eğer tek de olsanız ki zaten tek değilsinizdir çok da neden sorgulamıyorsunuz. Bir de bizim yaşlarda artık kimin neyi neden yaptığını biliyorsunuz öyle olunca da o yirmili yaşlarda olan dünyanın başına yıkılması durumları pek olmuyor olaylar karşısında. Bizim yaşlarımızda olan normal gelişim gösteren insan evlatları, olan biten  her şeye eyvallah der geçer. Ve işine bakar . Hatta işine bakarken de kendine şunu der Vay arkadaş demek ne kadar öndeyim karşıma geçip konuşamayanlar arkamdan cıyıldıyor 😀

Olsun , bunlar olacak ki hep dinç kalalım herkesin her istediği yöne çekilmiyoruz demekki bir duruşumuz var da eğilip bükülmeyen sevenimiz çok sevmeyen de mırıldanıyor kendince . 

Bir okuyucum yorum yazmış ya hani “ Herkes Kötü bir Sen İyisin “ yazmış . Evet ben iyiyim tertemiz pürü pak kalbim var ama herkes de kötü değil İyiler daha çok. Kötüler için de acı sonu zaten veriyor yaradan . Tabiki bunu görmek için kalplerin kararmamış kulakların sağır olmamış olması gerekiyor.  Allah kötüleri ıslah etsin.  Allah hepimizin yolunu iyi insanlarla kesiştirsin. Benim öyle çünkü etrafımda çok şükür herkes iyi ki var iyi ki temiz insanlarla karşılaşmışım. 

Bugünün son sözü ;https://youtu.be/NHKultWTFLg?si=kri7pKkIT8ssNwRI

KİM NE YAPAR KENDİNE YAPAR .


29 Şubat 2024 Perşembe

Kadınsı Erkekler

 Gelelim şu erkek görünümlü kadınsı adamcıklara. 

Bunlar da anneleri tarafından hep manipüle edilmiş küçük oğlan çocukları. Annelerinden onay almadan kıpırdamayan ilkokul çocukları büyüyünce de o onayı almak için savaşıp dururlar . Çünkü kodlanmışlar 0 - 6 yaşta . Annem ne isterse ne zaman isterse onu yerim , annem tamam derse yaparım , annem yoksa beni sevmez onaylamaz . İşte o zamandan kalan anneye olan gizli kızgınlığı tüm anne gibi güçlü dediğim dedik kadınlardan çıkarmaya and içmiş adamlar . Bunlar şöyledir hayatları hep annenin gözüne girmek için geçtiği için kendilerinden daha zeki daha başarılı daha iyi bir kadın olduğu zaman hep onu alt etmeliyim ben daha iyiyim anama bunu ispat etmeliyim alt bilinci ile karşı cinsi değersizleştirme çabası içine girerler . Buradaki amacı beyninin bir kız benden daha iyi olursa benim annem beni ayıplar küçümser aşağılardır . Bu feminen yani kadınsı davranışları olan erkeklerin davranışlarının altında yatan aslında kendinden daha derinde yatan annesinin tatminsizliklerdir. Çünkü o oğlan çocuğu ne yaparsa yapsın o anayı mutsuz hayatından kurtaramamış ve gerçek bir erkek gibi olamamıştır . İşte ona yüklenen duygu budur “ Yetersizlik “ o da istemsizce yetersiz gördüğü aşalağıdığı kadın gibi olur zamanla. Çünkü ona hep şu söylenmiştir küçükken ne o kız gibi ağlıyor musun ? Kız gibi annene mi sarılıyorsun? Kız gibi anana mı sığınıyorsun? ve bunları inkar edeyim derken o erkek bir de bakmıştır ki gerçekten kız gibi dedikodu yapan kız gibi küsen kız gibi ürkek alıngan naz yapan erkek ama kadın gibi almak isteyen vermesi gereken yerde , kapris yapan cilveleşen biri oluvermiş. Haaa bir de küsen zırıldayan çok konuşan boş konuşan bir saçma arada kalmışlık yaşayan biri olmuş . Dünyanın dengesine aykırı olan bu rol karmaşası yüzünden de ilişkileri kırılan ama beni kimse anam gibi sevmedi diye ağlayan adamlar kendinden güçlü bir kadına denk gelince de onu nasıl da alt ederim diye saçmalayan kadınsı adamcıklar bizim gibi kadınlar tarafından çok gülünçsünüz . 

Ama size olan olmuş annenize teşekkür edin size bu kadar yazık ettikleri için. Kendinize de şunu söyleyin artık Erkek Ol be :)


Salak kadınlar ve Kadınsı adamlar


 Sevgili okuyucu arkadaşım Merhaba 

Umutsuz Mutsuz Kadınlar ve de eril özelliklerini kaybetmiş olan feminen erkekler; Bu yazım sizlere . 

Önce kadınlardan başlayacağım ;şu kendi iğrenç hayatlarında hasetlik kıskançlık ve dedikodudan tatmin olan yazık onlara diyeceğimiz ama tüh Allah size zaten belanızı vermiş dediğimiz kadınlardan yazacağım size . Bunlar çocukluktan itibaren hep ötelenmiş, görmezden gelinmiş , değersiz hissettirilmiş küçük kız çocukları olarak öyle ya da böyle biriyle evlenmiş kocasına hayatı dar etmiş çocuğuna bile hayatı zehir edip bütün değersizlik duygularını çocuğuna aktarmış daha da doymamış içinden çıkan o alev topuna benzeyen kötülük duygularını etrafına saldırarak soğutmaya çalışmış yine de mutlu olamayan bizim minnoş yaşı büyük ama kendi küçük kız çocuğumuz dindiremiyor hayata olan öfkesini. Diyor ki ben mutsuzum ,eksiğim başarısızım; o zaman neden o  mutlu o da mutlu olmasın . Ben başaramıyorum o niye başarıyor o niye güçlü o niye yıkılmıyor . O da mutsuz olsun onun da bak ama öyle hatası var onun da ama bak osu busu var, o da ama bak üzülsün madem ben iyi değilim o da iyi olmasın . Bunu bilerek yapmasa da alt benlik bilinç dışı yaptırıyor ona . Saldırmaya iftira atmaya başlıyor tamamen iç değersizliğini adından söz ettirerek kapatmak için yapıyor bunu çünkü başka türlü görünmüyor o kadın . Görünmek için konuşulmak için kendini bulmak yerine başkasına attığı sözlerle adından bahsedilsin istiyor içindeki kız çocuğu. Ne annesi ne babası ne kocası görmemiş duymamış onu çünkü o da ne yapsın başkasının hayatıyla atıp tutarak komşusuyla adını andırmak istiyor. Ben önceden böyle kadınlara acırdım ama bu yaşlarımda artık acımak yerine biri bunlara bir dur desin diye düşünüyorum. Biri bunlara bir haddini bildirsin diyorum . Çünkü acıdıkça yok saydıkça bunlar dozaşını arttırıyor terbiyesizliklerinin. Hayırdır yahu sizi alttan alıyoruz ciddiye almıyoruz diye siz kendinizi böyle iftira kraliyetinde kraliçe mi zannediyorsunuz:) Birinin bunlara ya senin küçük beynindeki travmatik sorunlarının tatmin yerin burası değil hele bir geri çek yanlış insanla uğraşıyorsun demesi gerekiyor usulünce . Bunlara maruz kalan tüm kadın arkadaşlarıma önerimdir canlarım evine kadın olamamış çocuğuna analık yapamamış kadın olamamış 6 yaşındaki travmalarından arınmamış kendi alt komplekslerine sizi hedef yapmış kadınım diye gezen tüm saçma arada kalmış kadınlara cevap verme vakti. Yeter artık. Bu hayatta tek bir sosyal ekonomik akademik başarısı olmayan salaklar sizle uğraşacağız öyle mi:)  Herkese anlayacağı dilden cevap verin benim bilinçli aklı başında akıllı güzel becerikli kadın arkadaşlarım. Ben artık öyle yapıyorum. Öyle de yapacağım. 

Gelelim şu eril özelliğini kaybetmiş erkeğim diye gezen adamlara :) 

Onlar için yarın devam edeceğim bu yazıya . Onlar kadınlardan daha sinir bozucu çünkü erkek özelliklerini anaları almış götürmüş. Yarın onlarda sıra . Ama bugün onlar için bir cümle yazmalıyım “ Ben onlardan yüz kat daha adamım”

30 Ocak 2024 Salı

En Saçma Dertler Keşke Bende Olsaydı

 Ben bugün youtubetan bir kaç röportaj olan program izledim ve de ne farkettim biliyor musunuz ne kadar da aklı selim bir insanmışım. Konuşan kadınların yaşadığı bir çok şeyi yaşamışım ben ama onların düştüğü hayatta değil de çok daha iyi bir yerdeyim . Belki de ben de öyle olabilirdim . Bu çok büyük bir ihtimalmiş biliyor musunuz. Burada çok da açık anlatamıyorum ama nasıl bir güçlü nasıl da akıllı zeki bir kızmışım kendimi nasıl da herkesten herşeyden korumuş da okumuş azmetmiş dik durmuş ahlaki etik kurallara uygun olarak davranmış da korumuşum. Nasıl da sıyrılmışım her rezillikten kaçmışım . O zamanlar bu kadar farkında değildim ama şimdi bakıyorum da öngörü ve zeka doğuştan gelen bir şeymiş. Bunu kimse size bahşetmemiş. 

Ben kendimi şu an geriye dönüp de baktığımda Kurtuluş Savaşında Savaşan Türk Ordusu gibi hissediyorum. Yedi düvele karşı çıkmış kendi Cumhuriyetini kurmak için mücadele etmiş bir devlet gibi görüyorum . Bu yaştan sonra insan kendi ile gurur duyar mı EVET ben duyuyorum. Ben tek başıma kendim o kadar çok şeyle uğraşıp hala ayaktayım ki her şeye  ve herkese rağmen Bence Atatürk yaşıyor olsaydı Beni huzurunda misafir ederdi . 


Ne olacak mesela bunun sonu 

Haklı ve kazanan olmaktansa Mutlu ve Huzurlu olmayı yeğlerim ben

Kahkahalarım çınlasın isterim her yerde sözcüklerimden önce 

Gülen yüzümle anılmak isterim artık buğulu bakan gözlerimden ziyade 

Ne zaman olacak acaba bunlar 

Keşke platin düğün salonunda olsaydı en mutlu günüm 

Ya da çeyizim çıkarken sandık parası davası olsaydı tek derdim 

Ya da Trabzon Set almayan kayınvalidem olsaydı tek dedikodu malzemem

Ya da aile apartmanımda eltim bunu yaptı ben de yapsaydım diye saçmalasaydık

Ya da görümcemin çocuğu o okula gidecek benimki de buna gitsin vs. 

https://youtu.be/MwBlO7NwgYk?si=qwNmhJqLk3NvPBaX

Neden biz böyleydik 

Neden bizim de böyle saçma dertlerimiz olmadı bu hayatta 

Neyi neden bu kadar sorguladık biz

Neden biz bu kadar da sevilmedik neden bize verilenle yetinmedik de hep aslolanı aradık 

Neden asıl kıymetin dünyavi olduğunu değil de manevi olduğunu düşündük 

Neden bu kadar da derine gömüldük halbuki mobilyanın ağacı boyanın rengi mutlu etmeliydi bir kasaba kızını neydi yani aradığımız 

Boyu boyuna huyu huyuna göre olan niye yetmedi bize 

Günlerde altın şakırdatmak neyimize yetmedi de oradakileri beğenmedik ne oldu peki şimdi 

Onlar mutlu yuvalarında saçmalarken biz neredeydik 

Diplomalara bakıp da aferin mi aldık 

Geçen yıllar bize ne öğretti bilmek güzel bir şey değil 


24 Ocak 2024 Çarşamba

Saygı ile Vazgeçtim

 Sevgili Yalnız Anneler bu yazım size 

Çocuğum önce diyen anneler orda mısınız 

Neler yaşadınız ne bedeller ödediniz hala da ödüyorsunuz 

Ben anne olmak için çok mücadele ettim 

Anne oldum şükür anne olduktan sonra da kızım hayatta kalsın diye çok yalvardım Allah’a 

Sonra da kızım huzurlu mutlu olsun diye çok mücadele ettim 

Benim hayatım kızım hayatta kalsın 

Kızım hayatta kalsın ve mutlu olsun 

Kızım hayatta kalsın mutlu olsun yanımda olsun diye mücadele ile geçti 

Hala da öyle geçiyor 

Çok zorlandım çok zorlanıyorum 

O kadar yalnız ve yardımsız büyüttüm ki kızımı hala bu yalnızlık devam ediyor 

Anne olmak ne kadar da zor 

Ne kadar da ağlanası bazılarımız için 

Bence ben tüm bu dünya getirileri için diğer dünyada cennete gitmeye hak kazandım 

Çünkü bu dünyada bedeli fazla ödedim bu diyeti 

Ama vazgeçtim a dostlar ; kendimden , hayallerimden, gelecekten … Her şeyden vazgeçtim. Bıraktım inanın bu defa . 

Oldu sonunda . Oldu . Hayat başardı. Beni yendi. 

Ben de saygıyla kabul ettim. 

5 Ocak 2024 Cuma

Aylar Yıllar ve de Ömür

 Ne de nasıl geçmiş günler aylar yıllar 

Bugün biri deyince farkettim gülmediğimi artık eskisi gibi 

Ya niye o yüzün gülmüyor dedi. 

O zaman dedim ki kendime evet benim artık gülen yüzüm yok. Gitmiş . Ki ben bunu yapmak için eskiden zorlardım kendimi güler yüzlü olmamak için hatırlatırdım eskiden kendime Gülme diye .

Heyhat! Artık ben de dümdüz ve de ifadesizdim. Hey gidi hayat işte istediğin kıvama gelmiştim.

Herşeyi yaptı bu hayat bana böyle olayım diye son yirmi yıldır . Demek benim tekamülüme varma sürem yirmi yılmış . Bazılarımızın demek anlama süresi öğretisini bu kadar da uzun sürüyormuş sevgili okuyucu. Şimdi burda bu cümleyi Begüm’e söyleseydim hemen derdi ki “ Anne şükret ya hiç anlamayanlardan olsaydın” Bu hayatta belki de en başarılı olduğum şey iyi çocuk yetiştirmek ( diyebilirsiniz ki e yani öğretmensin) ama sizden bir parçanın size sizden büyük laflar etmesi ayrı bir güzellikmiş. 

Nereye geliyorum burdan şöyle;

Gülüyorum ama NO>içten değil

Ağlamak > hiç yok sıfır göz yaşı 

Sevgi > sadece çocuk ve hayvanlara 

Aşk > kalbe kan pompalaması en son ne zaman oldu inanın bilemiyorum 

Hırs> sıfır 

Kırgınlık > Yok

Kızgınlık > Herbir şeye 

Heyecan > Yılda bir belki de o da yok hiçbir şeye heyecanlanmıyorum ya da bana heyecan veren hiçbir şey kalmadı artık 

Üzgünlük > Yok

Hüzün > Sıfır 

Duyarsızlık > %100

Mutluluk >>> Nefes, Görmek, Hissetmek, Koklamak,Her bir çiçek, Gülüşü Begümün , Lavanta Kokusu, temiz bir ev , beyaz sabun,



öğrencilerimin sahada top oynamaları , koşarak üstüme atlamaları , dalganın sesi, güneşin doğuşu, iyi bir şarap, güzel bir şarkı, bir dost gülüşü , Annoşun beni camda karşılaması , evimmmm, işim , Bir Hakan Altun Konseri olabilir,kazandığım sınavlar , sıcak kumlardan soğuk sulara atlamak,Başarılarım, kitaplarım, çok sevilmem, ailem, sizler . 

Bak sen şu mutluluğa ne kadar da çokmuş. Aslında mutluymuşum. 

En çok Mutlu duyguda yazdım 

Peki siz en çok hangi duyguda yazarsınız sözcükleri

Ben yazdıklarımdan şunu anladım evet yirmi yıllık sınav sonucunda BEN BENİM diyebilmek ve Mutluluk duygunu artırmak için olmuş Herşey 

https://dionysosyayingroup.com/magaza/edebiyat/ben-benim-pinar-duygu-erdogan/

2 Ocak 2024 Salı

ASLAN ve Ceylan

 Yazar taifesi de ne kadar da ruhu bozuk 

Ne kadar da saçma bir alt kültürden geliyor da yaz yaz bitiremiyor olanı biteni dediğiniz oluyor mu? 

Ben bana diyorum bunu “ Pınarcım minik Pınar ne zaman büyüyeceksin de bitecek davan dünyayla” 

Ne zaman bırakacaksın bu sorgu suali diyorum inanın . 

Mesela ne zaman bitecek sizce, siz de böyle misiniz diye başlayan yazıların sonu ne zaman gelecek 

Herşeyi sordum muhtemelen ben bu blogda okuyuculara ; bana olmasa da kendilerine verdiler buradaki soruların cevaplarını bir çoğu . 

Ama bende ne sorular bitti ne de kedime verdiğim cevapların sonu geldi. Ne oldu cevapları bulunca “ HİÇ “ . Koca bir hiç . Her ne ile sınanıp geçtim dediysem belki bütünlemeye kalmadım ama finalde zar zor geçtim . Hiç bir dersim yüzlük olmadı hep altmışı aşma elliden şaşma diyerek bir üst döneme geçtim. Ama neticede geçtim . Fakat Mezuniyet gelmiyor bir türlü. Şu kep atma seronomisini idrak edemedim . Yani gerçekleştiremedim . Ne yaptıysam olmadı . Bence bu benimle ilgili değil müfredat hep yeni versiyonu ile geldi karşıma . Ben tam tamam bütün dersi öğrendim dedim , Hazırım dedim sınavda bir de baktım yeni konular eklenmiş. Dolayısıyla yeni konuya çalışmaya başladım. Hal böyle olunca da ne oluyor Hayat Okulu bitmiyor . YÖK hayattan insaflı bana iki lisans bir yüksek lisans diploması verdi. Ama Zalımın Hayatı öyle mi . Ne etsen ne yapsan acımıyor . Mezun olamıyoruk canikom. Gün geçmiyor ki insan çeşidi bitsin. Her biri için ayrı strateji, ayrı diyalog, ayrı oyun kurma … Saha yüz elli kombinasyon gördü her bir müsabaka için yine de iki galip beş mağlup bilmem kaç yüz berabere bitti yarış . Bir de yarışta olduğunu da önden söylemiyorlar ki gardımızı alalım. Zannediyoruz ki biz öylesine keyif oyunu oynuyoruz. Bir de bakmışız ki karşı taraf hırstan kendini yerden yere vuruyor:) O halde madem diyoruz yarıştayız hadi iyi olan kazansın. Bunu dışımızdan derken beynimizde onlarca oyun kurma planları başlıyor. Ve elbette hazırlıksız yakalanıyoruz. Böyle olunca da masum başarılı kuvvetli tarafken Avını parçalamaya hazır Aslanın karşısında Ceylan olarak siz sadece önce kaçmayı ardından da türlü korunma taktikleri ile Masumiyetinizi oracıkta bırakıp Aslanı sinsi bir tuzakla ağacın dalında sallanan bir filenin içine koymaya ant içiyorsunuz . Masum Ceylandan kötülük ummayan ve de en önemlisi kendini Kral sanan Aslan egosu ile ağacın altına gelir gelmez giriyor o tuzağa . Sevgili Aslan Her vahşi canlının hayali olan Ceylan tarafından hapsediliyor. Belki de Somsuza kadar. 


Şimdi bu blogta dedik ya Herşey yazıldı 

Her soru soruldu 

Sorulmayan sorulardan sorayım size 

Ceylan mı haklıydı 

Yoksa Aslan mı yanılmıştı 

Belki de Her Ceylan o kadar da Masum değildi 

Her Aslan da o kadar Zeki olmazdı 

Güvenmemek gerekirdi olana bitene 

Anda canını kurtarmak kadardı belki de mevzu bu kadar da basitti

AĞAÇLARDAN ÖRNEK ALSANA

 

Yapraklar döküldü 

Dallar kupkuru şu an İzmir’de 

Defalarca gördüm o hallerini yolda 

Defalarca şahit oldum sarı hallerine ve bir ay sonraki kuruluklarına ağaçların 

Aradan geçen iki ay ile minik minik yeşil tomurcuklarını gördüm 

Bizzat gün be gün inceledim inanır mısınız 

O minik yeşil tohumun bir haftada beyazlaştığını ardından bir hafta içinde yeşil yaprağa dönüştüğünü gördüm 

O kadar hızlı o kadar seri oluyor ki inanamıyorsunuz 

Bir hafta önce beyaz olan dalın ucundaki çiçek bir hafta içinde yeşermiş 

Sonraki süreç zaten bilindik sizin Bahar dediğiniz 

Ben ise kuru dallardan zamanı geldiğinde yeşeren tomurcuklarda kalıyorum hep 

Nasıl bir mucizevi sistem diyorum öyle dehşet verici ki o süreç ; karanlıktan aydınlığa doğru bir hareket ve UMUT … Sanma ki bu dertler kalıcı diyor adeta bana 

Sanma ki bir daha bu daldan çiçek açmaz. Yüz milyonlarca kez açtı şimdi mi açmayacak 

Doğanın her bir rutini aslında bir hizmetiçi eğitim bize bir ders okuyana , bir zifirinin güneşe kavuşması gibi. 

Bir sıra ,bir zaman ,bir an var akan biz insanoğlunun dışında , aslında uyumlanması gereken bizken biz o akışla savaşmaya çalışıyoruz. Durmalı izlemeli görmeli seyreylemeli olanı biteni aslında , ANLAMALI hemhal olmalı dalla , dalga ile çiçekle . İşte o zaman belki görebilmeli Benden Öte bir Ben olduğunu Ben Benim diyen bir Can olduğunu….

Her gün beş dakikanızı bir ağaca bakarak geçirin daha da anlamlanacaktır her şey sizin için .Daha da diyeceksiniz ki Ne bu Zaman kalıcı ne de dertler. 

Herşey geçecek Her şey bitmek Zorunda Çünkü Kaide Böyle