Okulum 1933te yapılmış. Vali Kazım Paşa tarafından tıpkı Guzelbahcedeki okulum gibi. Aynı yapı ikisi de ,ikisini de aynı kişi aynı zamanda yaptırmış. Güzelbahçe Vali Kazım Paşa Ilkokuluna atandigimda günlerce o odamdan çıkmamıştim. Kalın duvarlar ,bahçedeki çamların arasından görünen deniz. Aşık olmuştum resmen o manzaraya. Nasıl bu kadar şanslıyım diyordum. Şimdi de koskoca Izmirde aynı bir yere atanmış olmak tesadüf müdür? Değil tabii ki. Eski yapıları çok seviyorum. Beyaz sabun kokusu duyduğumdaki duyguyu hissettiriyor bana . Şimdi ki odamı bir görseniz çıkmak istemezsiniz her bir noktası huzur kokuyor. Yüksek tavan , ahşap yerler ,ahşap camlar, kapkalın duvarlar tarih dolu. Kimler gelmiş kimler geçmiş. Ne hisler , ne sesler olmuş duyar gibiyim . Bugün okulda şu cümleyi kurdum " Nasıl bu kadar şanslı oldum"
Çok keyif alıyorum o havayı solumaktan.
Beni benden alıyor adeta. O kadar yoğunum ki henüz şöyle bir enine boyuna tadını çıkaramadım henüz ama şunu biliyorum ki kesinlikle yaşlanacağım yerdeyim NET. Kesinlikle ben orada bahçeli evimde ,sallanan koltugumda üzüm bağlarından gelen üzümlerimi en sevdiklerimle masamda paylaşıyor olacağım beş yıl sonra. Eminim buna. Çok huzur , çok sükunet, çok ben orası. Sade ve sessiz. Minik ve mutevazı. Kaliteli bir görmüşlük dolu her bir yeri. Kibar ve düşünceli insanların olduğu minicik bir dünya. Bir arkadaş yeter bana bahçedeki salıncakta sağlanacağım tatil planları yapacağım, bir de çocuklar gelir tabiki , bizim çocuklar. Begüş büyük olur üniversitede okuyor olur. Arada o gelir anacım diye. Saksıda çiçekler, konu komşu falan çay kahve . Eeee daha ne olsundu. Gezerim ben haftasonları ,ne kadar koy var ,ne kadar bağ var, nerde güzel müzik var, en güzel yemek nerde tadarım. Ben artık ileriki beş yılıma şu an hazırlık yapıp kırk beş yaşımda tüm bu yazdıklarımı yaşıyor olacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder