26 Aralık 2021 Pazar

KAÇINCI YENI YILA GIRIYORSUN


 Ne güzel bir yıl geçirdim diyeyim mi...

Bilmiyorum....

Karman çorman bir yıl. İlk yarısı sınavdı, sonuctu ,tercihti, kayıt kuyut işleri... ikinci yarısı gittim geldim yaptım ettim... Yok tamirat ,tadilat .... Bi de o kadar çok kişiyle küstüm ki. Yıllardır biriken ne varsa hepsi bu yıl içimden höykürerek çıktı. "Sen bana şunu yaptın, o zamanda böyle davrandın, bu sırada bunu dedin....."" resmen yıllarca susmusum susmuşum bu yıl bir ejderha çıktı içimden herkese ateş ettim. Ve sonuç herkesle tanıdığım kim var kim yok, eş dost akraba herkese küstüm, küstüm oynamıyorum dedim.

Bu sosyal alandaki yaşadıklarım. Bunun yanı sıra sağlık açısından iyiydi. Duygusal olarak ise hiç bu kadar gel gitsiz bir yıl geçirmedim heeee hersey belirli . 

Ben bisey dilemek istiyorum o da bu kırk yaş olayı " Çok sevdim" ya ben hep bu yaşta böyle kalmak istiyorum. Nasıl olacak. Kırk yaş ne kadar güzel.  Hem bebek gibisin hem aklın fikrin zehir gibi. Bu yıl hep bunu hissettim.

O öyle olmuş dediklerinde "Dedim olabilir" 

Bu şunu diyor dediler " Dedim olabilir " 

İşte bir yıl daha yaşandı ve bitti küçük sevinçleri ve küçük kederleriyle herhangi bir yıldı çok da önemli değildi sadece artık zaman hızlı geçiyordu.  Zaman azalıyordu.  Ve ben hala hep aynıydım. Aslında değilim aynı. Daha iyiyim, daha güzelim, daha bilgiliyim ,daha bilinçli, daha tecrübeli, daha sabırlı, sakin, sessiz...

Yeni bir yıl 2022 çok güzel gelsin diyelim adet yerini bulsun. Sağlık olsun,  başarı dolsun , aşk olsun, keyif olsun vs..... Dua dolu olsun. Ne olursa olsun huzur en üstte otursun.

Rutin bozulmasın benim tek duam bu.

Bu kaçıncı yeni yıla giriş belki bu kez tutar.

15 Aralık 2021 Çarşamba

BUGÜN YAZIYORUM YARIN YAŞAMAK İÇİN


 Okulum 1933te yapılmış. Vali Kazım Paşa tarafından tıpkı Guzelbahcedeki okulum gibi. Aynı yapı ikisi de ,ikisini de aynı kişi aynı zamanda yaptırmış. Güzelbahçe Vali Kazım Paşa Ilkokuluna atandigimda günlerce o odamdan çıkmamıştim. Kalın duvarlar ,bahçedeki çamların arasından görünen deniz.  Aşık olmuştum resmen o manzaraya. Nasıl bu kadar şanslıyım diyordum. Şimdi de koskoca Izmirde aynı bir yere atanmış olmak tesadüf müdür? Değil tabii ki. Eski yapıları çok seviyorum. Beyaz sabun kokusu duyduğumdaki duyguyu hissettiriyor bana . Şimdi ki odamı bir görseniz çıkmak istemezsiniz her bir noktası huzur kokuyor. Yüksek tavan , ahşap yerler ,ahşap camlar, kapkalın duvarlar tarih dolu. Kimler gelmiş kimler geçmiş. Ne hisler , ne sesler olmuş duyar gibiyim . Bugün okulda şu cümleyi kurdum " Nasıl bu kadar şanslı oldum" 

Çok keyif alıyorum o havayı solumaktan.

Beni benden alıyor adeta. O kadar yoğunum ki henüz şöyle bir enine boyuna tadını çıkaramadım henüz ama şunu biliyorum ki kesinlikle yaşlanacağım yerdeyim NET. Kesinlikle ben orada bahçeli evimde ,sallanan koltugumda üzüm bağlarından gelen üzümlerimi en sevdiklerimle masamda paylaşıyor olacağım beş yıl sonra. Eminim buna. Çok huzur , çok sükunet, çok ben orası.  Sade ve sessiz.  Minik ve mutevazı.  Kaliteli bir görmüşlük dolu her bir yeri. Kibar ve düşünceli insanların olduğu minicik bir dünya.  Bir arkadaş yeter bana bahçedeki salıncakta sağlanacağım tatil planları yapacağım, bir de çocuklar gelir tabiki , bizim çocuklar. Begüş büyük olur üniversitede okuyor olur. Arada o gelir anacım diye. Saksıda çiçekler, konu komşu falan çay kahve . Eeee daha ne olsundu.  Gezerim ben haftasonları ,ne kadar koy var ,ne kadar bağ var, nerde güzel müzik var, en güzel yemek nerde tadarım. Ben artık ileriki beş yılıma şu an hazırlık yapıp kırk beş yaşımda tüm bu yazdıklarımı yaşıyor olacağım. 

https://youtu.be/xrdevgVP8cU


11 Aralık 2021 Cumartesi

YOKSA BIZ MIYDIK DEGISIK OLAN

 

Ben seninle tunalı Hilmi caddesinde simit yeme ihtimalini sevdim.  Diyor şair. 

Hiç gitmedim . Ankarada da hiç yaşamadım. Birinin beni sevme ihtimalini de sevmedim. Bu şiirde hep aklıma gelen dize her böyle hissettiğimde hep şu olmuştur. "Soğuk ve sehirlerarası otobüslerde vazgeçtim çocuk olmaktan ve beslenme çantamda otlu peynir kokusuydu babam" 


Derin bir garip hayal kırıklığı içindeyim. Meslek hayatını bu kadar sevmeyen, bu kadar umutsuz , bu kadar hersey öyle durmuş kalmış olamazdı . Yerinde saymanın en en somut haliyle yüzleşmek , hersey herkes ilerlerken bir yerde zamanın durmuş olması ve benim buna seyirci kalıyor olmam çok ilginç. 

Yerimizden konuşup duruyoruz ya hani yerinde görmeden herseyi. Zaman geçtikçe görüş alanımız bizim artmış ama meğer zihinlerde olann öğrenilmiş çaresizlik geçmemiş hala oralarda. Birilerine birseylere küsmüş gibi ilerleyen memur , kavgacı korkak , tetikte, itirazcı herseye , sistemi eleştirirken kendine dönüp bakmayan , gerçekten hicbirsey bu kadar aynı kalmamaliydi bu yerlerde . Geçen on yıllar teğetlememeliydi. Ben de zamanı durdurmakla ilerlemek arasında gidip gelmemeliydim. Heyecanın kaybolduğu gözlerle göz göze gelmek durdurmamaliydi beni. Hevesimi heyecanımı tekrar toparlamak ümidiyle.  Vazgeçmemek tek isteğim bu aralar . 

Bence kimse bu yazıdan bisey anlamadı. 

Ben sadece herkesin aynı algıda olmasını beklemekten vazgeçmek istiyorum. O zaman daha kolay olur katlanmak kendini mükemmel olduğuna inandırmış vasat olan herkese .