24 Şubat 2017 Cuma

EKSIK NE ISE O


      Hiç bunu düşündünüz mü?

      Ya da dikkatinizi çekti mi?

      Insanlar en çok neyi kınayarak bahsediyorsa mutlaka içinde bu vardır....

      Örneğin " Ben hiç sevmem dedikodu " diyen , aslında en çok insanlar hakkında konusandir. " Ben asla kimseden bir yardım beklemem" en çok yardıma ihtiyacı olandır. En çok insanları ilişki tercihleriyle yargılayan en yasak ilişkiyi yaşıyordur... Ben olsam onu yapmazdim diyen mutlaka onu fazlasiyla yapmıştır... Insanlari küçümseyen , etiketleyen kendini küçücük görendir... Ben şöyle adamım ben böyle bir kadınım diye naralar atanlar aslında hiç de öyle olmadıklarını bildikleri için bunu sesli söylediklerinde karşıdaki ile birlikte kendilerini de buna inandırmak isteyenlerdir. Çünkü gerçekten öyle olan bunu söyleme gereği duymaz. Zaten bu bilinir bunu başkaları ona söyler o insanlara değil.

      "Biz eşimle birbirimizi çok seviyoruz, bana bunu dedi, beni şöyle seviyor, böyle davranıyor" bunlar da aslında öyle olmadığının işaretidir. Gerçekten birbirine bu hisleri duyan insanlar bunu başkalarına kanıtlamaya ihtiyaç duymaz sadece o anı ve mutluluğunu yaşar... Gereksinim duymaz dillendirmez. Burada mutlaka yanlış giden bişey vardır. Benim eşim bana bir kez bile yüksek sesle konuşmadı, hiç kavga etmeyiz biz , harika gidiyor evliligimiz diye defalarca dile getiren bir tanıdığım eşinin onu aldatmasiyla bu konuşmasından bir kaç ay sonra boşandı... Bu üzücü.... Buna benzer o kadar çok örnek var ki...

      Bi de ben çok zekiyim diyenler var ya da benden bişey kaçmaz.... O kadar zekiyim kiii o kadar akilliyim ki kimse bana oyun oynayamaz diyenler en çok kendileri yanılır... Aaaaaa ben hiç yanilmam adamın gözünden anlarim, bakışından bilirim... Tabi çünkü sen olağan üstü bir yaratiksin...:) Beni kimse aldatamaz hemen anlarım:) En çok aldatılan onlardır...

      Bi de yok ya bu imkansız olamaz diyenler vardır.... Ama bazen o imkansız olmaz olan oluverir. Asla benim başıma gelmez denen de başınıza gelebilir... Yapmam dediğinizi yapabilir, yaşamam dediğinizi yaşayabilirsiniz.... Bu yüzden çok konusmamak gerekiyor belki de.... Çünkü konuştuğunuz herşey aslında sizdeki eksikleri anlatiyordur da bunu anlamak için de görmek gerekiyordur... Sadece bakmak değil...


       Bu yazı için son söz ne olur....... O anlatılanlara bakmayın kimde ne eksikse söyleyerek bağırarak  tamamlamak istiyordur....

23 Şubat 2017 Perşembe

DUANIN DA HAYIRLISI😞







Şimdi, yüzüstü kapanarak düşe kalka yürüyen mi daha doğru gider, yoksa dosdoğru bir yolda dimdik yürüyen mi?
Mulk suresi.22



Nasıl bir cümle nasil bir ayet ben çözemedim.



Herşey önüne istediği gibi gelen sorunsuz bir dümdüz bir yolda tabiki dimdik yürür degil mi insan... Nasil olsa yolda takılacak bişey yok.  Niye düşsün ki... Yol onun için hazır... O sadece dik yürüsün geçsin baska bişey yok...



Diğer taraftan da her iki adımda bir kavis, bir taş bir çukur.... Tam bu bitti bak düştüm ama yeniden kalktım derken. O da ne bi daha mı... Yine mi.... Hem hep ayni da olmuyor... Bir kere çukur, az ilerde kayalar, sonra çiviler..... Düş kalk düş kalk ama yine de ilerle.... 


Şimdi bu iki durumda doğru giden hangisi....









Ya da yanlış yorumlamış da olabiliriz. Yani karşılaşılan sorunlar karşısında düşe kalka giden mi doğrudur yoksa sorunların dahi düşüremediği yolundan şaşmayan, hedefini unutmayan dosdoğru giden mi ?




Acaba burada anlatılmak istenen ne... Belki de gördüğümüz anladığımız değildir.... Ya da anladığımızın içinde bir kac kez daha okuyunca anlatılmak istenenin farklı olduğunu görürüz. Belki de anlamak için bazen yolda yere kapaklanmak gerekir.... Belki de odur doğru giden... Belki yere kapaklanip ağzımız burnumuz kanayinca acıyla dimdik yalpalamadan doğru giden oluruz.




19 Şubat 2017 Pazar

OLUMLAMA GECESI


    Merhabalar herkese, selamlar....

    Sezen Aksunun yeni albümünü dinliyorum... Çok güzel... Tavsiye ediyorum. Özellikle albümdeki üçüncü şarkıya takıldım bugün. Gerçi hepsi ayrı bir güzel ama benim bu haftaki şarkım bu.

   Bugün sadece resim ağırlıklı bir yazı olacak bu. Belki resimlerin arasında bir kaç cümle ek olacak. Çünkü zaten o resimler çok şey anlatıyor. Ben bir kaç kez okudum. Üzerine de düşündüm. Belki sizin de hoşunuza gidebilir.



Bence her zaman dönmeye değer. Ne durumda olursanız olun eğer içinde olduğunuz hayatla ya da durumla ilgili bir tek bir soru işareti dahi varsa aklınıza gelen kesinlikle dönün, dönmelisiniz... Çünkü insanın kalbi yanılmaz... Bence ruhunuzu dinleyin.




Gece uyumadan önce düşünürüz ya hani... Yarın bunu yapıcam, artık bunları yapmıycam vs. Yarin bunun için gerçekten olsun. Yarın geri kalan hayatınızın ilk günü olsun. Çünkü tek bir hayatınız var. Bitanecik.... Ve başkaları için harcanmayacak kadar da kısa. Önce siz... Sonra diğerleri. Diğer herkes diğerleri...



Aslında büyük bir yüzdesi bence kötü şeylerin olma olasılığını düşünmekle geçiyor... Daha olmadan ya olursa diye tasalanmakla geçiriyoruz hayatımızı. Sonra kötü bişey olunca da yaaa ben biliyordum hep beni buluyor ışte demekle.... Ben artık kötü bişey olmadan düşünmüyorum. Sorulduğunda da bana düşünmüyorum öyle bişey olursa düşüncem deyip geçiyorum. Olasılıklar, kara senaryolarla içimi karatmiyorum. Ya olursa diye kaygının kimseye yararı yok. Ama duanın var. 🙏😄




Veeeee.... Enerji... Sevgi sözcükleri... Benim mutlu olmamda bir nokta kadar dahi payı olan, yüzümü güldüren, gözyaşımı silen, benimle gülen, benimle ağlayan ailem, arkadaşlarım , tüm sevdiklerim zaten sevdiklerim sadece hayatımda iyi ki varsınız.... Çünkü her birimizin bunu duymaya ihtiyacı var.

Bu gece sadece olumlama gecesi.
Yatmadan elinize kağıt kalem alıp olmasını istediklerinizi yazın. Ama sadece olmasını istediklerinizi. Olumsuz hiçbirşey yazmayın. Bu kağıdı en az bir hafta gece yatmadan okuyun.
Bu bir olumlama ritüeli... Bence deneyin...

Allaha emanet olun.



14 Şubat 2017 Salı

SEVGİ GÜNÜ İŞTE BUGÜN SEVGİYLE KALIN






Yıllardır ben Sevgi Günü olarak kutluyorum bugünü.

Tüm sevdiklerime onları sevdiğimi söylüyorum.

Söyleyemediklerime bir resim ya da bir iki cümle mesaj atıyoum.Bugün tüm sevdiklerime yolladım.

Ben özel günlere önem veren biriyim.


Yok işte tüketim bilmem nesi falan filan klişeleri konuşulsa da bence özel günler bir bahane oluyor hediyeleşmek ya da sevgi sözcükleri kullanmak için.


Ben hediye almayı da ama vermeyi daha çok seviyorum.Hediye paketini açarken ki insanların yüzündeki o ifadeye bayılıyorum.Gözlerin o anlık parıldaması,ışıltısı çok sevindiriyor beni.


Ben de hediye aldığım da çok mutlu oluyorum.Ama genele vurduğumda şimdi düşündüm de ben hep hediye veren taraf  olmuşum:))Genelde özel günleri atlamam.Mutlaka da anımlık ,evladiyelik hediye vermeyi severim.
Neyse işte bence doğum günü,öğretmenler günü,yılbaşı,yıl dönümü,sevgi günü aslında bir vesile , bence anılmalı,İlla da böyle abartılı bir şey olacak değil ya bir tek çiçek dalı, bir kart, ya da ufacık bir düğme de olsa anmalı...Seni düşünüyorum, sana değer veriyorum,senin için emek ettim,vakit ayırdım ve sana bunu seçtim hissini karşı tarafa yansıtmanın bir vesilesi bence bu günler.
HERKESİN SEVGİ GÜNÜ KUTLU OLSUN

DAHA GÜN BİTMEDİ HADİ SÖYLEYİN SEVDİKLERİNİZE SEVDİĞİNİZİ

12 Şubat 2017 Pazar

ANAYIM BEN ANA




        Öncelikle şu an ellerini açmış bir yavrusu olsun diye dua eden herkese onlar adına amin diyerek başlamak istiyorum. Rabbim herkese anne olmayı nasip etsin inşallah.

        Anne olmak ; dünyada hiçbir duygunun yerini alamadığı bir duygular bütünü bence....

        Kendimle başlayayım. Ben kızımı inanılmaz çok isteyerek ve bir süre bekleyerek kucağıma aldım. Allahim nasip etti ol dedi oldu şükürler olsun. Onu ilk kucakladığim gün derler ya hani bende öyle olmadi onunla ilk iletişimim o 27 haftalık karnimda iken oldu kalpten. Sorunlu bir hamilelik geçirdim. Ve 27 haftalıkken onunla kalbine dokunacagini hissederek konuştum. Beni duyduğuna eminim. Ilk o an beni derinden hissettigini hissettim. Şimdi bunları yazarken gözlerim doluyor. Mucizelere en çok inandığım dönemdir benim hamilelik.  Sonra kucakladiginiz, elini tuttuğunuz anlar. Gözlerini gözlerinize kilitlemesi. Nefes alıp vermesi. Her geçen gün büyümesini görmek. Anneeeee diye yarım yamalak konuşmalarını kaydetmek. Anasinifi gösterisini sanki Nobel ödülü almış gibi alkışlamak:) Ben öyleydim:)  Herşeyin en güzeli en sağlıklısını ona yedirmek. Uykusuz , yorgun ama yılmadan etkinlikler yapmak neymiş en zeki çocuğu yetiştiriyoruz.:) Aman onu yemesin , bunu icmesin, o vitamin bu aşı... Televizyon zararlı , önünde yanlış kelimeler aman söylenmesin.:) İlk çocuklara yazık ya... Herşey onlar üstünde deneniyor. Kitap çocuğu onlar:))Her aninizi onunla geçirmek... Kendinize ait bir saatiniz yıllarca hiç olmaması... Ama bundan şikayetçi olmamanizin tek ve asla değişmeyen nedeni sadece cocugunuzdur. Çünkü insanoğlu hiçkimse için kendinden bu kadar vermez veremez. Koşulsuz , karşılıksız tek sevgidir. Evlat sevgisi. Ve de sonsuz. Hiçbir annenin çocuğuna olan sevgisi bir gün bitmez. Anneler her zaman ölene kadar çocuklarını sever . Bu böyledir. Allah bizi öyle yaratmıştır. Belki vericilik değişir kişiden kişiye ama anneler çocuklarını hep sever. Anneler küsmez, anneler yorulmaz, anneler bıkmaz, anneler kin tutmaz, anneler sadece sever .... Canını isteseniz canını bile verir. Ben bu duayı etmiştim çünkü " Allahım benim ömrümden alıp Begüme versin "diye. Anneler tüm bunları yaparken istediği tek bişey vardır çocuğunun yüzü gülsün , mutlu , sağlıklı olsun... Bu kadar sadece bu kadar... Anne başka bişey beklemez. Ben öyleyim. Bu hayatta en çok istediğim şey, kızımın sağlıklı,kendine yetebilen, mutlu, vatanına , milletine hayırlı, iyi kalpli bir insan olması. Onun ne iş yapacağı , nerde ne okuyacağı benim için hiç bir anlam ifade etmiyor.Sağlıklı ve mutlu olsun da diğer herşey olur.

   Evet büyümesini izlemek güzel.Ama Buna hem sevinmek hem de endişe etmek onun için. Büyüdükçe onu üzenler olursa ne yaparım diye düşünmek. Büyüdükçe sizden yavaş yavaş gidişi. Kendi arkadaşları , seçimleri, zevkleri oluşu... Kontrolunuz dışına çıkıyor olması... Benim kızım daha küçük ama bir gün ben gidiyorum demesi... Her ne seciyorsa sadece destek olmanız gerektigini bilmek... Uzulecegini bile bile sen nasıl istersen yanındayım diyebilmek....Bu da bir annelik görevi belki de... Yolu göstermek ama gidişine müsade etmek...

    Ne zormuş bu analık... Bu yazı aslında bu kadarla bitmez... Annelik her an kayıt alınması gereken duygu caglamasi...

    Hasılı analık zor zanaat... Hakkını verene helal olsun ... Elinden öpmeli... Annen varsa varsın yoksa yarımsın , eksiksin... Şimdi annecigi yanında olmayan da yavrusuna sarilsin. O da senin yarındır.😥

8 Şubat 2017 Çarşamba

AMAAAN NEYSE...







           
       "Evet haklısın AYNEN"
       "AYNEN doğru söylüyorsun"
       "AYNEN ben de öyle düşünüyorum"
       "Bana da AYNEN öyle oldu"
       "Aaaaa AYNEN !!!!!Nasıl da bildin"


       "Bence BOŞVER bırak gitsin"
       "BOŞVER beni sen , sen anlat hadi"
       "BOŞVER biseyim yok iyi olur inşallah"
       "Bunu mu takiyorsun BOŞVER takılma"
       "Sen de onu BOŞVER "
       "BOŞVER sen şimdi bunları işimize bakalım"
       "Amaaaan BOŞVER yaaaa buraya kadarmış"



       "NEYSE önemli değil, alıştım ben"
       "Kırgınım ama NEYSE geçer acımıyor ki"
       "NEYSE çözeriz elbet hep böyle kalmaz ya"
       "Aslında hiç de hoşuma gitmiyor ama NEYSE senin için katlanırım"
       "Yoruldum ama NEYSE dayanirim ne yapalım"
       "NEYSE ki bununla savdık ya daha kötüsü olsaydı"
       "NEYSE sen biraz düşün belki anlarsın"


     
       "EYVALLAH senin dediğin gibi olsun"
      " EYVALLAH onu da en iyi sen yap"
      " Bana EYVALLAH o zaman"
      "EYVALLAH bana müsade"
      "Peki EYVALLAH sen doğrusun"
      "Herşey sen de kalsın , sensin EYVALLAH"
     " Bunu da yaptın ,ona da EYVALLAH"



       Işte neden bu dört sözcük kafa rahatlığı oluyor biliyor musunuz çünkü insanlara bu cümleleri söylediğiniz de tatmin oluyorlar ve tartışma bitiyor. Bu da size sessizlik ve huzur olarak dönüyor. Yarin bir deneyin ve görün. Sabah uyandiginizdan itibaren yakınınızdaki, aileniz iş arkadaşlarınıza bu sözcüklerle konuşun... AYNEN, NEYSE, BOŞVER ve EYVALLAH. Bakın nasıl da değişecek diyaloglar. Haaaa günün sonunda tüm buna rağmen yine devam ediyorsa iletişim çatışmaları o zaman o insanla ya da insanlarla ilişkilerinizi gözden geçirin....Bir söz var ya hani "Kimse kimsenin mecburi istikameti değil , bırakın sizinle yürümek isteyen kalsın yolunuzda" bunu düşünün....

Tam da şuan dinlediğim ve melodisi sözleri beni çok etkileyen bir şarkıyı da sizinle paylaşarak yazımı bugün bu kadarla bırakıyorum...

   https://youtu.be/vZSYPpsBOL0