Başla bitir.
Hayat gibi.
Herşey öyle değil mi zaten.Herseyin bir başlangıcı bir bitişi yok mu.
Bu süre zarfında yaşananlar değil mi yaşam. Bize ayrılan zamanda yaşadıklarımız.
Duygularımız yok olana kadar düşüp kalkmalarımız. Üç evreden oluşuyor bana göre hayat duygu yönünden. İlk olarak ergenlikle birlikte duygularımızın olduğunu farkettigimiz evre. Muhtemelen yirmi sekiz yaslarina kadar süren uzun bir dönem. Bu arada her türlü duyguyu en üst düzeyde yaşıyoruz. Aşk, mutluluk, heyecan ,üzüntü, hüzün, acı, sevinç tüm bunlar dolu dolu yaşanıyor. Otuza doğru başlıyor gerçek akıl fikir mantık . Yine duygu oluyor tabiki ama bu kez otuz beşe doğru öfke yerini alıyor. Otuzbesten itibaren ise öfke de yerini soru suale bırakıyor. Sorgulama dönemi kırka doğru bitmeye başlıyor. Kırklı yaşlarda ise duygu diye hiçbir şey kalmıyor. Sade ve sadece akıl kalıyor elinizde . Üçüncü evre oluyor bu . Duygusuzluk evresi.
1. Ergenlik-Duygularım En yukarida
2. Genç yetişkinlik-Duygularim Karmakarışık
3. Olgunluk -Duygularım Silindi .
İşte insan ömrü ruhsal gelişimi böyle. Tabiki eğer siz birinci ve ikinci evreyi zamanında ve hakkıyla yaşamadıysanız 3. Evre için altmışlarinizi beklemek durumundasınız .
Şimdi ben dönüp bakınca geriye bir şarkının bir dizesi geliyor aklıma haliyle
"Her türlüsünü tattım acıların ,ayrılıkların "
Zannediyorum Duygularım Silindi evresindeyim.
Çünkü ben artık hiç ama hiç bir şeye karşı ne bir üzüntü, ne bir heyecan ,ne bir kızgınlık, kırgınlık,mutluluk duyamıyorum
Donuyorum öyle olanlar karşısında. Sadece duruyorum. Gözyaşım yok zaten de ama bagiramiyorum, ofkelenemiyorum, ya da içten kahkahalar atamıyorum.
Beni bitirdi bu fani dünya
Sadece temel ihtiyaçlarını karşılayan bir insandan başka bisey değilim.
Üzülmek
Sevinmek
Kahirlanmak
Efkarlanmak
Eğlenmek
Gülmek
Bitti bunlar .
İçimdeki çocuğu öldüren herkese ah ediyorum.
Umarım onlar da bir gün bu hayat ne kadar da anlamsız derler.