22 Ağustos 2021 Pazar

ÖLMEMİŞİM. UNUTMAYIN Kİ BANA HİÇBİR ŞEY OLMAZ

 5 buçuk yaşımda ölümcül bir hastalığa yakalandım. Bilinç kaybının ne kadar sürdüğünü hatırlamıyorum kendimde ama ilk kez mrla o zaman tanıştım ve ağlayan endişe dolu gözlerle bana bakan annemi hatırlıyorum. Bir uzun süren hastane yatışında beni ziyarete gelen İlkokul öğretmenimi karşımda gördüğümdeki duygumu hatırlıyorum. Ellerim ve kollarımda damar yolu açılamayacak hale geldiğimi ve ayağıma bağlanan serumu hatırlıyorum. Ayağımda serum olmadığında hastane koridorunun camından izlediğim yandaki askeri birliğin tekmil seslerini de anımsıyorum. Ve bunlar neden 35 yıl aradan sonra hastalığı araştırma isteği duydum bilmiyorum. Ama okurken dehşete düştüm açıkçası. Ağır bir baş ağrısı başladı ve dedim ki "Ölebilirdim ilk 24 saat içinde ya da beyin ve omurilik kaynaklı engelli biri olarak devam edebilirdim yaşamıma". Ben bundan kurtuluşum. Yani erken yaşta ölümle burun buruna gelmişim meğer. Hatta makaleleri okurken aslına bakarsanız şimdiki bene bir neden arıyordum ama okudukça kendimi bir kez daha tebrik ettim. Bu hastalığı geçirip de ölmeyen ya da zihinsel ve fiziksel hasar almayan yüzde kırk içinde olarak nasıl bir savaşçı olduğumu bir kez daha gördüm. Bir de hep olduğu gibi korunduğum inancıma bir kanıt eklemiş oldum. İnsanın bazı şeylerle yüzleşmesi neden bu kadar zaman alıyor yani yirmili yaşlarda yapsak ya bu işleri. İlkokul 1.sınıfımı hastanede bitirdim. Sonra ise hiçbir şey olmamış gibi devam etti herşey. Yani ekstrem bir muamele olmadı hiç benim için neticede ölümden dönmüşüm yahu.


Şımartılmadım ya da üzerime düşülmedi hatta hastalığın üzerinden bir yıl geçmeden bir kardeşim daha oldu. İkinci kez 6 buçuk yaşımda abla olmuştum ilki 1 buçuk yaşımdaydı. Neyse üzerime düşülmediği için belki de demek ben de bu yaşıma kadar bu hastalığın ne denli tehlikeli olduğunu hiç merak edip de bakmamışım. Bugün baktım işte veee ardından başka bir ölümle karşı karşıya geldiğim diğer olay geldi. 6.sınıftaydım bir bayram tatilinde bir akrabamla onlara gittim şehir dışında şimdi düşünüyorum da ailem neden buna izin verdi. 11 yaşımdayım ve ben isteyebilirim ama işte olacak olacak bu yüzden oldu. Onlarla gece yolculuğunda trafik kazası geçirdim. Araç ticari araçtı yani arkası kamyonet gibiydi. Arkada karanlıkta atılan taklalarda metal yanlara çarptığımı defalarca bir o yana çarpıyorum diğer taklada karşıya savruluyorum üçüncüsünden sonrasını hatırlamıyorum zaten araçtan fırlamışım. Sadece sesler ve inanılmaz bir acı var o andan aklımda kalan. Baygındım. Gözümü hastanede açtım. Sağ kaval kemiğim kırılmış meğer. Doktor sakat kalabilir dedi. Bir bacağı diğerinden muhtemelen kısa kalacak dedi. Yürüdüğün şükredin vs.Ya da o fırlama ile ölmediğine. Oooof yine mi...... Aylarca ayağım alçıda kaldı aylarca yürüyemedim, okula gidemedim sonra beni okula kucaklarda taşıdılar sınavlar için, aylarca koltuk değneği kullandım bu ne kadar sürdü bilmiyorum inanın ama şimdi bir kez daha kendime aferin demeyeyim mi ben. Bunlar fiziksel travmalar, çocukluk ile ilgili bunların sebep olduğu ruhsal travmaları da düşünürsek aslında mücadele konusunda fena değilmişim. En ağır iki vakayı yazdım burada o kadar çok tehlikeden kıl payı kurtuşmuşluğum var ki. Derin yaralar, bazı sahneler, duyduğunuz bir takım cümleler, kokular duruyor duruyor bir anda zınk diye karşımıza çıkıveriyor. Çok merak ediyorum ilk çocukluk yıllarımı bu nedenle işte neyin neden olduğunu anlamak için. Ya da biraz da bana anlayış gösterilsin diye belki de bakın benim başıma neler gelmiş ben ya da beni tanıyan hiç kimse önemsememiş olabilir ama ben yaşanması çok da muhtemel şeyler yaşamamışım demek için kendime. Belki şimdi de bana yapılan haksızlıkları büyütmeyip önemsememem de bundandır. Normal ya ben acı çekebilirim ve hiç bir şey olmamış gibi devam edebilirime alıştığım için olabilir bu halim neticede iki tane ölümden dönme olayım olmuş çocukluğumda büyükken olanları yazıp da ajitasyon veya dramatizeye sebep olmamak için çocuklukta olanları anlattım.

Demem o ki insanlar hakkında bir yargıya varmadan belki acele etmemeliyiz kimin ne yaşadığını bilmiyoruz ki. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder