Ve kimin içinde ne olduğunu bilemeyiz,
Kimin farkındalığının da ne duzeyde olduğunu bilemeyiz ilk görüşte,
Bazısı yirmi yaşında görüyordur elli yaşında insanın göremediğini,
Bazısı ilk okulu bitirmemistir ama diploma dolu hayatı olandan yüksektir frekansı,
Çok yer görmek midir bunun nedeni , yoksa çok okumak mıdır,
Ya doğduğundan beri aynı yerde yaşayan birinin bilgeliği nerdendir o zaman,
Peki yüzlerce kitabı okuyup da gözünün önünde olan biteni görmeyen neden öyledir,
Yani bir denizin dalgasını farketmeyen, titreyen bir elin korkusunu göremeyen, yanina gelen bir kopegi farkedemeyen tam da neden bahsederken geldigini ,tam da birini dusunurken ondan gelen telefonla sarsilmayı bilemeyene farkında der misiniz?
Aynı yoldan işine gidip gelirken yanında yıkılan binanın yerinde daha önce ne vardı ki acaba diye düşünen insan hiç mi sormaz kendine ; Geldim bu dünyaya 'Iyi de niye ki " diye . Yani hiç mi ruhunuzla bedeninizi buluşturacak derin ve uzun yalnızlıklar yaşamadınız.
Belki de şu an okurken neden bahsediyor bile diyebilenlerdensiniz:)
Peki.
O zaman yarın kendin için 1 saat ayır, çocuklarından, işinden, eşinden ve (özellikle)telefonundan ayrı 1 saat. Sade ve Sadece dur. Dinle bakalim ne diyor sana bedenin -ruhun.
Fark-et.
His-et
Gör
Duy
Dinle seni
Ruhunu bedenine kavuştur.
Özlemiş seni.
"ÖZ"..... Yani sıfatsız sen. Bakalım kulağına neler fısıldıyor.
Onu mutlu et biraz da.
Çünkü ÖZ'ün mutlu olursa çevrendeki herkes de mutlu olur.
Mutlu olan mutluluk verir.Sevgi alan sevgi verir,kendini sev ,Sev ki seni herkesi Sev.Bu böyle bir zincirdir. Yani bu gerçektir, aynadaki yüzünü, ruhunu seven kendini seven herkesi sever,
ÖZ'ü mutlu olan herkesi mutlu eder.
Çok kişisel gelişim yazısı oldu ama bunlar son yıllarda bireyselliğe doğru giderken az bir farkındalığı olan herkesin ilgisi olan şeyler,
Yoksa sen hala çamaşırlarını nerde kurutucam, ay camları da yeni silmiştim, aman yere de bir toz geldi supureyim, aman falanca filancayla ayrılmış niye ki acep, o onla berabermiş bilmem ne........orda mısın:)
En azından zamanını bunlarla geçirmeyecek bireyler yetiştirmek için bana sunulan harika bir mesleğin icindeyim neyse ki. En azından az biraz farkındalık yaratıyoruz çocuklara nacizane .Sevgi ,saygı onceligimiz diyoruz.Çocuklarımız en azindan okuyan, araştıran, evrensel, ahlaki değerlere saygılı, insanları değil de bilimi merak eden yetişkinler olsun diye tüm çabamız.
Yani dertleri yemek takımının eksik bilmem ne tabağı değil de bir virüs için nasıl bir aşı üretmeliyiz, ülkemizi geleceğimizi nasıl bir adım öteye götürebiliriz diye yorsunlar zihinlerini istiyoruz ya da insanlığa evrene ne faydam olur diye düşünsün, enerji dolu ,umut dolu,üreten, çalışan bire değil bütüne odaklanmayı bilen en çok da kendini sevilmeye layık çok özel ve değerli bir insan olarak görsün istiyoruz. Iyi kiii minicik yaşta ve hayatının temelinin atıldığı yıllarda bizimleler derken şahsım adına bir fırsat biliyorum bu okul deneyimimi .
Bu yazı yazsam uzar da daha .
Yeter bugünlük.
En iyi geceler en güzel yarinlar ,umut ve sevgiyle selamlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder