31 Temmuz 2019 Çarşamba

BİLINMEZ KIM KİM, KİM NE KADAR




Ve kimin içinde ne olduğunu bilemeyiz,

Kimin farkındalığının da ne duzeyde olduğunu bilemeyiz ilk görüşte,

Bazısı yirmi yaşında görüyordur elli yaşında insanın göremediğini,

Bazısı ilk okulu bitirmemistir ama diploma dolu hayatı olandan yüksektir frekansı,

Çok yer görmek midir bunun nedeni , yoksa çok okumak mıdır,

Ya doğduğundan beri aynı yerde yaşayan birinin bilgeliği nerdendir  o zaman,

Peki yüzlerce kitabı okuyup da gözünün önünde olan biteni görmeyen neden öyledir,

Yani bir denizin dalgasını farketmeyen, titreyen bir elin korkusunu göremeyen, yanina gelen bir kopegi farkedemeyen tam da neden bahsederken geldigini ,tam da birini dusunurken ondan gelen telefonla sarsilmayı bilemeyene farkında der misiniz?

Aynı yoldan işine gidip gelirken yanında yıkılan binanın yerinde daha önce ne vardı ki acaba diye düşünen insan hiç mi sormaz kendine ; Geldim bu dünyaya 'Iyi de niye ki " diye . Yani hiç mi ruhunuzla bedeninizi buluşturacak derin ve uzun yalnızlıklar yaşamadınız.

Belki de şu an okurken neden bahsediyor bile diyebilenlerdensiniz:)

Peki.

O zaman yarın kendin için 1 saat ayır, çocuklarından, işinden, eşinden ve (özellikle)telefonundan ayrı 1 saat. Sade ve Sadece dur. Dinle bakalim ne diyor sana bedenin -ruhun.

Fark-et.
His-et
Gör
Duy
Dinle seni
Ruhunu bedenine kavuştur.
Özlemiş seni.


"ÖZ"..... Yani sıfatsız sen. Bakalım kulağına neler fısıldıyor.

Onu mutlu et biraz da.

Çünkü ÖZ'ün mutlu olursa çevrendeki herkes de mutlu olur.

Mutlu olan mutluluk verir.Sevgi alan sevgi verir,kendini sev ,Sev ki seni herkesi Sev.Bu böyle bir zincirdir.  Yani bu gerçektir, aynadaki yüzünü, ruhunu seven kendini seven herkesi sever,

ÖZ'ü mutlu olan herkesi mutlu eder.


Çok kişisel gelişim yazısı oldu ama bunlar son yıllarda bireyselliğe doğru giderken az bir farkındalığı olan herkesin ilgisi olan şeyler,

Yoksa sen hala çamaşırlarını nerde kurutucam,  ay camları da yeni silmiştim, aman yere de bir toz geldi supureyim, aman falanca filancayla ayrılmış niye ki acep,  o onla berabermiş bilmem ne........orda mısın:)

En azından zamanını bunlarla geçirmeyecek bireyler yetiştirmek için bana sunulan harika bir mesleğin icindeyim neyse ki. En azından az biraz farkındalık yaratıyoruz çocuklara nacizane .Sevgi ,saygı onceligimiz diyoruz.Çocuklarımız en azindan okuyan, araştıran, evrensel, ahlaki değerlere saygılı, insanları değil de bilimi merak eden yetişkinler olsun diye tüm çabamız.

Yani dertleri yemek takımının eksik bilmem ne tabağı değil de bir virüs için nasıl bir aşı üretmeliyiz, ülkemizi geleceğimizi nasıl bir adım öteye götürebiliriz diye yorsunlar zihinlerini istiyoruz  ya da insanlığa evrene ne faydam olur diye düşünsün, enerji dolu ,umut dolu,üreten, çalışan bire değil bütüne odaklanmayı bilen en çok da kendini sevilmeye layık çok özel ve değerli bir insan olarak görsün istiyoruz. Iyi kiii minicik yaşta ve hayatının temelinin atıldığı yıllarda bizimleler derken şahsım adına bir fırsat biliyorum bu okul deneyimimi .

Bu yazı yazsam uzar da daha .

Yeter bugünlük.

 En iyi geceler en güzel yarinlar ,umut ve sevgiyle selamlar.


28 Temmuz 2019 Pazar

ÖĞRENDİM KI...

Öğrendim ki… Kimseyi sizi sevmeye zorlayamazsınız. Kendinizi sevilecek insan yapabilirsiniz, gerisini karşı tarafa bırakırsınız.

Öğrendim ki… Güveni geliştirmek yıllar alıyor, yıkmak bir dakika.

Öğrendim ki… Hayatında nelere sahip olduğun değil kiminle
olduğun önemli…

Öğrendim ki… İnsanların başına ne geldiği değil o durumda ne yaptıkları önemli…

Öğrendim ki… Bütün sevdiklerinle iyi ayrılman gerek hangisi son görüşme olacak bilemiyorsun.

Öğrendim ki… ‘Bittim’ dediğin andan itibaren pilinin bitmesine daha çok var.

Öğrendim ki… Sen tepkilerini kontrol edemezsen tepkilerin hayatını kontrol eder.

Öğrendim ki… Affetmeyi öğrenmek deneyerek oluyor.

Öğrendim ki… Ne kadar ilgi ve ihtimam gösterseniz bazıları hiç karşılık vermiyor.

Öğrendim ki…Düştüğün anda seni tekmeleyeceğini düşündüklerinden bazıları kaldırmak için elini uzatır.

Öğrendim ki… İki insan aynı şeye bakıp tamamen farklı şeyler görebilir…

Öğrendim ki… Anlatmak ve yazmak ruhu rahatlatır.

Öğrendim ki… Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!

Öğrendim ki… Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok. Ne tür deneyimler yaşadığınızla var.

Öğrendim ki… Aile hep insanın yanında olmuyor. Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz. Aile her zaman biyolojik değil.

Öğrendim ki… Ne kadar yakın olursa olsunlar en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.

Öğrendim ki… Bazen başkalarını affetmek yetmiyor. Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.

Öğrendim ki… Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın Dünya sizin için dönmesini durdurmuyor.

Öğrendim ki… İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.

Öğrendim ki… Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.

Öğrendim ki… Birini çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor..

Ataol Behramoğlu

24 Temmuz 2019 Çarşamba

ELIF VE VAV için yeni YAZDIM

Ben üç yıl önce yazmıştım Vav ve elif yazımı,
O zaman ki algimla yazmıştım o yazıyı
Ama bugün bu paylaşımlarım üzerine bir yorum geldi ve hiç düşünmediğim bir yerden bakmama neden oldu benim bu "Vav ve elif "takintima.

Bana şunu yazmış olduğu gibi aktarıyorum "Yanımda Elif gibi dimdik duran biri olursa Vav gibi eğik olurum diyorsun" ,bu iki harf beni anlatıyor demiştim ilk yazımda. Ben Vav gibi mütevazı, Elif gibi dikbasliyim diye,şimdi bir de şunu ekliyorum bunlara , benim o dikbasliligimi eğecek, beni Vav yapacak bir Elif olmalı bu hayatta . Belki de benim gibi yok.  Ya eğik insanlar ya da dikbaşlı belki de Vav ve elif olmak zor aslında. Bu yüzden duamız bizi vav gibi eğecek ama dikbasliligimizi bizden daha çok düz durarak vav gibi önünde egilecegimiz bir elife kavuşmak olmalı.

Bu iki harf için çok şey yazılır, hayatta olan herşey için bu iki harf gelsin hep aklınıza.

Dik dururken sizi nasıl vav gibi eğiyor allah,

Ya da vav gibiyken nasıl küllerinden doğup elif oluyorsun

Ya da kimin yanında vav oluyorsun ,elifinle tamam olduğundaki mutluluğunu istiyorsun belki de her defasında.

Bu vav ve elif hikayesi yaz yaz bitmez arkadaşlar.

Bugün benim düşüncem VAV ve ELİF..... Allah Vava Elifini kavuştursun çünkü onu egen O'dur.


20 Temmuz 2019 Cumartesi

SEVGI ;ANAHTARDIR.

Sevgili arkadaşlarım merhaba ,

Geçen gün bir müdür arkadaşımı aradım yeni görev yerine Hayırlı olsun demek için. Planlamış miydin diye sordum. O da "Yani çok da planli değildi "dedi. Bunun üzerine ona 
"Müdürüm hayat biz plan yaparken başımıza gelenlerdir."diye yanıtladım. Bu söze karşılık da ondan muhteşem bir cevap aldım. Içinde bulunduğumuz durumu özetleyen bana dediki.
"Pınar Hanım iyi insanlar cennete gitmez,iyi insanlar her gittiği yeri cennete çevirir. "

Ne kadar doğru. Ben böyle içinde uzun uzun paragraflar barındıran tek bir cümlelik derinliğe sahip sözleri çok seviyorum. Müdürümüzün gittiği her kurumda yaptıklarını bildiğim için onun nezdinde ben de kendime bir pay çıkardım burdan belki biraz megolaman olarak. Ama bunu çıkarmamda geçirdiğim son üç günün etkisi oldu.
Öyle bir duurum yaşıyorum ki şu an sanırım on beş yıllık meslek hayatımın en üst noktasındayım.  Çocukların bir okula severek gelmesi,gelip gitmek istememesi, velilerin belki başka bir okul düşünelim derken çocukların ısrarla ben okulumu istiyorum demesi,okul kapasitesinin üstüne çıkıp yemekhaneyi bile sınıfa çevirdiğimiz halde yedek kayıtta onlarca öğrencinin bekliyor olması o kadar büyük bir haz veriyor ki insana. Bir taraftan da acaba onları nasıl yaparız da alabiliriz diye düşünüyoruz. Eğitim ekip işidir. Böyle bir kurumda ekibin lideri olmak ,ekibin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum.  
Tüm bunların olma sebebi ben ,öğretmenlerimiz,calisanlarimiz, yemeklerimizi yapan teyzemiz........ her birimizin her bir öğrenciyi ayrı bireyler olarak çok sevmemiz, önce temel ihtiyaçlarını karsilamamiz, eğlenirken öğretmemiz ve bir yazıya sığmayacak anlar yaşamamız oldu.

Bu yazıyla birlikte ,yanımda olan birlikte inanıp çalıştığımız emek eden tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. 

12 Temmuz 2019 Cuma

BİZİ BILEN BILIR BİLMEYEN KENDINI SORGULASIN







Benim en sevdiğim en can arkadaşım, dostum, benden öte bir ben olan ister de Ben yazmaz mıyım!
 Aslında bu yazıyı benden isteyen CAN için de bir yazı yazmak gerek ama onu öyle bir zamanda yazicam ki en çok bana ihtiyaç duyduğu bir anda gelecek çünkü o hep benim ona en ihtiyaç duyduğum anlarda oldu benimle. Yani onunla hikayemiz apayrı bir yazı.

Neyse şimdiki konumuz arkadaşlar

"AÇGÖZLÜLÜLÜK "

Nedir bu aç gözlülük?

O da benim olsun

Bunu da alayım

O da beni sevsin

O da beni beğensin

Bunun sonu nedir?

Herşeyiniz var diyelim ( Hani o yüzeyde olan kişilere göre diyelim; eviniz ,arabanız, aileniz,Işte mobilyalarıniz, işiniz, çoluğunuz çoğunuz) peki neden mutsuzsunuz şu an? Hiç bunu sordunuz mu kendinize ?

Bu kadar dünyevi herşeyiniz varken neden bu arayışınız?
Neden şu an yalnız hissediyorsunuz?

Ya da neden paylaşıyorsunuz o sahip olduklarınızın fotoğraflarını?

Madem herşeyiniz var eksik olan nedir ? Peki bu kadar şeye sahip olan bir insanin bu aç gozlulugu neden?
Neden kadir kıymet bilmemek, halbuki yokluğu da gördün, acıyı da biliyorsun neden şu an bunu buldum değerini bileyim demiyorsun?
Niye ve kimi istiyorsun daha fazla ?

Sen ne kadarsin da sana sunulanin değerini bilmiyorsun?
Bazı şeylerin kıymetini hep kaybettikten sonra mi anlamaya programlanmis insanoğlu?
Biraz erken farkına varmak,biraz öngörülü olmak bu kadar mı zor?
Değerli arkadaşlarım biraz hayatınızın kıymetini bilin ya ,sizi seven insanlara saygı duyun ,sevgi dolu olun ,HAYAT maalesef bu kadar hoyrat davrananlara ağır cezalar kesiyor.
Aç gözlü olmayın "O da benim olsun, bu zaten benim azıcık da bunu deneyeyim" gibi şeylere girmeyin . Dürüst ve saygı değer olun.

Karmaya inanın, ne yaparsak bize geri döner, kimsenin göz yaşı nedeni olmayın arkadaşlar gülümseme nedeni olun ki yüzünüz gülsün sizin de:)


Son söz;

AÇ GÖZLÜ eninde sonunda AÇ KALIR 

4 Temmuz 2019 Perşembe

ILET-İ-ŞİM



                           Acizlik....


Nedir sizce acizlik....



Kendinin farkında olmayıp, ne hissettiğini, ne düşündüğünü söyleyememek midir?


Korkaklık mıdır?

Yoksa kişinin bilgisinin ,kültürünün kelimeleri kullanabilmesine yetememesi midir?


"Ben böyle düşünüyorum " ya da " Ben şöyle hissediyorum" diyememek midir?

Ya da "Senin bu davranışından rahatsız oldum" ,ya da "Seni sevmiyorum bana zarar veriyorsun " dahi gibi basit kolay cümleleri kuramamak mıdır?

Nedir acizlik?

Siz kime aciz dersiniz. Ben yukarıdaki yazdıklarımı ifade edemeyen, ne istediğini bilmeyen, bilse de bunu ifade edemeyen insanlara Aciz olarak bakiyorum açıkçası.

Insaniz; her birimizin duyguları ve her konuyla ilgili bir fikri var aklımız olduğu için
Ama dile getirilmedikçe bilemeyiz kimin ne hissettiğini ya da ne düşündüğünü öyle değil mi?
Zihin okuyucu da olmadığımıza göre iletişim için konuşmak gerekir . Yani çağdaş, kendini bilen tanıyan insanlar böyle yapıyor. Konuşuyor:) Yani yüzyıllardır bu böyle.  Sümerler zamanında bile yani bundan binlerce yıl önce dahi tabletlere çizilen figürlerle iletiliyormuş hisler ,bilgiler. "Insanlar konuşa konuşa anlaşır"diye atasözleri bile söylenmiş değil mi zaman içerisinde.  Bunlar nereden çıkmış hissedilen ,bilinen ne var ne yoksa aktarmak için.  Çok basit bir iletişim şeması ekliyorum aşağıya, bir bakin ardından yazı devam edecek.


Birine bisey anlatıyorsunuz-yani siz KAYNAK oluyorsunuz.  Anlattığınız DURUM,DUYGU, DÜŞÜNCE  mesaj oluyor. KARŞI taraf  ALICI .Ve işte kilit nokta iletişimin tamamlanması için en önemli nokta GERI BILDIRIM. Bu ALICIdan gelmesi gereken durumdur. Eğer karşı taraf sizi anlıyorsa ya da sizinle aynı yerde ise GERI BILDIRIM verir. Böylece arada bir iletişim oluşur.  Ve akar gider. Ama bazen siz kaynak olarak başlarsınız belki alıcı kapalı, belki alıcı farklı dilde konuşuyor, belki alıcının frekansı sizden altta ,belki de çok üstte bir türlü mesaj kaynaktan ulaşmaz alıcıya dolayısıyla geri bildirim gelmez ve bir süre sonra ne olur ILETIŞIM sona erer. Şöyle düşünün siz karşılıklı voleybol oynuyorsunuz. Atıyorsunuz topu hooop biri hemen geri pas atıyor, sonra tekrar at,tekrar at paslaşma var. Siz yine topu bir başkasına atıyorsunuz ama yok pas top yere düşüyor, tekrar al bi daha yere düşüyor, bi daha ,bi daha eeee nasıl olacak oyun,oynamiyacagim deyip birakirsiniz degil mi onun gibi. Ama karsi taraf size dese ki " Ben voleybolda iyi değilim, oynamak istemiyorum dese ya da " " Boşuna yorma kendini"dese o zaman boşuna atmazsınız o topu,işte bunu diyemeyen de acizdir.Oyundan cekliyorum demek daha büyük bir erdemdir bence.
Aciz kelimesine bir farklı açıdan baktık:)
Bence insan her yerde ve her konuda dürüst olmalı.
Bu yazının son sözü budur.Dürüst ol.