24 Haziran 2017 Cumartesi

AIDIYETSIZ BIR BAYRAM;Bayram Gelmişti.



Yine bir bayram ... Bayram gibi olmayan kimbilir kaçıncı bayram bu benim için.

Ama bu bayram diğerlerinden de yalnız bir bayram. Begüm de yok...

Bayramla ilgili yazacağım son cümle Tanıdığım herkesin Bayrami Kutlu Olsun...Büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öperim.

Bu arefe günü aklıma gelen ise aidiyet duygusu.

Hiç bunu düşündünüz mü? Aidiyet duygusu. Maslowun ihtiyaçlar piramidinin üçüncü basamağı.

Yani bir kişiye, bir cemiyete, bir derneğe, bir aileye, bir iş yerine ait olmak.Kendini birine ya da bir gruba ait hissetmek. Bazen onların korumasi altına girmek. Ya da güvenip ağlamak , sırtını dayamak, yanında ya da yanlarında huzurlu hissetmek. Benim ait olduğum bir yer var diyebilmek duygusu bu. Ve birçok insanda olan ya da içsel olarak ulaşmaya çalıştığı bir duygudur. Bu iyi hissettiren bir duygudur. Tamam olmaktır.

Peki bu duygunuzu ; aidiyet duygunuzu kaybettiğiniz zamanlar oldu mu. Hiç kimse ve hiçbirşeye ait hissetmediginiz. 

Bunu nasıl aştınız.

Geçici mi?

Tekrar kazanılabilir mi?




13 Haziran 2017 Salı

YILLAR NASIL GEÇİYOR


    Sene 2004. Ben mezun oldum üniversiteden geldim Kirikhana. Kpssye girdim ama hani o zamanlar kpss böyle değildi. Yani herkes kolayca atanıyor nasıl olsa deyip hiç çalışmadık aklıma bile gelmedi yani sınıf öğretmenliği hele hemen atanır zannediyorum. Sınava girdim ilk mezun olduğum yıl fakat atanamadim. O yıl da tıpkı 2016 gibi hayatın kaç bucak olduğunu öğreten bir yıl olarak kalmıştır benim aklimda. Neyse ben 2004 yılında yazın atanamadim. Eee ne yapicam evde oturamam. Ücretli öğretmenlik yapmak için başvurdum. Bir okula verdiler beni. Kirikhan'in en kenar mahallesi ... Ben ama sevinerek koşa koşa gittim. 2004 yılı ilk sınıfım 3. Sinif öğrencileri. Yüzleri geliyor gözümün önüne ama isimleri hayal mayal. Bir yıl orada çalıştım. İlk öğretmenlik deneyimimim.... Bugün ne oldu. Oradaki öğrencilerim beni buldu. Bana mesaj gönderdi o kadar mutlu oldum ki. Orası kıyı bir mahalleydi. Ve çocuklar zor şartlarda okuyorlardı. Zor şartlar tırnak içinde arkadaşlar hani şimdiki öğrencilerimize göre diyelim. Ama ikisi de şimdi üniversite okuyorlarmis. Ve 21 yaşındalar.

 Yani çok büyümüşler ve ben artik gerçekten yaşlanmışım. Onu farkettim bugün. Artık benim öğrencilerim meslek sahibi olamaya başlamış.
 




   Böyle şeyler beni çok mutlu ediyor. Yani kalplere dokunmak , iz bırakmak, iyi anımsanmak ... Vefa ve minnet duygusunun dile getirilmesinden , sen beni bir zamanlar çok mutlu etmiştin ve ben seni gülümseyerek anıyorum iyi ki seni tanımışım  diyen diyebilen herkesten çok etkileniyorum ve mutlu oluyorum.


     Ben öğrencilerime yıllar sonra beni bulup bana bu duyguları yaşattıkları için teşekkür ederim. Ve aferin onlara o mahalleden çıkıp okuyup hayata merhaba dedikleri için.