BENCE IYILER HEP KAZANIR

Tam da bir yıl önceydi....

Tam da bu durumdaydim...

Ve yine aynı insanlar vardı yanımda....

Herşey bu kadar da tesadüf olamaz değilmi...

Bugün de yine öyle bir gündü ve yine aynı insanlar var yanımda....

Sanki hiç ayrılmamışız gibi....

Sanki aramizda kilometreler yok gibi....

Sanki hiç gitmemisiz gibi....

İnsanın sevilmesi sayılması hatırlanması nasıl bu kadar mutluluk verir...

Geriye kalan dostluk ve iyi niyet olması nasıl haz verir ; ben bugün onu yaşadım....

Ne olursa olsun iyilik kazanır dedirten, dostluk kazanir dedirten bir akşam....

Veeeee masallardaki iyiler kazanır görmek 😃 Ne güzel kahkaha atabilmek... Ve de hiçbir çıkar olmadan menfaatsiz sadece kalplerin bir olması ne güzelmiş😉😃

Ben artık buna inanıyorum siz doğru ve iyi oldugunuz sürece gidenler elbet dönecek... Elbet doğru olan ortaya çıkacak, dünyada geriye kalan sizden tebessümle anılan hatıralar olacak...

Ne mutlu ne mutlu ne mutlu bize ki yanımızda olanlar sade ve sadece biz olduğumuz için yanımızdalar.... Ne mevki için ne para için ne kullanmak için ne mecbur olduğu için sade ve sadece biz olduğumuz için burdalar bu nasıl güzel bir haz böyle😃 Ama bunun farkina varabilmek de büyüklük... Yani seninle olan insanlarin sadece seni sevdiği için yanında olduğunu anlayabilmek de kalp gözünün açık olmasıyla ilintili... Yani bunu farketmek de ayrı bir yürek istiyor... Ayrıcalık istiyor aslında... Bu ayrıcalık da ne yaşla ne de zamanla ilgili bir bakıma sadece gözlerin değil gönlün bakmasiyla oluyor.... Bu da yine Allahin bir lütfu ve her insana nasip olmuyor... Benim duam Allahimdan kalp gözümün kapanmaması, mühürlenmemesi... Çünkü ben onunla varım Allahin sevdiği kullarindanim ki kapanmıyor... Çiçekten kelebeğe herşeyde görebiliyorum.... Neyse ışte bugün kötü bir gündü aslında ama bir o kadar da çok güzel... Cikarsiz ve yalın sadece ben olduğum için vardı sevdiklerim yanımda bu da bize yeterdi😃

 Bu yazı için son söz ne olur;

 Bence siz siz olmaktan ve iyi olmaktan vazgeçmeyin, çünkü iyiler hep kazanır... Kazanmak mı? Madde olarak düşünmeyin bunu saygısını akli selim insanların, sevgisini çocukların.....
Ve de tek bir sozunuzle koşup gelen dostları kazanmaktır kazanmak... Arkanızdan söylenen sözlerdir kazandıklarınız gerisi boş laf hikaye😃


 Ben aslında bugün gündüz bir kez daha haksızlığa uğradım ama akşamında bir kez daha gördüm ki bunlar boş ve geçici 😃

 Son sözü yazsak da bugün bir son söz daha hakkediyor çünkü çok ağırdı...ikinci son söz;
 " Kulun hesabı varsa Allahin da hesabı vardır" ve en büyük hesap O 'dur....

KOÇ BURCU BIR KADINA RASTLADINIZ MI

Resimlerin üzerine tıklayarak net görebilirsiniz👍

Eğer rastladiysaniz şanslısınız.

Ya da yazık size de denilebilir...

KADINSIN SEN DIZINI KIR OTUR

Kadın olmanın bu kadar zor olduğu bir dünyada kadınların gününü kutlamak nasıl bir ironiyse hepimiz yapıyoruz işte...





''Tebrikleeeeeer kadınsın; ezilen,dövülen,sindirilen,susan, aldatılan, kandırılan, mış gibi davranılan, aferin günün kutlu olsun'' diyoruz. Bir de seviniyoruz iki çift güzel lafa....



Çünkü kadınlar mutlu olmaya programlanmış doğuyor.Bir güzel sözcük, bir çiçek dalı,içten bir kucaklama,sıcacık sıkı tutan bir el olunca hemen inanıp mutlu oluyoruz...



Peki hiç düşünüyor muyuz neden bunlara bu kadar muhtaç olduğumuzu ve ihtiyaç duyduğumuzu...



Yani doğuştan mı böyleyiz yoksa yaşadıklarımız mı bizi böyle yapıyor...


Hep inanmaya hazır , en kızdıklarımızı bile affetmek için yer aramamız kadının doğası mı yoksa kültürel bir durum mu?


Bence bazı kadın davranışları evrensel olduğu için  doğamız böyle diyebiliriz...Sadece beklenti ve hislerin dereceleri farklı...


Örneğin bir kere bile sevildiğini duymamış , saçı okşanmamış bir kadın bunu yaşamadığı için karşıdan böyle bir beklentisi olmuyor.Çünkü o çocukluğundan bu yana hiç yaşamamış ki bilemeyebiliyor.Beklemediği için de kendi dünyasında mutlu olarak yaşıyor aslında mutlu diyemeyiz de kendini buna inandırmaya çalışıyor.Kendince hep bir mutluluk oyunu oynuyor. Her şeyin yolunda olduğuna inandırıyor kendini.Yıllar geçip de geriye dönüp baktığın da anlıyor ancak ne kadar eksik yaşadığını,ne kadar yarım olduğunu, aslında ne kadar da hiç sevilmediğini,sayılmadığını sadece bedenen görüldüğünü, sadece işe yaradığı için olduğunu, elinden tutup gezdirilecek biri olarak durduğunu, adet yerini bulsun diye devam ettiğini görüyor, anlıyor,öğreniyor....Ama o zaman da iş işten geçmiş oluyor...

Bu paragraf biraz karamsar oldu ama öyle , kadın olmak aslında güzel demeyi o kadar isterdim ki şu an ama yazamıyorum...Çünkü kadınlığın bu kadar zor olduğunu daha da bir fazla idrak ettiğim,yaşadığım günlerdeyim sanırım...



Türkiye'de kadın olmak çok zor, Türkiye'de yalnız kadın olmak çok zor, Türkiye'de yalnız ve de çocuk büyüten kadın olmak çok çok daha zor...


Ben de bugün diğer kadınlar gibi ''Kadınlar Gününüz Kutlu Olsun '' dedim....Ama içimden keşke erkek olsaydım diyerek dedim bunu...

Umarım bir gün hepimiz güçlü, demir gibi, yıkılmıyor hala ayakta sıfatlarıyla değil de ''Ne kadar Güzel ve Mutlu '' olarak anılırız....

EN BIRINCI MUTLU OLABİLİR MİYİM

   Dünyanın en mutlu insanı olma hakkını bugün ben alabilir miyim?

   Yıllardır beklediğim an bugün gelip çatmıştı.... Begüm büyümüş , okuma yazma öğrenmiş ve kendiliğinden hiçbirşey yokken, odasında oturup bana duygularını anlatan bir mektup yazmış.

 

"Annecim sana çok teşekkür ederim beni büyüttün umarım sen nine olunca ben de sana bakicam.Lütfen gitme çünkü ben seni çok seviyorum çok dünyalar kadar. Herşeyim sensin anne sensiz ben ölürüm. Sen bana çok emek harcadın. Yemek yaptın üstümü değiştirdin. Bunları yaptığın için çok teşekkür ederim. Anne seni çok seviyorum."

Sen emek kelimesini ne biliyosun daha sekiz yaşında:) Onun dünyasında emek yemek yapmak üst değiştirmek:) Ama yine de bu yaşta teşekkürü biliyor. Bir sayfa bir yazı insanı bu kadar mı duygulandırır. Bu kadar mı mutlu eder; beni etti... Hem de öyle bir zamanlamaydi ki... Bunları duymaya en çok ihtiyaç olan bir andı...

Şükürler olsun demek için çok nedenimiz olduğunun bir gonderisiydi belki de bu mektup. Belki bir işaret, belki de hatırlatma.... Belki de uzanan bir el... Pamuk el... Pamuk gibi KÜÇÜK ama aslında büyük bir kalp... Ve iyi ki de tam da şimdi geldi...