30 Ocak 2024 Salı

En Saçma Dertler Keşke Bende Olsaydı

 Ben bugün youtubetan bir kaç röportaj olan program izledim ve de ne farkettim biliyor musunuz ne kadar da aklı selim bir insanmışım. Konuşan kadınların yaşadığı bir çok şeyi yaşamışım ben ama onların düştüğü hayatta değil de çok daha iyi bir yerdeyim . Belki de ben de öyle olabilirdim . Bu çok büyük bir ihtimalmiş biliyor musunuz. Burada çok da açık anlatamıyorum ama nasıl bir güçlü nasıl da akıllı zeki bir kızmışım kendimi nasıl da herkesten herşeyden korumuş da okumuş azmetmiş dik durmuş ahlaki etik kurallara uygun olarak davranmış da korumuşum. Nasıl da sıyrılmışım her rezillikten kaçmışım . O zamanlar bu kadar farkında değildim ama şimdi bakıyorum da öngörü ve zeka doğuştan gelen bir şeymiş. Bunu kimse size bahşetmemiş. 

Ben kendimi şu an geriye dönüp de baktığımda Kurtuluş Savaşında Savaşan Türk Ordusu gibi hissediyorum. Yedi düvele karşı çıkmış kendi Cumhuriyetini kurmak için mücadele etmiş bir devlet gibi görüyorum . Bu yaştan sonra insan kendi ile gurur duyar mı EVET ben duyuyorum. Ben tek başıma kendim o kadar çok şeyle uğraşıp hala ayaktayım ki her şeye  ve herkese rağmen Bence Atatürk yaşıyor olsaydı Beni huzurunda misafir ederdi . 


Ne olacak mesela bunun sonu 

Haklı ve kazanan olmaktansa Mutlu ve Huzurlu olmayı yeğlerim ben

Kahkahalarım çınlasın isterim her yerde sözcüklerimden önce 

Gülen yüzümle anılmak isterim artık buğulu bakan gözlerimden ziyade 

Ne zaman olacak acaba bunlar 

Keşke platin düğün salonunda olsaydı en mutlu günüm 

Ya da çeyizim çıkarken sandık parası davası olsaydı tek derdim 

Ya da Trabzon Set almayan kayınvalidem olsaydı tek dedikodu malzemem

Ya da aile apartmanımda eltim bunu yaptı ben de yapsaydım diye saçmalasaydık

Ya da görümcemin çocuğu o okula gidecek benimki de buna gitsin vs. 

https://youtu.be/MwBlO7NwgYk?si=qwNmhJqLk3NvPBaX

Neden biz böyleydik 

Neden bizim de böyle saçma dertlerimiz olmadı bu hayatta 

Neyi neden bu kadar sorguladık biz

Neden biz bu kadar da sevilmedik neden bize verilenle yetinmedik de hep aslolanı aradık 

Neden asıl kıymetin dünyavi olduğunu değil de manevi olduğunu düşündük 

Neden bu kadar da derine gömüldük halbuki mobilyanın ağacı boyanın rengi mutlu etmeliydi bir kasaba kızını neydi yani aradığımız 

Boyu boyuna huyu huyuna göre olan niye yetmedi bize 

Günlerde altın şakırdatmak neyimize yetmedi de oradakileri beğenmedik ne oldu peki şimdi 

Onlar mutlu yuvalarında saçmalarken biz neredeydik 

Diplomalara bakıp da aferin mi aldık 

Geçen yıllar bize ne öğretti bilmek güzel bir şey değil 


24 Ocak 2024 Çarşamba

Saygı ile Vazgeçtim

 Sevgili Yalnız Anneler bu yazım size 

Çocuğum önce diyen anneler orda mısınız 

Neler yaşadınız ne bedeller ödediniz hala da ödüyorsunuz 

Ben anne olmak için çok mücadele ettim 

Anne oldum şükür anne olduktan sonra da kızım hayatta kalsın diye çok yalvardım Allah’a 

Sonra da kızım huzurlu mutlu olsun diye çok mücadele ettim 

Benim hayatım kızım hayatta kalsın 

Kızım hayatta kalsın ve mutlu olsun 

Kızım hayatta kalsın mutlu olsun yanımda olsun diye mücadele ile geçti 

Hala da öyle geçiyor 

Çok zorlandım çok zorlanıyorum 

O kadar yalnız ve yardımsız büyüttüm ki kızımı hala bu yalnızlık devam ediyor 

Anne olmak ne kadar da zor 

Ne kadar da ağlanası bazılarımız için 

Bence ben tüm bu dünya getirileri için diğer dünyada cennete gitmeye hak kazandım 

Çünkü bu dünyada bedeli fazla ödedim bu diyeti 

Ama vazgeçtim a dostlar ; kendimden , hayallerimden, gelecekten … Her şeyden vazgeçtim. Bıraktım inanın bu defa . 

Oldu sonunda . Oldu . Hayat başardı. Beni yendi. 

Ben de saygıyla kabul ettim. 

5 Ocak 2024 Cuma

Aylar Yıllar ve de Ömür

 Ne de nasıl geçmiş günler aylar yıllar 

Bugün biri deyince farkettim gülmediğimi artık eskisi gibi 

Ya niye o yüzün gülmüyor dedi. 

O zaman dedim ki kendime evet benim artık gülen yüzüm yok. Gitmiş . Ki ben bunu yapmak için eskiden zorlardım kendimi güler yüzlü olmamak için hatırlatırdım eskiden kendime Gülme diye .

Heyhat! Artık ben de dümdüz ve de ifadesizdim. Hey gidi hayat işte istediğin kıvama gelmiştim.

Herşeyi yaptı bu hayat bana böyle olayım diye son yirmi yıldır . Demek benim tekamülüme varma sürem yirmi yılmış . Bazılarımızın demek anlama süresi öğretisini bu kadar da uzun sürüyormuş sevgili okuyucu. Şimdi burda bu cümleyi Begüm’e söyleseydim hemen derdi ki “ Anne şükret ya hiç anlamayanlardan olsaydın” Bu hayatta belki de en başarılı olduğum şey iyi çocuk yetiştirmek ( diyebilirsiniz ki e yani öğretmensin) ama sizden bir parçanın size sizden büyük laflar etmesi ayrı bir güzellikmiş. 

Nereye geliyorum burdan şöyle;

Gülüyorum ama NO>içten değil

Ağlamak > hiç yok sıfır göz yaşı 

Sevgi > sadece çocuk ve hayvanlara 

Aşk > kalbe kan pompalaması en son ne zaman oldu inanın bilemiyorum 

Hırs> sıfır 

Kırgınlık > Yok

Kızgınlık > Herbir şeye 

Heyecan > Yılda bir belki de o da yok hiçbir şeye heyecanlanmıyorum ya da bana heyecan veren hiçbir şey kalmadı artık 

Üzgünlük > Yok

Hüzün > Sıfır 

Duyarsızlık > %100

Mutluluk >>> Nefes, Görmek, Hissetmek, Koklamak,Her bir çiçek, Gülüşü Begümün , Lavanta Kokusu, temiz bir ev , beyaz sabun,



öğrencilerimin sahada top oynamaları , koşarak üstüme atlamaları , dalganın sesi, güneşin doğuşu, iyi bir şarap, güzel bir şarkı, bir dost gülüşü , Annoşun beni camda karşılaması , evimmmm, işim , Bir Hakan Altun Konseri olabilir,kazandığım sınavlar , sıcak kumlardan soğuk sulara atlamak,Başarılarım, kitaplarım, çok sevilmem, ailem, sizler . 

Bak sen şu mutluluğa ne kadar da çokmuş. Aslında mutluymuşum. 

En çok Mutlu duyguda yazdım 

Peki siz en çok hangi duyguda yazarsınız sözcükleri

Ben yazdıklarımdan şunu anladım evet yirmi yıllık sınav sonucunda BEN BENİM diyebilmek ve Mutluluk duygunu artırmak için olmuş Herşey 

https://dionysosyayingroup.com/magaza/edebiyat/ben-benim-pinar-duygu-erdogan/

2 Ocak 2024 Salı

ASLAN ve Ceylan

 Yazar taifesi de ne kadar da ruhu bozuk 

Ne kadar da saçma bir alt kültürden geliyor da yaz yaz bitiremiyor olanı biteni dediğiniz oluyor mu? 

Ben bana diyorum bunu “ Pınarcım minik Pınar ne zaman büyüyeceksin de bitecek davan dünyayla” 

Ne zaman bırakacaksın bu sorgu suali diyorum inanın . 

Mesela ne zaman bitecek sizce, siz de böyle misiniz diye başlayan yazıların sonu ne zaman gelecek 

Herşeyi sordum muhtemelen ben bu blogda okuyuculara ; bana olmasa da kendilerine verdiler buradaki soruların cevaplarını bir çoğu . 

Ama bende ne sorular bitti ne de kedime verdiğim cevapların sonu geldi. Ne oldu cevapları bulunca “ HİÇ “ . Koca bir hiç . Her ne ile sınanıp geçtim dediysem belki bütünlemeye kalmadım ama finalde zar zor geçtim . Hiç bir dersim yüzlük olmadı hep altmışı aşma elliden şaşma diyerek bir üst döneme geçtim. Ama neticede geçtim . Fakat Mezuniyet gelmiyor bir türlü. Şu kep atma seronomisini idrak edemedim . Yani gerçekleştiremedim . Ne yaptıysam olmadı . Bence bu benimle ilgili değil müfredat hep yeni versiyonu ile geldi karşıma . Ben tam tamam bütün dersi öğrendim dedim , Hazırım dedim sınavda bir de baktım yeni konular eklenmiş. Dolayısıyla yeni konuya çalışmaya başladım. Hal böyle olunca da ne oluyor Hayat Okulu bitmiyor . YÖK hayattan insaflı bana iki lisans bir yüksek lisans diploması verdi. Ama Zalımın Hayatı öyle mi . Ne etsen ne yapsan acımıyor . Mezun olamıyoruk canikom. Gün geçmiyor ki insan çeşidi bitsin. Her biri için ayrı strateji, ayrı diyalog, ayrı oyun kurma … Saha yüz elli kombinasyon gördü her bir müsabaka için yine de iki galip beş mağlup bilmem kaç yüz berabere bitti yarış . Bir de yarışta olduğunu da önden söylemiyorlar ki gardımızı alalım. Zannediyoruz ki biz öylesine keyif oyunu oynuyoruz. Bir de bakmışız ki karşı taraf hırstan kendini yerden yere vuruyor:) O halde madem diyoruz yarıştayız hadi iyi olan kazansın. Bunu dışımızdan derken beynimizde onlarca oyun kurma planları başlıyor. Ve elbette hazırlıksız yakalanıyoruz. Böyle olunca da masum başarılı kuvvetli tarafken Avını parçalamaya hazır Aslanın karşısında Ceylan olarak siz sadece önce kaçmayı ardından da türlü korunma taktikleri ile Masumiyetinizi oracıkta bırakıp Aslanı sinsi bir tuzakla ağacın dalında sallanan bir filenin içine koymaya ant içiyorsunuz . Masum Ceylandan kötülük ummayan ve de en önemlisi kendini Kral sanan Aslan egosu ile ağacın altına gelir gelmez giriyor o tuzağa . Sevgili Aslan Her vahşi canlının hayali olan Ceylan tarafından hapsediliyor. Belki de Somsuza kadar. 


Şimdi bu blogta dedik ya Herşey yazıldı 

Her soru soruldu 

Sorulmayan sorulardan sorayım size 

Ceylan mı haklıydı 

Yoksa Aslan mı yanılmıştı 

Belki de Her Ceylan o kadar da Masum değildi 

Her Aslan da o kadar Zeki olmazdı 

Güvenmemek gerekirdi olana bitene 

Anda canını kurtarmak kadardı belki de mevzu bu kadar da basitti

AĞAÇLARDAN ÖRNEK ALSANA

 

Yapraklar döküldü 

Dallar kupkuru şu an İzmir’de 

Defalarca gördüm o hallerini yolda 

Defalarca şahit oldum sarı hallerine ve bir ay sonraki kuruluklarına ağaçların 

Aradan geçen iki ay ile minik minik yeşil tomurcuklarını gördüm 

Bizzat gün be gün inceledim inanır mısınız 

O minik yeşil tohumun bir haftada beyazlaştığını ardından bir hafta içinde yeşil yaprağa dönüştüğünü gördüm 

O kadar hızlı o kadar seri oluyor ki inanamıyorsunuz 

Bir hafta önce beyaz olan dalın ucundaki çiçek bir hafta içinde yeşermiş 

Sonraki süreç zaten bilindik sizin Bahar dediğiniz 

Ben ise kuru dallardan zamanı geldiğinde yeşeren tomurcuklarda kalıyorum hep 

Nasıl bir mucizevi sistem diyorum öyle dehşet verici ki o süreç ; karanlıktan aydınlığa doğru bir hareket ve UMUT … Sanma ki bu dertler kalıcı diyor adeta bana 

Sanma ki bir daha bu daldan çiçek açmaz. Yüz milyonlarca kez açtı şimdi mi açmayacak 

Doğanın her bir rutini aslında bir hizmetiçi eğitim bize bir ders okuyana , bir zifirinin güneşe kavuşması gibi. 

Bir sıra ,bir zaman ,bir an var akan biz insanoğlunun dışında , aslında uyumlanması gereken bizken biz o akışla savaşmaya çalışıyoruz. Durmalı izlemeli görmeli seyreylemeli olanı biteni aslında , ANLAMALI hemhal olmalı dalla , dalga ile çiçekle . İşte o zaman belki görebilmeli Benden Öte bir Ben olduğunu Ben Benim diyen bir Can olduğunu….

Her gün beş dakikanızı bir ağaca bakarak geçirin daha da anlamlanacaktır her şey sizin için .Daha da diyeceksiniz ki Ne bu Zaman kalıcı ne de dertler. 

Herşey geçecek Her şey bitmek Zorunda Çünkü Kaide Böyle