Sizde de karmakarışık mı tüm zihin.
Sanki bir kahve fincanının fal bakılsın diye kapatıp açılmış hali gibi tüm şekiller birbirine girmiş gibi mi?
Her bir şekil bir yanılsama gibi . Her bir telve birikimi aslinda cok sey anlatiyor da biz faldan anlamıyormuşuz gibi . İçimizden şunu söylüyoruz " Keşke bilen biri olsa da baksa şu fincana ". O kadar daldan dala atlıyor ki duygular, düşünceler anda kalmak imkansız gibi geliyor adeta. Ya da devam ettirmek hayatı rutinlere dönmek yeniden bir yanılsama sanki. Şimdi bu yaşadığımıza ne deniyor tıpta " Travama " mı deniyor.
Bize o kadar öğretilmiş ki karşılaşılan sorunları hiçe saymak. Bunu da öyle sanıyoruz sanki hiç olmamış diye düşününce bitecek hersey. Ama bu kez kabul edelim ya da gorelim Bence biz bir travma yaşıyoruz. Buyuk bir yıkım ve bitiklik yaşiyoruz . Ne çocukluk, ne ergenlik yaşamayan bir jenerasyon için ne kadar da yapay bir kelime.
Travma dediğin z kuşağında ve onların 90lı ve sonrasında doğan cici cici annelerinde olur değil mi. Halbuki bizler. Biz Seksenlerin çocukları; travma bilmedik hiç. Başımıza ne gelirse gelsin yok sayıp yurumeyi öğrendik. Travmalar bize tırıs gelir vırıs giderdi. O kadar ki onemsenmezdik çünkü biz. Bizim duygumuz mu var ya da hayatta bir planimiz mi var birakin bunlari biz okudugumuz universiteyi bile kendinimiz seçmedik. Hele universiteye gelene kadar ortaokul lisede yoktuk zaten. Çünkü biz ve bizim birinci kuşak yakınlarımız sadece doğdukları aile farklı diye öldürülmüş bir nesildik.Bu kadar onemli sorunlar varken bizim duygularimizi kim takar. Hatayda büyüdük biz. Nereden geldik buralara bizim şehrimizin ortasından geçen nehrin bile adı "ASİ"den geldik .Kadın erkek herkesin okuduğu bir coğrafyada yetiştik. Üniversite sınavlarında başarı oranı olarak hep ilk beşte yer alan, aydın bir milletin çocukları olduk. Duygumuzdan çok aklınla hareket etmek öğretildi hep bize . Her bir yanı tarih ,her bir yanı insan ,her bir yani bahar bir şehir elbette toparlayacak. Elbette yeniden kurulacak . Biz olmasak bile bu dünyada çocuklarımız, torunlarımız yaşayacak orayi anlatacaklar birbirlerine.
Aslında o kadar çok şey yazdım ki hiçbir kelime yazasım yoktu. Ama dinmeyen bir çığlık atma hissi var içimde o hissi bastırmak için ne yapıyorsam olmuyor ondan durup durup yazayim belki geçer diye alıyorum klavyeyi elime.
Bilinmezlik
Değersizlik
Utanma
Derin bir üzüntü var kalbimde
Çok acı çok çok acı hissediyorum.
Bir de göz yaşımın akmamasi hali çok katı bir buzluk hissi. Yani ağlayamamak
Bir de her şeye rağmen yaşamak zorunda olmak ve sorumluluklarımız var.
İşte tüm bunlar Sizde Nasıl Mesela.
Yani siz nasılsınız.
Biz büyüdük de mi bunlar olmaya başladı yoksa hep mi vardı
Yani mutsuzluğun yaşla ilgisi var mı acaba biri de çıksın bunu söylesin ya bana. Yani her geçen gün daha mı mutsuz olacağız yaşlanıyoruz diye yoksa yok senin şansından böyle bir döneme denk geldin aslinda hayat çok güzel yaşla ilgisi yok mu