30 Ağustos 2018 Perşembe

UĞURLAR OLSUN



                                     "UGURLAMAK"

Uğurlar olsun,

Uğurlar ola,

Yani geçmişte yaşanan çok şeyin yerini sessizliğe,kendini zamanın herşeyi sildiği gerçeğine inandırmaya bıraktığın anın başlangıcıdır uğurlamak.

Birini,bir arkadaşı, bir dostu,bir durumu,bir ilişkiyi uğurlamak artık, yolcu etmek,gittiğini kabul edip sizin de gonlunuzun rahat olma durumudur.

Uğurlamak eyvallah gibidir aslında, bağınızı kesmek,bağlantınızı koparmaktır artık.
Bu uğurlamayı kimi bir çırpıda yapar kimi çırpına çırpına...
Yani hadi bakalım seni ugurluyorum ,uğurladım diyerek öyle kolay olan bişey değildir... Kiminin uğurlaması birini yıllarını alırken kimi bir günde kolayca olmuyor gidiyorum diyebilir .....

Defalarca olan gidişler gibi değildir uğurlamak. Normal gidişlerde 'Hoşçakal ', yok efendime soyleyim 'Allaha emanet ol ' gibi sözler denir ki bu geri dönüş var bu yüzden iyi oldur. Ama uğurlamada "Uğurlar ola " denir.  Yani yolun, bahtin açık olsun, yolun uğurlu olsun.şanslı olsun,ben senden gittimdir. Yani uğurladım seni dönüş yoktur.

Nerden geldik buraya ; bugün bir şarkıda duydum bu sözü ordan çıkan bir yazı diyelim....

Son söz;
UĞURLAR OLSUN.

25 Ağustos 2018 Cumartesi

GERÇEKLERDEN UZAK

GERÇEKLERDEN  UZAK
Küçük küçük sevinçler bul kendine,
Büyük üzüntüler yerine
Nefes aldığına şükret;
Doyasıya kokla dünyayı.
İçinden koşmak geldiğinde;koş,
Hem de kalabalık şehrin caddelerinde!
Deli desinler,
Saçını başını dağıttığın için
Çamurlara gir debelen
Yat çimlere yuvarlan
Sularla oyna çocuklar gibi
Şarkılar söyle; makamsız, kafana estiğince
Kır içindeki tüm frenleri;
Koyver gitsin her şey yokuş aşağı
Çalkalanacaksın besbelli!
Bu bile mutlu etsin seni; say ki lunaparktasın,
Çocuksu sevgiler kaplasın içini
Coştukça gülmelisin;kahkahalarla yorulasıya
Uyumalısın !
Ölüler kıskansın uykuların;
Rüyalarında cennet bahçeleri
Bil ki bir defa geleceksin bu dünyaya
Bu son matinedir;bak bitiyor
Haydi!
Ver elini yaşamın sevinçlerine,

Sahte ve gerçeklerden uzak olsa bile

23 Ağustos 2018 Perşembe

BENI DISKALIFIYE EDIN

"Bugün beni saymayın" demek istemez mi bazen bütün dünyaya. Ruhunu uyutmak . "Dükkanı kapattım, gittim gelicem",yazısı asmak kapıya.Öyle işte. Bazen kendinden bile gitmek ister insan,kendi olma halinden bile izin almak. Bir süreliğine izin almak. Hickimse olmak.

Ece Temelkuran.


Bugün izindeyiz.
Hem kendimizden. Hem herkesten. Hem dünyadan. Yok ola ola... Bıraka bıraka gidiyoruz.  Azala azala. Eksile eksile. Yeniler koymadan yerine kimsenin fazlalıkları ata ata devam ediyoruz. Demek ne çok biriktirmisiz ne çok yüklenmişiz hala hafifleyememişiz.
Derinde olmanın tadını birlikte alabileceğimiz kimse bulamadıkça yüzeydekileri yolda bırakıp sanal kemerler takıp belimize dalmaya çalısyoruz suyun altındaki manzarayı inatla görmeye çalışmak için. Allahtan belimize taktığımız ağırlıklar var bizi dibe daldıran.

Neyse bakalım. Deniz ,kum,tekne ,alaçati paylaşımlarına devam arkadaşlar.
Iyi bayramlar.
Derine inmeyin fazla herşey yüzeyde çok daha keyifli. Keşke bizde orada olabilsek. Tek sıkıntımız alamadığımız elbise,eksik olan yemek tabagimizin tuzluğu, göremediğimiz bilmem ne adası,ülkesi olsa... Ya da kasap eti iyi ayırmamış, çocuğun ögretmeni bilmem ne yapmış  , arkadaşının annesi bana şunu dedi,o bunu yedi,bu bunu giydi bilmem ne olsa derdimiz ne güzel olurdu:)

8 Ağustos 2018 Çarşamba

TAM AN-LA-MA-MAK


https://youtu.be/fEzpsVi1Qd0



           Bitişlerin, gidişlerin, yok oluşların nedeni ; esas nedeni budur işte
     
           ANLAYAMAMAK/ ANLAŞILAMAMAK

           ANLAYAMAMAK;

           Bu durumun tam tersinden gidelim...

           Anlamak ; neyi kimi ne kadar anlamak.  Sen kendini  anlıyor musun ki başkasını anlayabileceğini düşünüyorsun. Kendine soruyor musun ki sen; Ne anlatmak istiyorsun bana diye. Yavaşlayıp, durup izliyor musun kendini. Yoksa hala ruhun bedeninden ayrı mı geziyor bir yerlerde. Ruhun başka ruhlarla meşgulken ,bedenin sinyallerle sana seslenirken duymazdan mı geliyorsun yoksa onu. Çok fazla değil bir gün içinde dahi kaç kez ruhunla bedenini buluşturdun.  Kaç kez kalbini yavaşlattın bugün. Kaç kez ruhuna sordun, esas yol arkadaşına,''Özlemedin mi beni'' diye. Bedenindeki farklılıklarını,ağrıyan yerlerini ,sonradan çıkan benlerini,oluşan sivilcelerini gözle, dinle bakalım; sana ne diyor...
Başkasından önce kendini anlayabiliyor musun?
Önce kendini tanı,kendini anla.Sonra karşındakine sıra gelsin.
O zaman ne yapacağız ruhumuzla bedenimizi buluşturacağız bugünlerde.Gideceğiz herkesten,aslında olacağız her yerde ama kimsenin ruhunu üzerimize yük etmeyeceğiz.Taşımayacağız ruhumuzda onu,onları.Sadece kendimiz olacağız .Soracağız kendimize;'' CAN ne istiyorsun ne bekliyorsun benden seni anlamam için "diye.Nefesini,nefsini dinleyip bileceksin önce.Bunun için de yavaşlayıp,durman gerekiyor.Adımlarını önce yavaşlat,yemek yemeni,işlerini yapmanı,nefesini,konuşmanı,sesini,müziği her şeyi yavaşlat bu hafta.Hayatı yavaşlatıp kendine bak.Ruhunla bedenini buluştur....Kendini anlayınca belki daha kolay olur insanları anlayabilmek.

        Bir de ANLAŞILAMAMAK var.

Bunun için ne yapmalı?
Ben bunun için herhangi bir şey yapılabileceğini düşünmüyorum.Birisi ya da birileri sizi anlamak istiyorsa anlıyor/istemiyorsa siz ne derseniz deyin anlamıyor.Bu yüzden anlaşılmayı çok da beklemeyin kimseden.Çünkü anlaşılabilmek tamamen karşı tarafa kalmış bir seçimdir.Siz kendinizi bir kez anlatmayı deneyin zaten anlamak isteyen için bir kez yeterlidir ifade etmek.Sayının artması karşı tarafta her hangi bir bilinç oluşturmadığı gibi sizin enerjinizi ve zamanınızı almaktan başka hiçbir şeye yaramaz...

Tabi ki bunlar benim gözümün,benim dünya gözlüğümün bakışı....
Siz isterseniz anlaşılmayı bekleyerek anlatmaya devam edebilirsiniz kendinizi.Ama ben bıraktım.Kimseye hiçbir şey anlatmıyorum kendimden başka...Anlaşılmak gibi bir derdim olmayalı da çok oldu.

Son bir söz;
Anlamak için anlaşılmayı bekleme , sen sadece kendini anla geriye kalan kafasına göre zaten bilinci çapında anlayacak seni,anlatmaya çalışma...Anı yaşa,hayatına bak...Bırak...