Neresi sıla bize,
Neresi gurbet...
Yollar bize memleket....
Dönmek .... Mümkün mü artık dönmek....
Gitmek ..... Mümkün mü artık gitmek...
Onca yollardan sonra yeniden yollara düşmek....
Olmamış yaşamlar, eksik yarınlar...
Neresi sıla bize, neresi gurbet...
https://youtu.be/ohqjkCdgiSg
Bence bir cuma akşamı için fazla melankolik ama eskimeyen bir şarkı değil mi?
Aslında hiç de o havada değiliz ama alt kültürümüzde var sanırım bu... Yani aslında çok mutlu da olsak böyle altta yatan bir romantizm, bir duygusal haller falan...
Tekrar derinleşmek, duygulanmak güzeldir belki de. Gerçi bu şarkı beni üniversiteye gittiğim günden beri etkiler.... Neresi sıla bize, neresi gurbet... Gurbette geçen 17. Yıl... Artık neresi memleket neresi gurbet bilemememiz belki de normaldir. Şimdi bu yazıyı memleketinden uzakta yaşayıp okuyan herkes anlayacaktır beni. Aidiyetsizliğin tavan yaptığı , farkettigimiz yaşlardayız çünkü.
Bence insan yaşından önce büyümemeli. Yaşı gibi olmalı. Yirmili yaşlarda otuzlar,otuzlarda elliler gibi hissetmemeli... Bu kadar da farkindalik iyi bi şey değil... Bakar kör olmalı. Ne güzel... Flash tv halay ekibinin kafasında yaşamalı hayatı belki de... Çok da şey yapmamalı yani. An olmalı , ne yarın ne de dün olmamalı...
Yapabilirsek eğer deneyelim yarindan itibaren... En azından yarın , bir gün de olsa sadece bir gün dahi olsa ne istiyosak onu yapalım. Deneyelim bunu. Yarın herkes ne istiyosa öncesi sonrasını düşünmeden yapsın bir güncük... Bakalım ne olacak.
Sevgi ve selamla...