31 Temmuz 2017 Pazartesi

NE OLACAK ŞİMDİ



                                   

                                                     


                                    Ne olacak şimdi?


    Arkadaşlar bu benim hayatımın sorusu ya... Hep olacakları bilme isteğim. Yani bu galiba olacakları bileyim ki kendimi korumaya alayım , gardımı alayım düşüncesinden kaynaklanıyor. Yani sizde de oluyordur belki zaman zaman ama bende çok fazla var. Ne olacak şimdi diye düşünmek. Düşünüp yanıtı bulup ona göre tutum sergileme isteği. Bileyim başıma geleceği de ben de bir strateji geliştireyim baş edebilmek için. Genelde işler kontrolumden çıktığında sorduğum bir sorudur  bu.

                                     Ne olacak şimdi?



    Peki ne olacağını öğrenince olacağı engelleyebiliyor muyuz?

    Olmaması ya da olması için birşey yapabiliyor muyuz?


    Hayır!

    Ama yine başınıza neler geleceğini bilmek rahatlatiyor insanı. Ama sonunu bilmediğiniz bir yola girmek geriyor. Bu yüzden güvende hissetmek için öğrenmeye çalışıyoruz.


     Bile bile karmaşıklığın içine atmak ise kendini ne olacağını söylesek de sen yine bildiğini yapıyorsun dedirtiyor insanlara. Bu yüzden aslında " Ne olacak şimdi"diye sorarken aslında kendinize sorup kendiniz yanıt bulmaya çalışıyorsunuz.


      Kimse bilemez şimdi ne olacak. Bunu sadece yaşayarak ögrenebiliriz. Yani bildiğiniz cevaplar olacakları engelleyemiyor.İstediğiniz kadar ne olacağını öğrenin bu olması gerekenleri durdurmuyor. Olacak oluyor. Yani sorgulamamak gerekiyor demekki.

                                         

   

         


28 Temmuz 2017 Cuma

FREKANS ? Yani bizden misin....





       Ben daha önce defalarca yazmıştım biliyorum. Ama dönüp dolaşıp hep aynı yere gelince galiba kendimizi tekrar etmek sadece bana özgü birşey değil diye düşünüyorum. Yani hepimiz insanız ve hepimizin yaşadiğı olaylar , ilişkiler , birlikte olduğu insanlar farklı olsa da yaşanan duygular aynı diye düşünüyorum( yani kendini tekrar etme).


     Yazmakta tekrar ettiğim şey ise;


    -AYNI DİLİ KONUŞANLAR DEĞİL AYNI DUYGUYU PAYLAŞANLAR IYI ANLAŞIR-


    Ben buna çok inanıyorum. Aynı duyguyu paylaşmak... Yanında olan insanlarla aynı şeye gülmek aynı şarkida duygulanmak... Aynı olaya ürpermek... Bunu yakalamak o kadar zor ki. Bence insan bunu biriyle yakaladıysa kıymetini bilmeli. Bu değerli çünkü zor rastlanan birşey.


    Olasılıksız diye bir kitap vardı bir zamanlar en çok satanlar listesinde yer alan onun yazarının yazdığı bir diğer kitap vardır o belki o kadar meşhur olamamıştır ama benim favorim ve beni çok etkileyen bir kitaptır... EMPATI adı. Orada anlatılan hepimizin etrafa yaydığı bir beyin enerjimiz var. Yani bir frekans yayıyoruz çevremize... Ve çevremizde o frekansta buluştuğumuz insanlarla ilişkilerimizi sürdüyoruz... Hani deriz ya seninle frekansım tuttu gibi laflar. Işte o bilimsel olarak Tesla tarafından kanıtlanmış bişey. Bir enerjimiz var bir beyin dalgamız var etrafa yaydığımız. Ve bu dalgaya yakın bize yakın insanları seçiyoruz, topluyoruz etrafımıza... Yani bunu bilerek yapmıyoruz. Beynimiz bunu yaptırıyor bize.

     İşte o frekansta yakaladığınız insanları bulunca da hayat keyifli oluyor.

    Ve eğer bunu frekansı yakaladığıniz, ayni aurada buluştuğunuz birileri varsa hayatınızda bence onlara sıkı sarılın ve kaybetmeyin...Yani o an bunu hissettiğiniz an -an'ı yaşayın çünkü yarın olmayabilir.


    Ve de size muhteşem bir şarkı... Bu da bu gecenin şarkısı... Bu gecenin anısı olsun.


     https://youtu.be/Id8PAX1r7uw

24 Temmuz 2017 Pazartesi

YAZMIYORSAK DA BIR SEBEBI VAR



      Merhaba...

      Yaz mevsimini seviyorum ben. Yani üşümemek çok güzel bir duygu... Çünkü ben 26 derecenin altında üşüyen biriyim. 25 derecede üşür 27 derecede sıcak derim. Yani aralar yoktur ben de. Hani olur ya insanlarda; klişe olacak belki ama griler olmalı yaşamımızda diye bir laf. O ben de olamıyor maalesef.

       Kendimi gerçekleştirme yolculugumda değiştirmek istediğim birşeydir aslında bu ... Ama yapamıyorum. Siyah ve beyaz vardır bende. Var ya da yok. Tam ya da hiç. Evet ya da hayır. İstiyorum ya da istemiyorum.... Şimdi istemiyorum ama belki yarın fikrim değişir. Ya da sen burda bi bekleyedur ben gele de bilirim ya da gelmem ya belki. Ya da olabilir güzelim bakarız olursa sana söylerim olmazsa da sen bak işte işine. Ve yaa aslında ben gitmek istiyorum ama kalmak da istiyorum gibi gibi vs.... Yani acaba bu griler olmalı lafını mı ben yanlış anlıyorum bu mudur yani. Griler böyle mi oluyor. Neyse aslında ben başka bişey yazmak için aldım elime telefonu nereye gitti konu...

        Benim yazmak istediğim aslında yazmak için hissetmek gerektigiydi. Yani mutlu,kızgın,kırgın, aşık, öfkeli , üzgün hissedince dökülüyor sözcükler yazıya diyecektim. Bu duyguları yaşamadan yazamıyorsunuz. Daha doğrusu yoğun yasamayınca da diyebiliriz. Yoksa gün içinde birçok duyguyu yaşıyoruz ama derinliğine ve yoğunluğuna bağlı bu...


         Günlerdir yazmıyorum çünkü hissetmiyorum. Yok😉 Dün bir yazı okudum. Tek bir cümle ama çok da fazla duygunun sonucu yıllar içinde edinilen bir sonuç cümlesi bugünün son sözü o olsun. Bir sahilden iyot kokusundan selam ve sevgi ile......


13 Temmuz 2017 Perşembe

DERIN OLAN MUTLU EDER

 

                Mutluluk nedir diye düşündünüz mü hiç?


               Bence otuzlu yaşlarını yaşayanlarınız bunu sorguluyordur.

               Çünkü yirmili yaşlarda pek bunu düşünecek vaktiniz olmuyor. Yirmili yaşlar üniversite , iş , eş , çocuk falan filan yaşayıp ama farkında olmayışla geçiyor. Yani havada geçen günler olarak yazılıyor hafızaniza.

                Ama otuzlar öyle değil hele otuz beşten sonrası aydınlık çağ. Farkındalık dönemine hoş geldiniz. Kimin ve neyin sizi nasıl mutlu ettiğinin farkına varış. Gerçi bu farkindalik yaşı insandan insana değişse de ben ortalama üzerinden yazıyorum. Ya da kendi deneyimlerimden anladığımı paylaşıyorum sizlerle diyelim. Bence otuz beş iyidir. Candır... Keşke tam da bu yaşta kalsak hep:)...

                 Neyse konumuz Mutluluk. Mutluluk nedir yahu?

                 Kim mutlu?

                 Ben nacizane kendimce bunu düşündüm. Kendimce cevaplarim da oldu.

                 Bence mutluluk derinlik.Duygu derinliği.

                Tanımak bilmek. Şimdi bunu açıcam. Hiç tanımadığınız birinin size söylediği hiçbir güzel söz sizde hiç bir etki etmezken acıyı tatlıyı paylaştığınız birinin yazdığı tek bir kelime sizin gününüzün muhteşem geçmesine neden olabilir. Yani sıradan her hangi birinin yaptığı birşey mi yoksa emek ettiğiniz birlikte gülüp ağladığınız birinin yaptığı davranış mı sizi mutlu eder? Tabiki ikincisi. Demekki bizi mutlu eden bizde derinliği olan paylaşımı olan insanlar.

               Bir diğer mutluluk sebebi ise minnet duyguları bunların dile getirilmesi.

               Teşekkür etmek. Iyi ki varsın demek. Sen olduğun için herşey güzel demek. Hiç kimse bu yemeği senin kadar güzel yapamaz demek. Kimse bu bahçeyi böyle yapamazdı demek. Sen olduğun için hayat daha kolay diyebilmek. Senin hayatımda var olman beni çok mutlu ediyor diyebilmek. Sensiz zor oluyor özlüyorum diyebilmek.Bunu yansıtmak karşı tarafa. Yansitildigindaki duygu ışte mutluluk oluyor. Bu da size tekrar dönüyor. Aslında kolay ama bir çok insan için de çok zor maalesef. Çünkü gurur ve ego giriyor araya...

              Sonra bir başka mutluluk nedeni ise bakış açınız... "Hayat aldığın nefeslerden değil de nefesinin kesildiği anlardan ibarettir" sözünü özümsemek. Ve o anları biriktirebilmek. Ve size nefesinizi kestiren anları yaşatan insanlarla devam edebilmek. Tabiki her renk olmalı hayatımızda ama derinlik için böyle tercihlerimiz olmalı.


              Bir bebeğe sarılmak. Yağmurda islanmak. Gece denize atlamak. Kızınla koltuklarda deli gibi zıplamak. Gece evin önüne çıkıp bahçeyi kendini sulamak. Ya da dağın başına çıkıp bağırmak. Karlarda yuvarlanmak. Ya da sahnenin en üstüne çıkıp dans etmek . Karaoke yapmak. .... Ve tüm bunları sizinle yapabilecek insanlarla devam etmek yaşama.

              Bence böyle👍 Derinlik ve minnet duymak iyidir. Ve bunu yansıtmak aktarmak gerek....

                       https://youtu.be/ZKtNB9jiHV0

10 Temmuz 2017 Pazartesi

DURU KIZ YAMAN OĞLAN❤



           Ne yazayım ki zaten görüyorsunuz.... Inanilmaz bir enerji içindeyim. Bebeklerin birini bırakıyorum öbürünü alıyorum. Benim yeğenlerim. Biri Yaman Yağız diğeri Duru Nazlı Duru. Yiğitle Begüm büyüdü artık onları anlatmiyorum ama Duru ve Yaman çoooooooook fena tatlı.

          Yaman gözleri dolu dolu bakan hassas duygusal bişey alt dudağı aşağıya sarkık her an ağlayacak gibi duran ama sarilinca guvenince gülen kendini bırakan bir küçük adam sanki ama adının sahibi tam bir Yaman delikanlı.....

          Duru ise başka bişey gözler hep bir mana dolu ve farkında bir kız. Her soylenene bir cevabı varmış gibi bakıyor insana. Yani konuşsa deli şeyler anlatacak. Öyle bir boncuk ki gözler sanki biliyorum beni sevdiğini dermiş gibi bakıyor insana. Sürekli sana bakarak agu magu birşeyler diyor cevap veriyor adeta. Yüzü bir ressamin fırçasıyla çizilmiş gibi narin ve güzel...Karakteristik bir bakışı var size. Ve bağlayıcı delici bakışları.

         Bu ikisine sarılmak kucaklamak ise tarifi imkansız bir duygu. Yani insan kendisinin olamayan bir bebeği nasıl bu kadar sever , nasıl bağrına basar onu anlıyor insan yegenlerinde. Hiç kucağından bırakmak istemiyorsun. Bir de ben zaten bebeklerin bir enerjisi olduğuna inanan biriyim. Yani sarildiginizda içinizi kaplayan bir huzur oluyor. Yumuşak tenleri masum kalpleri ve hızlı nefesleri ve eşsiz gülüşleri umut veriyor insana. Bugün ben onlara doyamadim. Her yerlerini mıncıkladim. Yedim yedim doymadim.

       Çocuklar çocuklar iyi ki varlar ... İlaç onlar, antibiyotik, anti stres. ... Hele de benim olanlar başka bi tatlı Begüm, Yiğit, Yamaaan vee en minigi en başkası en Duru kız... Annesi paylaşmadan ben paylaşamiyorum fotoğrafını ama görseniz siz de anlarsınız kizdaki
albeniyi🙏😉

       Bu benim Yağız Yaman... Tatlı ama iddialı delikanlı☺

   


Bu da benim Nazlı anlamlı Durummm😘😘😘

Aslında hepimizin yaşadığı bişey bu duygular ama farkında olmak , hissetmek , dokunmak , görmek yok hepimizde.... Yani Duru ve Yaman bugün bana hayatın devam ettiğini ve mutlu olmak için inanilmaz mucizelerimizin var olduğunu hissettirdi.
 Hem hala hem teyze olmak ne güzelmiş...

Büyüdüklerinde okurlarsa onları çok inanılmaz seven insanlar olduğunu bilsinler.

Bugün güzel bir gündü ve Allah onları hep mutlu etsin şükürler olsun ... Amin.😉✌😌

4 Temmuz 2017 Salı

TATLIM TATLIM😃




                Temmuz nasıl geldi !. Ne çabuk geçti altı ayı bu yılın ben en son Mart'ı hatırlıyorum ondan sonrası silik yani kafamda değişimler zincirlemesi😒☺ Jüpiter mi geriliyordu ne oluyordu o bitti de şükür rahatladık yani belki ondan belki de yazdandir. Bilemiyorum ama iyi hissediyorum son bir kaç gündür. Belki tatil iyi geldi. Belki huzur ,belki gülünen; sesli atılan kahkahalarin verdiği bir doyma hissi,  durgunluk belki. Ama güzel. Kelebekler falan, kuşlar, balıklar ve de dalga sesleri iyi geldi belki de... Bilemiyorum ki...Neyse iyiyiz yani😉😃





              Bugün uzun bir yazı yok. Size son günlerde çok severek dinlediğim çok çok keyifli bir şarkıyı armağan ediyorum. Ben bayıldım harika😌 Çocuğun sesi şarkınin sözleri o kadar güzel ki....Dinleyince gülümsüyorum ben  bakalım siz ne hissedeceksiniz. Güzel güzel...



              https://youtu.be/vi-9S_sDCn0